Final

3.5K 172 31
                                    


İyi okumalar.

6 yıl sonra

"Eflal ağlıyor bu!"

Metenin aceleyle Asili bana uzatmasıyla gözlerimi devirmiştim. Canım oğluma sadece uyuduğu ve mutlu olduğu zamanlarda bakıyordu, hayırsız.

"Mete, işim var oğlum. Bakıver iki dakika!" Diye seslenmiştim. Başta oflasa da ses etmemiş ve oğlumla konuşmaya başlamıştı.

Bu sırada bende hazırlanıyordum.

Piknik için.

Oğlumuz Asil'i evlatlık edindiğimizde henüz yeni doğduğu için önceliğimiz o olmuştu. Hal böyleyken bizimkilerle hiç vakit geçirememiştik.

Bugün ise hem oğlum hayatında ilk defa piknik yapacaktı hem de biz vakit geçirecektik.

Üstümü başımı hazırladıktan sonra zil çalması ile "ben bakarım." Diyerek kapıyı açmıştım.

"Bebeğim."

Arslan alnıma sıkı bir öpücük kondurduktan sonra salona doğru geçmişti. Bu sırada arkasından Soner girmişti.

İkisi de salona girerken Asil, Arslan'ı görünce sevinç çığlıkları atmaya başlamış ve el çırpmıştı.

Tam bir şebekti.

"Oğlum."

Arslan, Asili Mete'nin kucağından alıp öpmeye başlarken oğlum da etrafa gülücükler saçıyordu.

Sonra Arslan'ın arkasına bakıp Soneri görünce ellerini ona uzatmaya başlamıştı.

Tam bir Soner aşığıydı.

Soner onu Arslan'ın kucağından hızlıca alırken zıplatmaya başlamıştı.

"Benim yakışıklım, benim mis kokulum." Diye Asili bir süre severken en son Asilin boynunu sıkıca öptükten sonra oğlumu bana vermişti.

Ama Asil hala Soner'e bakıp bakıp gülüyordu.

Bu sırada gözlerim Meteye kayarken aşık aşık Soner'e baktığını görmüştüm.

Onların aşkı asla bitmez tükenmez bir aşktı.

"Hadi gidelim, Onur muhtemelen sövülmedik yerimizi bırakmadı."

Arslan konuştuğunda başımı sallamıştım. O, Maviyle birlikte önceden piknik alanına gitmiş ve yer tutmuştu.

"Her şey arabada zaten hadi gidelim." Diyen Sonerle Mete Sonerin elini tutup dışarı çıkmıştı.

Asili Arslana verip çantasını aldıktan sonra bizde arabaya binmiştik.

On, on beş dakika sonra tanıdık gelen yer ile gülümsedim.

İlk hep birlikte yaptığımız piknik alanıydı burası.

Biraz eski anıları gözümün önünden geçirirken bize seslenen Mavi ile yanlarına gitmiştik.

Asili piknik örtüsünün üstüne oturturken Asil bu sefer de Maviye şebeklik yapmaya başlamıştı.

Zaman ilerleyip yemekler hazır olduğu vakit "vay hainler demek bizsiz piknik ha!" Diye bağıran abimle gözlerimi kocaman açmıştım.

"Abi!"

Yanına gidip sıkıca sarıldığımda o da bana aynı şekilde karşılık vermişti. Yaklaşık son iki yıldır Yalın abinin işleri yüzünden yurt dışında yaşıyorlardı.

Normalde izinleri olmadığı için bana gelemeyeceğini söylemişti ama gelmişti.

"Amca!"

Kafamı sağ tarafıma çevirdiğimde gördüğüm minik bedenle yüzümdeki gülüş daha da büyüdü.

Deniz, benim güzeller güzeli Deniz'im.

Onu altı yıl önce Arslan'ın göstermesi ile tanımıştım.

Ve o günden beri hep onu görmeye gitmiştim.

O kadar çok seviyordum ki Denizi onu evlat edinmeyi bile düşünüyordum.
Sonra bir gün abime denizi gösterdiğimde ağlamaya başlamıştı. Abimi ilk defa ağlayarak görünce hem korkmuş hem de şaşırmıştım.

Ona neden ağladığını sorduğumda bana "Eflal sana demiştim ya bir bebek var baba diye ağlıyor diye o bebek bu bebek, Eflal." Demişti.

Öğrendiğimde o kadar duygulanmış ve şaşırmıştım ki abime hiçbir şey diyememiştim.

Daha sonra abimin büyük ısrarları sonucunda Yalın abi ile birlikte Denizi evlat edinmişlerdi.

Denizi kucağıma alıp her yerini öperken kıkırdıyor ve bana sarılıyordu.

En sonunda hepimiz sofraya oturup karnımızı et ve tavuk ile doyururken bir yandan da konuşuyorduk.

Yemeğimiz bittiğinde sohbete devam ederken birden Asil'in ayağa kalkması ile elimle bizimkileri susturmuştum.

Hepsi susmuş büyük bir heyecanla Asili izlerken Asil ilk adımını atmıştı.

"Gel babacım. " Diye onu yanıma çağırırken bana kocaman gülümsemiş ve bir adım daha atmıştı.

"Aha aslan parçasına bak. Lan gel bakayım amcaya." Diyen Onur ile ona da gülmüştü. Ama hedefi hala bendim.

Birkaç zorlu adım sonucunda onu tam tutacağım sıra elimden tutup kendini ileriye doğru atmıştı.

Yaptığı şeyin kısa bir süre şokunu atlatamazken kime atladığını anlamak için arkama bakmıştım.

Tam arkamda oturan Deniz ve onun kucağına doğru düşmüş Asıl ile kahkahayı basmıştım.

Bizimkiler de bana katılıp gülmeye başlarken abim, Asile bakarak "bana bak delikanlı ben oğlumu kimseye vermiyorum git bakayım." Demişti.

Asil hala onu umursamadan hayran hayran Denize bakarken gülümsedim ve poposuna vurdum.

"Hayırsız."

Biraz daha durduktan sonra bu kadar pikniğin yeterli olduğunu düşünerek evlere dağılmıştık.

Eve geldiğimizde önce Asili uyutmuş sonra Arslan'ın yanına gitmiştim.

Nerdeyse her gün yaptığımız gibi balkonda o bana sarılırken sohbet etmeye başlamıştık.

Önce yıldızlar hakkında konuştuk. Sonra günümüz hakkında.

Çok mutluydum, çok minnettardım Arslan'a.

Beni ilk günkü gibi sevdiği için, bana Asili verdiği için, bana yuva olduğu için.

Gözlerinin içine baktığımda ilk günkü gibi parladığı için...

Ben Eflal, bu yola on altı yaşında çıkmış bazen bazı engellere rağmen yıkılmamış ve Arslan'ın sevgisine karşılık vermiştim.

Ve ben Eflal, şuan hem bir eş hem bir baba olarak yoluma devam ediyordum.

Sevgi ve aşkla...

Hikâyenin sonu.

Öncelikle merhaba umarım mutlu,sağlıklı ve iyisinizdir.

Belki okursunuz belki okumazsınız ama her şey için teşekkür ederim. "Maskeli Balo" benim ilk yazdığım kitap ve haliyle yanlışlıklarım illaki  olmuştur buna rağmen şu an 44k okunma için teşekkür ederim.

Bir kitabımız bitmiş olabilir ama yayınlayacağım ve aklımda kurgusu olan pek çok fic var.

Sizinle bu kitapta tanıştım ancak bu kitapta vedalaşmak istemem.

Kendinize çokça dikkat edin sizi çooook seviyorum.

~lilith

Maskeli Balo | GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin