Valla oldu bunlar ❣️ Yazarken öyle keyifli ki anlatamam böyle ikisinin de deliler gibi birbirini sevgiye boğduğu sahneler yazmak için çıldırıyorum.
~~~~~
ATLAS
"Üzerine atlamam mı gerekiyor illa ?"
Uzun süredir sessizce ormanda yürüdükten sonra gelen ilk sesle irkilmişken gelen ilk konuşmanın da bu şekilde başlaması ile hızla çağlara döndüm.
"Gerçekten bunu yapmayı mı planlıyorsun."
"Yani yapmadığım şey değil ama biraz daha ilerletmeyi düşünüyorum. Yeterli gelmedi sanırım. Biraz daha teşvik mi lazım ."
"Hayır hayır. Herşey yeterli ekstra bir teşviğe ihtiyacım yok. Sadece , bunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama çağlar ben sana şuan dokunmak istesem ve dokunsam senin bundan mutlu olacağını bilmek beni dehşete düşürüyor . Biliyorum bunun olması beni mutluluktan öldürmesi gerekiyor ama kabullenemedim bir türlü."
"Bana dokunmak istiyorsun yani ?"
Söylediklerimden sadece duymak istediği kısmı cımbızla seçip odaklandığında gülümsedim.
"Evet. Her bir zerrene ."
Yolda yalpalayan ayakları bir iki dal parçasını iteleyip yanıma doğru sekerek yaklaştı.Tanrım bu adam deli gibi ona aşık olmamı o kadar çok hak ediyordu ki söyleyecek kelime bulamıyordum. Bukleli saçları dağılmış, ara ara güneşten gözlerini kısarak yarım bakarken başını bana doğru uzattı. Beklemeden uzandığım dudaklarını kavradım. İkimiz de birer ağaç kütüğünün üzerinde durmuş kendimizi kaptırmış gibi öpüşürken ilk çağlar düştü. Tabi ki onu kendime çekerken biraz hırpanı davranarak dengesini kaybettirmedim ne münasebet.
"Teşekkürler ne kadar centilmensin sen öyle aslan parçası ."
"Teveccünüz çağlar bey ne kadar kibar olduğumu da görmek ister misiniz acaba ?"
Ellerini iki yana açmış bir yandan yakınırken bir yandan da geri geri yürüyordu hızlanarak belinden tuttuğum gibi boynunun girintisine yerleştim.
"Öyle sözler verdim ki kendime. Ne gölgenin üzerine gölgem ne hayatında ismim leke olarak kalacak öyle bir gideceğim ki hayatından sanki hiç var olmamış hiç canını yakmamış olacağım dedim. Çağlar ama senden gidilmiyor . Öyle bir şeysin ki ne senin gölgen olmaktan kurtuldum ne de hayatında bir yerim olmasını istemekten. Ne kapının önündeki parkta senin gelmeyeciğini bile bile seni beklemekten vazgebildim. Ne her gece seni sen farkına varmadan evine bırakmaktan ne de sen neyi seviyorsan onu sevmekten. Kusuruma bakma ben biraz kusurlu seviyorum biraz eğrelti benim sevgim ama sana en doğrusunu sunmak için elimden geleni yaptım. Seni korumak için ilk seni incittim. Ama sen kusuruma bakma olur mu ? Bu benim ilk aşık oluşum yanlışlarımı mazur gör. "
Ellerim belinin iki yanından kavramış yüzüm yüzünde durduk bir süre
"Bana birşey oldu heralde ya. Oğlum o kadar tatlı geliyorsun ki gözüme sürekli üzerine atlayasım geliyor. Noluyor bana ?"
"Normal o ya bende aynı hissediyorum."
"O zaman biraz da sen yap kendimi kötü hissetmiyim sürekli ben yapınca zorluyor gibi oluyorum ."
Boynuna gömülüp bir iki kere derin nefes alıp öpücüklerimle süsledim. Kendimi güç bela geri çekip belinden tutarak yürümeye başladım. Gezimize yeni başlamıştık şimdiden bölsek yazık olurdu.
"Plana sadık kal. Plana sadık kal atlas. "
Yanımda yalpayarak yürüyen çağlar garip bakışlarını yollarken kendi kendime konuşmaya devam ediyordum.
"Çağları öpemezsin. Şimdi olmaz ! Neden. Neden olmaz !!!"
Benim bu halime kahkahalarıyla karşılık verirken ona ayak uydurmamak elde değildi.
"Delirdin mi lan gerçekten ? Geç mi kaldım. "
"Bilmiyorum ki oynadı sanırım bi kaç tahta. "
Söylediklerimi zerre sikini takmadan elimden kurtulup ilerlemeye başladı. Ağaçların gövdesine dokunuyor ara ara koklamak için yakınlaşıyordu. Çağları bu kadar sakin bu kadar mutlu görmeyeli o kadar zaman olmuştu ki üzerinden bir asır geçmiş gibi hissediyordum. Sonunda koca bir okaliptüs ağacına yaklaşmış gövdesine dokunarak uzun uzun kokladı.
"Annem böceklerden nefret eder. Küçükken böyle ağaçlara çok yaklaşırsam böceklerin evini kaybedip saçımı evi sanıp orda yaşamaya başlayacağını söylerdi. Ailesi ne kadar arasa da beni bulamıcaklarından onları ben ayırmış olucaktım. O kadar uzun zaman yaklaşmadım ki ağaçlara bazen ne kadar gerçek olmadığını bilsem de hala tereddüt ediyorum. "
"Annen..." Başladığım her söz aklımda kötü sonuçlandığından cümlem yarım kalmıştı. Çağlar bu çaresizliğime bakıp gülümserken konuşmasına devam etti.
"Bazen gerçekten kötü olabiliyor biliyorum. İçindeki o büyük sevgisinin bir diğer tarafı bu. Sadece bu gerçek bazen beni çok korkutuyor. Beni affedemeyecek kadar karanlığında kalırsam ve bana sadece orayla bakmaya başlarsa diye ama sonra bana nasıl güldüğünü görüyorum sonra bana hiç kıyamazmış gibi geliyor. Umarım düşündüklerimde yanılmam annemin nefretiyle savaşacak güce sahip değilim atlas."
"Seni bu duruma hiç sokmam."
Yaşadıklarımızı düşününce verdiğim söze sadece gülmekle yetindi.
"Tabi herşeyi siktir edersek benim geyik sevgim de buradan geliyor. Ben onlara kıyamayıp ağaçlara yaklaşamazken bu hayvanlar kafalarında kocaman bir ağaç taşıyormuş gibi boynuzları varken sürekli onlara yaklaşıp bir aileyi ayırıyordu ve kimse onlara kızmıyordu. Onları gezdiriyor dolaştırıyor sonra tekrar yuvasına bırakıyordu bazen başka ağaçlara da götürebiliyordu. Kısaca benim yapamadığımı yapıyordu. "
Yanıma yaklaşmış kafamın iki yanından hayali boynuzlarımı gösterip imrenek izlemeye devam ediyordu. Sanki bu yaşına kadar yapamadığı içine bastırdığı ne hayali varsa o boynuzlara yüklemiş onları yapsaydım ne olurdu derkenki oluşan görüntüleri izliyordu boşlukta.
"Sen benim geyiğimsin atlas. Benim olmadığım ama olmak istediğim yegâne şey. Asla senin gibi olamayacağımın farkındayım. Ama sana sahip olabileceğimin farkına vardım. Sadece seni izlemek seni dinlemek seni sevmek bile beni mutlu ediyor artık biliyorum. "
"Sana boynuzlarımı hediye edeceğim."
Elleri saçlarımın içinde dolanıp durururkan alınlarımızı birbirine yaslamış sakince duruyorduk. Çağlarla sadece durmak bile bana hiç yaşamadığım duyguları yaşatıyordu. Ne kadar süre bu halde kaldık hatırlamıyorum. Yürümeye tekrar başladığımızda gökyüzü yavaştan renk atmıştı. Evden çıkmadan ayarladığı eşyaları teker teker yerleştirmeye başlığında moda sahil parkında pikniğe gitmiş sevgililer gibiydik . Yaptıklarını söylüyor hepsinin tadına bakmam için zorluyordu. Ne yedim hatırlamıyorum tatları nasıldı ne yorum yaptım pek bilgim yok açıkçası tek bildiğim anın büyüsüyle taş uzatsa mükemmel olmuş diyecek kıvamdaydım.
Küçük pikniğimiz fondaki yavaş şarkı ve şelaleden gelen su sesleriyle devam ediyordu. Bir süre konuşmayı kesti. Yüzünde garip bir bakış vardı. İşte tam bu anlarda korkuyordum. Ya yaptığı bu şey her ne ise ve ondan sıkılırsa ya beni bırakırsa diye.
Eskiden beni bir daha görmek istemezse ne yapacağımı bilemeyeceğimi düşünüyordum ama artık çağlara bir kere dokunduğumdan asıl en zorunun bu şekilde ayrılmak olduğunun farkına varmıştım. Ama şu bir kaç günün en güzel tarafı çağların beni her korkumdan bir bir arındırmasıydı. Ve bunu yapmaya hala devam ediyor olması ise mükemmeldi.
"Yüzelim mi ? Su çok güzel görünüyor."
Bana dönen bakışlarında garip bir ışıltı vardı. Ya da ben öyle görmek de istiyor olabilirim bilmiyorum.
"Olur nasıl istersen."
ВЫ ЧИТАЕТЕ
PİCASSO 🍁/TEXTİNG
Короткий рассказ@Çağlar :Ondan uzak dur demiştim ! @Atlas :Bende sana cevabını vermiştim. @Çağlar :Kavga ettik ? @Atlas :Kafa attığımda cevabını aldığını düşünmüştüm. ~~~ #1. Yazışma (28.05.2021) #2. Boy (5.01.2022) #3. Biseksüel (5.01.2...
