16.Bölüm "Yeniden doğuş"

1.7K 122 11
                                    

Tiktok;elvinnxw0

🍀

İyi okumalar dilerim:)))



"Rosenin 'uyandı,yeniden doğdu' demesini duydum ne anlama geliyor?" dedim...

Bana döndü ama o da anlamayarak bakıyordu.

"Neyin uyanması?" dediğinde onunda bundan haberi olmadığını anlamıştım.

"Bilmem ki sadece o kadarını duydum."

"Müdüre sorarım."

"İyi sor."

"Sorarım."

"Sor,bana ne!"

Göz devirdi,"Uyucaksan uyu hadi güzelim. " dedi gülümseyerek.

Dengesiz nolacak!

"Uyu dedim konuş demedim." dedi uyarı dolu sesiyle.
"Zihnimi okumaktan vazgeç!" dedim sitemle.

Ses vermedi.

Yatağa uzandığımda,albert pikeyi üzerime çekip saçlarımı okşadı.

"Ben senin için ne ifade ediyorum?" dedim esneyerek.

Mayışmıştım,biri saçımla oynayınca uykum geliyordu ki şuan da bilincimi kapanmak üzereydi.

"Yaşama nedenim,aşık olma sebebimsin..."
dediğini ama gerisini duyamadım.

Bilincim kapanıp kendimi uykunun güzel kollarına bıraktım.

(...)

Gözümü açtığımda ilk görüş açımı karşılayan bir yeşilik ardından ağaçlar.

Hemen olduğum yerde dikleştim.

Korkuyla etrafıma baktım.

Her yer ağaçlarla ve ürkütücü hayvanlar sesleriyle doluydu.

Tabi başka bir ses daha bu insan sesiydi!

Ayağı kalktığım an üzerimdeki kıyafet dikkatimi çekti.

Beyaz uzun ve sade,göğüs dekoleti derin bir elbise vardı üzerimde.

Elbise üzerimde çok güzel duruyor ve tam bana göreydi.

Sıkıntı şu ki ben bunu ne ara giydim ve burada ne işim var?

Korku ve telaşla etrafa baktığımda sağımda kalan tarafta birden fazla meşale gördüm.

Meşaleler geniş ve yuvarlak şeklinde birinden fazla vardı.

Dikkatlice o tarafa ilerlemeye başladım.

Ayağımı yada başka bir yerimi kırmadan incitmeden az da olsa oraya varmamla kendimi tebrik ettim.

Sesleri duyabiliyor,ve ne kadar kişi olduklarını hesap edebiliyordum.

On dört kişi çember oluşturmuş,hepside bir şeyler fısıldıyordu.

Bir kişi ise tam ortada duruyordu ve elinde bir kağıt parçası vardı.

hepside siyah giyinmişti,acaba napıyorlar orada?

Ortada ki adamın gür sesiyle yüreğim ağzıma geldi.

"Ey! Büyücüler bana yardım edin!" dedi ve elindeki kağıt parçası ile elini iki yana açtı.

Çember oluşturan kişilerin hepsinden mavi bir ışık çıktı ve ortadaki adamın eline geçti.

"Tanrıçamızı geri ver,beni al!" dediğinde kaskat kesildim.

kendini kurban ediyordu!

Korkunç!

Tanrıça kim ki,ben mi başkası mı?

"Axeli al! Tanrıçamızı geri ver!" dediklerinde buz kestim.

Axel? Kral axel mi?

yok canım sonuçta her yerde axel isminde kişiler var.

"Axeli al!Tanrıçamızı geri ver!"

"Beni al!Tanrıçamızı geri ver!

" Axeli al! Tanrıçamızı geri ver!"
Hepside elini gökyüzüne kaldırmış bağırarak bunları tekrar ediyordu.

benim tüylerim şaha kalkmıştı.

Korkuyla etrafa baktım ama kimse yoktu.

Tekrar önüme döndüğümde axel denen adamın gözü kapanmış göğe doğru yükseliyordu ve daha az önce olduğu yerden bir koza şeklinde bir şey çıkmaya başladı.

Noluyor,bu kim şimdi?

Tanrıça mı?

Bir kuş yuvasına benziyordu daha çok.

Axel denen adam belirli bir yükseklikte kaldığında yuva şeklinde olan şey ise yavaşça çözülmeye başladı.

Yuva dalları çözüldükçe içinden bir kuşa benzeyen bir şey çıkıyordu.

Diğer kişiler ise saygıyla yer çökmüş âdeta tapıyorlardı.

Yuva tamamen çözüldü ve içinden alev, gümüş grisi ve kırmızı renkli dev bir kuş çıktı.

ANKA KUŞU!

Diğer kişiler bir ağızdan,

"Hoşgeldiniz Tanrıçam!" dediklerinde bunun bir dişi anka kuşu olduğunu anlamıştım.

Yani bendim...

SON.



















OY VE YORUM.
(SONRAKİ BÖLÜMLER UZUN olacaktır)

ANKA KUŞU'NUN KIVILCIMI(BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin