XXIX

118 14 9
                                    

ölüm. o kadar garip bir şey ki.  bir bakmışsın gözlerin bir daha açılmayacak şekilde kapanıyor, kulakların bir daha duymamak üzere tıkanıyor fakat duyguların ölürken bile yanında oluyor denizin alıp götürdüğü chan ve seungmi nin son sözlerinin "seni seviyorum" olması gibi.  

hayat onlara karşı o kadar acımasızdı ki birbirilerini sevdiklerini bile son nefeslerini alırken öğrenmişlerdi. onlar sonsuza kadar birbirilerini sevmişlerdi. son nefeslerine kadar. sadece birbirilerini sevdiklerini çok geç öğrenmişlerdi.

onların dünya da yaşanamamış olan aşkları ruhları birbirini bularak yaşanacaktı. belki hayat gerçekten acımasızdı evet fakat aşk öyle masumdu ki ölüm bile ayıramazdı bu güzel aşkı. 

Ve o gece her zamankinden daha fazla karanlık kapladı her yeri çünkü seungmin nin parlak gözleri açılmamak üzere kapanmış chan in ise parlak gülüşü sonsuza dek sönmüştü.
O gece güneş çıksa aydınlatamazdı bu karanlığı.

Ve şimdi gökyüzün de ki en güzel aşıkların sayısı artmıştı. Şimdi o fulya çiçeğinin yanında sadece en güzel aşıklar yoktu orada seungmin ve chan de vardı.

Bu ikinci güzel aşıklar arkasın da koca bir enkaz bırakmıştı. Yıkılmış ve sadece ağlayan kardeşleri gibi olan arkadaşlarını bırakmıştı. Şimdi onlar enkazın altın da olan bir odada gibiydiler.
Sadece yıkılmıştılar.

Herkes dünya da ki herkes yaşadıkları şeyleri düşünüp ölmek istiyor. Nefesine son vermek istiyor. Aynı arkasında oluşan enkazı düşünmedikleri gibi.

Seungmin ay'a benzerdi parlak gözleri ile bütün geceyi aydınlatırdı. Chan ise güneşe benzerdi o gülünce sabah her yer aydınlanırdı.
Şimdi ne gecenin aydınlanası var nede sabahın. Gece rüzgar olup gitmek, sabah ise yaprak olup rüzgarda uçuşmak istiyordu.

İstedikleri gibi de oldu o gün yağmur yağdı sabah bir türlü güneş açmadı. Gece ise sürekli şimşek çaktı.
Sanki dünya seungmin ve chan için ağlıyor gibiydi.

Chan in gülüşüne, seungmin nin gözlerine bakmak dünya nın bütün yaptığı kötülüklerin özrü gibiydi fakat anlaşılan dünya artık özür dilemek istemiyordu.

Tüm bunlar bir hiçti aslında chan in gündüz olması, seungmin nin ay olması. Önemli olan onların birbirini tamamlamasıydı. Ay gündüz olduğun da güneşin arkasına sığınırdı. Güneş ise gece olduğun da Ay'ın arkasına sığınırdı.

Aynı bir şey olduğun da seungmin nin chan e sığınması veya chan in seungmine sığınması gibi.
Onlar bu dünya dan ayrılmadan önce birbirilerine sımsıkı tutunmuş ve asla bırakmamıştı. Şimdi bu dünya dan ayrılmışlardı fakat değişen bir şey yoktu onlar beraber gitmişti biri diğerini yalnız bırakmaya kıyamamıştı. Onlar hâlâ sımsıkı tutunuyorlardı birbirilerine.

Onların bin yıl ömürleri olsaydı yine birbirilerini dilerlerdi.
Fakat onlar öleceklerini bilmelerine rağmen birbirilerini dilemişti güzel olan buydu.

Seungmin dalgaları sevdi onu alıp götürmesini gerçekten sevdi. Fakat asıl sevdiği şey dalga onu alıp giderken yanında chan in olmasıydı.
Chan ise suyun onu ıslatmasını ve içine çekmesini sevdi ama en çok seungmini sevdi.

Seungmin ve chan düşerken etrafta kuş sesi, dalga sesi hiç bir şey yoktu o gün tek duyulan chan ve seungminin sevgilerini haykırma sesi vardı.

Strength | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin