0.9

222 36 28
                                    

Bana mı?~Edis

Yine karanlıktaydı. Yine yüzünü göremiyordum. Telefonum yeniden çalmaya başladı. Özel numara arıyordu. Kafamı tekrar kaldırıp baktığımda orada değildi.

"Lanet olası pislik." Telefonu kapadım ve taksiye bindim. Telefonumdan tekrar bildirim sesi gelince ekrana baktım.

05*********: Cesaretine hayranım minik kızım. Senin yerinde olsam buna girişmezdim bile ama şanslısın çünkü ben seni affediyorum.

Ve bir fotoğraf. Yağızın kafede oturduğu ve tek seferlik açma hakkımın olduğu bir fotoğraf.

Ardından bir fotoğraf daha. Tekrar Yağız fakat bu sefer ekranda ona doğru tutulan bir silah vardı.

05*********: Şimdi onu ve seni bağışlamamı istiyorsan o taksiden in.

Hızlıca taksiden indim ve koşmaya başladım. Bu kafe bize yakın bir yerdeydi.

Birkaç dakika içerisinde kafeye ulaştım ve hızlıca içeri dalıp etrafa baktım.

Şükürler olsun oturuyordu. Ya benim yüzümden ölseydi, napardım? Ona doğru yürümeye başladım. Acaba sapık hala dışarıda mıydı?

Yanına ulaştım ve masasının hemen yanında durdum. Sabahtan beri eğik olan kafasını ilk defa kaldırdı ve bana baktı.

Gözleri kızarmıştı ve beni görünce bakışları şaşkın bir hal almıştı. Hemen ayağa kalktı.

"Burada ne işin var ve neden ağlıyorsun?"ağlıyor muydum?

Kendimi tutamadım ve kollarımı ona doladım. Az daha benim yüzümden ölüyordu. Şaşkınlığını hazmedince o da bana sarıldı.

"Neler oluyor?" Ne yapıyordum ben? Delirmiş olmalıydım, sapık hala dışarıda olabilirdi ve ben şuan sapık olma ihtimali olan birine sarılıyordum.

Onu ittim ve koşarak kafeden çıktım. Ardından fotoğrafın çekildiği yere doğru yürüdüm. Etrafa iyice baktım, kimse yoktu.

05*********: Beni mi arıyorsun güzelim? Kalbine bakmanı söylemiştim. Ayrıca merak etme bugün uslu duracağım.

Bu sefer telefonu yere fırlattım ve üzerinde zıplamaya başladım.

"Sikik orospu çocuğu."

Kafenin içerisinden Yağız çıktı ve yanıma ilerledi.

"Esila ne yapıyorsun, dur."

"Şerefsiz pislik çıksana lan karşıma." diyerek döndüm etrafımda.

Yağız kolumu tuttu ve beni kendine çekip kollarını bedenime doladı.

"Sakin ol, lütfen çünkü ben suan ne yapacağımı bilmiyorum."

Onun telefonu çalmaya başladı. Cebinden çıkarıp ekrana baktı. Bende baktığımda özel numara olduğunu gördüm. Telefonu elinden çekip cevapladım.

"Eğer sana bir daha dokunma cesaretinde bulunursa bugün uslu duramayabilirim. Şimdi iyi bir kız ol ve ben onu senden uzaklaştırmadan sen onu kendinden uzaklaştır." Telefonu kapadı.

"Hayır, hayır lanet olsun."

Yağız tekrar kolumu tuttu. "O da kimdi, anlatır mısın artık?"

"Benden uzak durmanı ve bir daha bana yazmaman gerektiğini söylemek için geldim. Seni gerizekalı senden nasıl hoşlanabileceğimi düşünürsün." kolumu çektim.

"Bir daha bana dokunma, Bir daha karşıma çıkma ve bir daha bana sakın mesaj yazma. Hadi yallah."

Arkamı döndüm. Onunla zaten aramızda bir şey olamazdı. En iyisi sapığı bulana kadar herkesi kendimden uzaklaştırmaktı.

Eve döndüğümde kapıda bir paket vardı. Paketi elime aldım. İçinde yeni bir telefon vardı ve bir not.

~Teşekkür ederim bumbum.~

ALDATTIN MI BENİ (TEXTİNG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin