1.1

156 26 31
                                    

~Blackbear-IDFC~

Yağız'ın burada ne işi vardı? Yoksa sapığı yağız mı bulmuştu ama nereden anlamış olabilirdi ki?

Ayrıca bu Yağız kimdi? Konuşalı daha birkaç gün olmamıştı, hakkında hiç bir şey bilmiyordum. Neden her yerdeydi? Sapıktan bir farkı kalmıyordu artık.

Polis olan elini gideceğimiz yöne uzattı. "Buyrun lütfen." dedi ve yağızla yürümeye başladılar.

Tam peşlerinden gideceğim sırada Yusuf elimi tuttu. Ne yapmaya çalışıyordu yine bu manyak?

Elimi çekeceğim sırada "Sakin ol bebeğim." dedi. Önden giden Yağız, Yusuf'un sesiyle bize döndü. Tuhaf bakışları oldukça rahatsız ediciydi. Bana yanlış bir şey yapıyormuşum gibi hissetiriyordu.

Yusuf'a döndüm ve elimi çekeceğim sırada, daha ileri giderek saçımı kulağımın arkasına attı ve saçımı okşamaya başladı. Kafamı geri çektim.

"Napıyorsun Yusuf?"

"Sevgilimi teselli ediyorum." Yağız bir anda tekrar arkasını döndü ve hızlıca yürümeye başladı. Bu da ayrı bir tripteydi.

Elimi hızlıca çektim. "Yediğin dayak sana yaramamış galiba. Ne bu hareketler? Ayrıca bir iyisin bir kötü, kafayı yedin iyice. Uzak dur benden." diyerek cevabını beklemeden arkalarından gittim.

Bi süre yürüdükten sonra bir kapının önünde durduk. Ardından Polis Yusuf'u sapığa bakması için götürdü. Ben onu görmek istemediğim için gitmedim, Yağız da benimle kaldı.

"Barışmışsınız, affetmişsin onu." Cevap vermedim.

"Pardon o seni affetmiş, aldatmıştın ya onu." diyerek sinir bozucu bir şekilde gülmeye başladı. Ne sanıyordu kendini?

"Her neyse zaten ben unuttum seni, başkasını seviyorum." İyi ne güzel.

Pis yalancı.

"Ne işin var burada?" dedim, dediklerini umursamadan.

"Sen gidince telefonunu aldım ve tamir ettirdim. Yaptığın hareketler normal olmadığı için telefonunu azıcık karıştırdım, çok azıcık." hızlıca kafamı ona doğru çevirdim.

"Telefonumu mu karıştırdın?" Olamaz olamaz. Bir anda tüm fotoğraflarım gözümün önünden geçti.

Hayır Esila kafanı karakol duvarına vuramazsın.

"Merak etme mükemmel fotoğraflarını görmedim." Bir süre bekledi ve kafasını omzuna doğru düşürerek konuşmaya başladı. "Belki azıcık görmüş olabilirim ama kendime yollamadım." Rezil olmuştum.

"Her neyse sonrasında telefonun çaldı, özel numara arıyordu açtığımda bana tehditler savurdu. Ardından mesajları gördüm ve sapığın olduğunu anladım. Sonrasında onu bulmam çok zor olmadı."

"Sapığı sen buldun yani?" Sapığı sapık dayı bulmuştu.

"Evet hemde sadece bir kaç saatte. Harikayım değil mi?" dedi göz kırparak.

"Mafya mısın sen, nasıl buldun hemen sapığı?"

"Sayılır." birde dalga geçiyordu ama sonuç olarak sapığı bulmuş olabilirdi.

"Ben teşekkür ederim." Eğer bulduysa, en azından beni kurtarmıştı o manyağın elinden. Gülümsemekle yetindi.

"Telefonum nerede?" ailemi arasam iyi olurdu.

"Artık benim telefonum."

"Ne saçmalıyorsun yine?"

"Onu orada bırakıp gittin. Mal bulanındır."

"İçinde özel şeylerim var."

"Umrumda değil." dedi ve cebinden telefonumu çıkardı.

"Tamam senin olsun. Sapık arkadaş bana yenisini yollamıştı zaten." dedim ellerimi belime koyarak.

"Umarım onu çöpe atacak kadar zekisindir." güzelim telefon çöpe atılır mı? Okuturuz birine.

"Yeni telefon alacak param yok." Olanları aileme açıklayacak yüreğim yok.

"İyi hadi acıdım al telefonunu." telefonumu uzattı ve tam ben elimi uzattığım anda geri çekti.

"Tabi önce onun için savaşman lazım." diyerek telefonumu yukarı doğru tuttu. 2 metreydi şerefsiz.

"Savaş istiyorsun öyle mi?" kafasını olumlu anlamda salladı.

Hızlıca yanına giderek onu gıdıklamaya başladım. "Esilaaa dur." Dikkati dağıldı bende o sırada telefonumu aldım.

"Hile yaptın." dedi, mızmız çocuklar gibi.

"Tabi tabi."

Yusuf da odadan çıktı.

"O muydu, bulmuşlar mı sapığı?" dedim yanına yaklaşarak.

"Evet, dövmeleri aynıydı." dedi fakat durgundu.

"Tanıdık biri mi?" Hiç beklemediğim bir anda bana yaklaştı ve sımsıkı sarıldı. Bu da iyice duygusallaşmıştı ama benden uzak dursa iyi olurdu. Gitsin o yosmaya sarılsın.

Onu yavaşça ittim. "Neler oluyor yine?" elerimi tuttu. Geliyor evlenme teklifi.

"Sana bir şey söyleyeceğim ama sakin ol tamam mı?" Ne oluyor ya.

"Çabuk söyle." dedim merakla

"Esila Kuzenin, kuzenin yapmış." O sırada içeriden birini çıkardılar.

Ellerinde kelepçe olan kuzenimi.

                                 ❤️‍🔥

Selammmmmmmm. Söz verdiğim gibi gecikmeden bölüm geldi. Bölümlerin kısa olduğunu biliyorum fakat hep böyle devam ettiği için böyle kalacak ama kısa oldukları için arayı pek açmamaya çalışacağım.

Ayrıca yeni bir kitap olacağını ve texting olmayacağını söylemiştim. Fakat kitabın kurgusunun henüz kafamda bitmediğini ve şuan onu yazmak için hazır olmadığımı düşünüyorum ama onun yerine yeni bir texting daha gelecek.

Yetişirse onu da bu hafta yayınlayacağımmm.

Aldattın mı beni?'nin ilerleyen bölümleri için tahminleriniz neler?

Yeni bölüm için oylamayı unutmayın.
Kendinize cici bakın, hoşçakalınnnn.

ALDATTIN MI BENİ (TEXTİNG)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora