XXXIII

70 15 7
                                    


3 ay sonra

Chan ve seungminsiz günler, aylar belki de saniyeler geçti bizim için ölüm gibiydi ama atlattık artık kalbimizin en derinlerinde his ediyoruz ki onlar orada çok mutluydu. Ve biliyordukki bu üzgün hallerimize çok üzülüyorlardı bu yüzden mutlu olmaya çalışıyorduk.

"Hadi hyunjin ya sabahtan beri seni bekliyoruz burada"

"Geliyorum felix ne acelen var"

Bugün pikniğe gidiyorduk belki altı kişiydik ama yanımızda iki ruh daha vardı.
Hyunjin ve felix sevgili olmuştu nasıl oldu bizde bilmiyorduk ama aşık oldukları kesindi.
Changbin ise jeonginden hoşlanıyordu fakat sadece ben biliyordum. Minho ve ben ise eskisinden kat ve kat daha iyiydik. Yeni evlenmiş çiftler gibi asla ayrılmıyorduk. Ben ise artık onların evinde kalıyordum annem ile abimi görmeye sık sık gidiyordum. Annem ve abim demişken onlarda bu pikniğe geliyor birde kuzenim jungwoon geliyor.

Arabaya binip piknik alanına doğru sürmeye başladı minho. Piknik alanına gelince içimde bir huzur his etmiştim diğer yerlerden ayıran en büyük özelliği kimsenin olmaması ve çok sakin bir yer olmasıydı.
Arabadan inip eşyaları düzenlemeye başladık ben küçük tahta masanın üstüne örtüyü yayıyordum diğerleri de yiyecekleri taşıyordu.
Diğer gelen arabayı görmem ile oraya doğru ilerlemeye başladım annemler gelmişti.
Arabayı ise abim namjoon kullanıyordu.
İlk defa abimin ismini söyledim galiba değil mi her neyse tanımış oldunuz.
Arabadan inen anneme ve abime sarıldıktan sonra jungwoon nun inmesini beklerken arabadan biri daha inmişti. Ağzım ise sadece açık kalmıştı aynı şekilde karşımda ki kişinin de ağzı açıktı.
Bu beni savaştırdıkları kişi Jay di.
Annem şaşkınlığımızı fark etmiş olacakki konuşmuştu.

"Ne oldu çocuklar?"

Başımı iki yana sallayıp kendime geldikten sonra.
Jay'i işaret edip konuştum.

"Sadece tanışıyoruz ona şaşırdım"

"Nerden tanışıyorsunuz"

"Bunu sonra anlatsak iyi olur hadi gelin"

Diyerek masanın olduğu yere doğru yürümeye başladım. Her şeyi masaya koymuşlardı bile bende minho nun yanına oturdum. Oturmam ile minho ellerini omzuma koymuştu.
Annem masaya oturduktan sonra sorar gibi bana ve jay'a bakmaya başlamıştı. Jay ise dayanamamış olacakki kafasını biraz eyerek konuştu.

"Aslında jisung ile şeyden tanışıyoruz"

Bunu demesi ile minho ve diğerleri bize sorar gibi bakmaya başlamıştı. Bende yerimden doğrulup konuştum.

"O terk edilmiş fabrika dan"

Herkesin gözleri yerinden çıkacakmış gibi açılmıştı.
Ben ise sadece stresten saçımı kaşımaya başlamıştım.
Annem anlat hadi dermiş gibi gözlerime bakmaya başlayınca anlatmaya başladım.

"Jay'de üstünde deney yapılan kişiler arasındaydı sonra kris wu hangimiz daha güçlü diye test etti oysa biz daha güçlerimizi nasıl kullanacağımızı bile bilmiyorduk. Sonra bana bir şeyler oldu jay'i duvara doğru savrulttum duvarda ki bir çivi kafasına girmişti herkes öldüğünü sandı bende dahil. Onu kucaklayıp bir yere götürdüler sonrasını bilmiyorum"

Jay ise derin bir şekilde yutkunup konuşmuştu.

"Kurtuldum karakola gittim"

Herkes derin bir nefes almıştı. Biliyorum herkes bizim için üzülüyordu ama bu mutlu günde üzgün olmak istemiyordum.

"Hadi yiyelim artık acıktım"

Bir kaç dakika içinde kendimi çok komik sohbetler içinde bulmuştum bile. Hyunjin ve changbin tartışıyordu yine.

Strength | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin