on yedinci bölüm

2.3K 217 709
                                    

merbasklarm. bolume gecmeden ufak bi hatirlatma cunku unutanlar var biliyorum,, 

lord lee minhyuk, felix'in abisi oluyor. gecen bolum bahcede karsilasmislardi ve ayrica jisung'u kralicenin yegeni dan olarak biliyor herkes. hatirlatma bu kadandi ii okumalarrr

***

"Sabah yolculuğa çıkacağız, hazırlan." demişti kral. Artık gündelik bir rutine dönüşmüş sabah ziyaretlerinin sonuncusunda, Jisung'un küçük odasının bahçeye açılan kapısı ucunda kurulu masada çaylarını yudumluyorken aralarına çöken ufacık sessizliği böylece bozmuştu.

"Neden gideceğiz ki, majesteleri?" dedi Jisung, adamın suratında yeşeren kocaman gülücüğün aksine şüpheyle çatıldı kaşları. Elleri hamile olduğunu öğrendiği günden beridir bir türlü terk edemediği karnında dolanıyordu, onun bu tedirgin haline karşın biraz daha büyüdü kralın tebessümü.

"Bu ufacık odayı terk edip saraydan uzaklaşmak istemez misin biraz? Hem, bir sürprizim olacak sana." 

Ilımış, tadı da bir hayli ekşimiş çayından ufacık bir yudum aldı Minho. Mor irislerinde ışıl ışıl çalkalanan heyecanı küçük olanın güzel çehresine takılmış bekliyordu. "Nasıl bir sürpriz?" dedi Jisung, adamın bu söylediklerinden sonra utangaç tebessümü yapışmıştı suratına ve beklentiyle kıvranan maviliklerini kaçırdı kralından. 

"Onu oraya vardığımızda öğrenebilirsin ancak." diyerek eğildi Minho. Uzanıp diğerinin kendinden sakındığı gözlerini görebilmek için kavradığı çenesini parmak uçlarında kaldırdı. "Birkaç günlüğüne gideceğiz sadece." dedi. Tüy kadar hafif dokunuşları Jisung'un çenesinde geziniyordu, içeri sızan altın sarısı hüzmelerin solgun aydınlığında yıkanan suratına tırmandı sonra.

"Peki nereye gideceğiz?" dedi Jisung, yanağını adamın avucuna yaslayıp gülümsemişti. Kırılgan dudakları kımıldanıyor, Minho'nun kaderin çizgileriyle biçili sıcak tenini öpücükleriyle yıkıyordu sanki. "Tanrı korusuna, krallığın en eski tapınağına gideceğiz." deyişiyle dizleri üzerinde ayaklandı kral. Ufacık emekleyerek minderini terk etmiş ve Jisung'un yanına geçivermişti. Ahşap zeminde oturuyordu, omeganın tenini terk etmek nedir bilmeyen dokunuşları avucunu yuva edinmiş yanağından akarcasına dökülüp kucağına düştü ve kışlık durumaginin örtündüğü karnına tutundu sonra.

"Yeraltı tapınağında, babam da dahil krallığın tahtından geçip gitmiş tüm kralların mezarlığında veliahtımız için dua edeceğiz." dedi, nedense konuştukça suratında büyüyordu gülümsemesi ve Jisung'a da bulaştırıyordu bu saf neşesini.

"Gitmişken tanrı korusundaki köşkte bir misafir ağırlayabileceğimizi de düşündüm." diye usulca fısıldamıştı sonra, sanki bir sırrı saklar gibi kısılan sesini eğilerek döktü diğerinin kulaklarına ve Jisung, boynuna akan sıcak nefeslerin tatlı huysuzluğunda kıkırdayarak geri çekildi.

"Misafirinizi benimle mi ağırlayacaksınız?" dedi, ekşimiş çayından ufacık bir yudum alma bahanesiyle kralın fazla yakın kucaklayışından sıyrılıp bir hayli ılık zencefil özüyle ıslatmıştı dudaklarını. "Evet, misafirimi çok seveceğini düşünüyorum. Belki sana yaverlik eder orada."  

Minho suratına kakılmış kurnaz gülümsemesi, gözlerinde telaşlı heyecanı ve Jisung'un manasız bulduğu imalı sözleriyle konuşuyordu ve onun son günlerde takındığı bu tavrının ne denli çocuksu olduğunu düşünmeden edemedi Jisung. Tam da bu yüzden alaylı bir kıkırtı dökülmüştü dudaklarından ve "Peki öyleyse, sizinle geleceğim." deyişiyle kabul etti zaten fazlasıyla istekli olduğu bu yolculuğa çıkmayı.

"Harika, senin için giyeceklerle dolu bir sandık hazırlatacağım öyleyse. Yanına almak istediğin başka şeyler varsa yaverime haber verelim şimdiden." dedi Minho, uzun kaftanının kırışmış eteklerini savurarak ayaklanmıştı yerinde. Yukarıdan seyrediyordu Jisung'u, onun düşünceli bir edayla çatılmış kaşlarının ufak suratında ne denli tatlı durduğu fikri geçip gitti aklından ve "Doktor Kim'in verdiği birkaç kitap yeter sanırım, boş vakitlerimde okumaya çalışıyorum da." dedi Jisung. Hemen sonra inci taneleri kadar parlak dişlerini göstererek kıkırdamıştı ve Minho da onun bu görüntüsüne karşın en samimi gülücüklerinden biriyle mırıldandı.

eyes like rain | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin