37. Bölüm

316 54 15
                                    

2 gün sonra

Laura nefes nefese doğrulup gözlerini kırpıştırdı. Korkunç bir kabus görmüştü. Böyle şeylerin aklına nereden geldiğini düşünürken elini kalbine götürüp soluklanmaya devam etti.

"Aşkım ne oldu? " Eathan tek gözünü açıp yatakta oturan karısına baktı lakin cevap alamadığında doğrulup yüzüne dikkat etmeye çalıştı. "Yine mi özel ihtiyaç? Yoksa bu kez yatağa mı yaptın" Eathan kendi kendine kafa sallayıp gebe kadınların ne diye sürekli tuvalete gittiğini düşünmeden edemedi. Laura sessizliğine devam ettiğinde endişelenerek omzuna dokundu ve kadının sıçramasıyla kaş çattı. "Kabus? "

Laura yüzünü ovalayarak kafa sallaması ardından adamın onu çekip göğsüne yatırmasıyla rahatlamaya çalıştı. "Çok korktum... "

"Anlatmak ister misin? "

" Upuzun karanlık bir ev vardı. K-kalabalıktı Eathan. Bir anda d-deprem oldu etraf sallandı ve " Laura başını kaldırıp kocasına baktı. "Ahşap duvarlar yıkılmaya başladı... O-orada yalnızca kapıya yakın iki oda dışında her yer yerle bir oluyordu... İçeride kalıyorduk... Yardım çığlıkları... Uğultular... "

"Tamam Lauram geçti..." Genç adam kadının aklına deprem olayının nereden geldiğine bir anlam veremedi.

"Çok korktum..." Laura etrafına bakındı.

Eathan ömrü hayatı boyunca hiç tanıklık etmediği bir olaya ne tepki vereceğini bilemedi.Lunanın çokça okuduğu kutsal kitaplarda kentleri üçe bölen büyük depremlerin varlığından bahsedildiğini biliyordu. Yine de aklıyla bağdaştırması güçtü. Genç adam o gemi kazasını anımsadığı vakit yüzünü buruşturarak karısının saçlarını okşayıp onu uyuması için teşvik etmeye çalıştı. "Sana bir rüya tutucu yaptıracağım"

"Bu iyi olurdu" Genç kız kafa sallayarak karnını okşadıktan sonra gözlerini kapatıp uyumaya çalıştı. Bir an sonra yeniden doğruldu.

"Laura? "

"Sanırım sıkıştım"

"Deprem senin içinde Lauram... Bu çocuk seni çok sarstı"

"Onun babası kim? "

"I-ıh yanlış çıkarım doğrusu dayısı kim olacaktı... " Eathan sırıttığında kendisine kaş çatan kadın dilini şaklatarak söylenip odadan çıkmaya koyuldu.

"Bekle kadın"

"Onuda birlikte yapmayacağız..."

"Beni de tedirgin ettin yalnız kalma!"

---

Kahvaltıya indiklerinde henüz yemek odası boştu. Ellie Louis'in yardımı ile oturup onunda baş köşedeki yerine kurulmasını bekledi. Son iki gündür güzel bir rüya ve kabusun arasında gidip geliyordu genç kız. Louis ile birlikteyken bir masal prensesi gibi güzel vakitler geçiriyor kale idaresi ve yapılacakları büyük bir şevkle anlatırken onun heyecanına ortak oluyordu. Büyürken çok yoksulluk çektiğinden Ellie sürekli nasıl bir gelir kaynağı elde edebileceğini düşünerek harcamıştı vaktini bu yüzden her sezon için yapılacak işleri ve fikirleri olmuştu. Tabii bunlar küçük çaplı şeylerdi yine de leydilik mevzularından çok iş hakkında düşünüp kafasınca plan kurduğundan dinlemeyi seviyordu. Tuhaf bir şekilde ona katılıyordu da. Birbirleri hakkında pek çok konuda fikir sahibi olmuştular. Ellie adama daha çok aşık olmuştu. O gittiğinde ve yalnız kaldığında ise tüm kabuslar geri dönüyor genç kız bu kez ne yiyeceğini değil kara kara annesini nasıl kurtarabileceğini düşünmeye çalışıyordu ve gün geçtikçe de umutsuzluğa kapıldığının farkındaydı. Dün Marry fransızca çalışmak bahanesi ile ona masada ders anlatıyor gibi yaparken kağıda malikanenin krokisini çizmiş bir evin kısımlarını anlatıyormuş gibi davranarak ona kapı merdiven oda isimlerini tekrarlatıp krokinin üzerine yazdırmıştı. Sally başlarında olmasaydı daha kısa sürerdi belki lakin bunu yaklaşık üç saat boyunca yaptıklarından tek iyi yönü Ellie Kettlewell malikanesini hem İngilizce hem Fransızca aklına kazımıştı. Kadın ona gizli kısımlardan seslice bahsetmemişti elbet lakin Sally'e çay için direktifte bulunduğunda kilerin içine bir nokta koymuş ve aynı noktayı zindanlara inen merdivenlerin yanındaki duvara da koymuştu demekki duvarda gizli bir kapı vardı lakin annesi o tarz şeyleri becerebilirmiydi bilemiyordu. Kileri kullanabilirdi belki...

ÖLÜM MELEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin