XXXV (FİNAL)

83 15 8
                                    


"Of çok stresliyim ben jeongin"

"Biraz sakin ol doğruyu söyle sen evleneceğin için mi yoksa düğün sonunda olacak şeyler için mi streslisin tabi minho acımaz"

"Sussana jeongin"

Evet bugün evleniyordum ve şu an oda da makyajımı yapıyorlardı.
Makyaj bitince ayağıya kalktım ve son bir kez aynaya baktım.

"Hadi minho beklemekten dal bırakacak şimdi"

"Tamam ya"

Kapıyı açıp koridora doğru çıktım. Minho'yu görmem ile gözlerim resmen kamaşmıştı o bir heykel gibiydi çok yakışıklıydı siyah takım elbisenin içinde o kadar kusursuzdu ki anlatmak yetmezdi buna.

Minho nun koluna girince minho hayata dönebilmiş olacakki ağzını kapatmıştı ben ise onun bu tavrına gülmüş ve kulağına fısıldamıştım.

"Bir heykel gibisin Lee Minho"

"Bir çiçek gibisin Lee Jisung asla solup bu güzelliğini kaybetmene izin vermiyeceğim"

Koridorda yürürken herkes bizi alkışlıyor ve üstümüze çiçekler atıyordu.

Masaya doğru yürüyüp oturduk ve nikah memurunun konuşmasını dinledik.

"Sevgili Lee Minho, Han jisungu eşiniz olarak kabul ediyormusunuz?"

"Sonsuza kadar evet!"

Ve kulakları çınlatacak alkışlar.

"Peki siz sevgili Han Jisung, Lee Minho'yu eşiniz olarak kabul ediyormusunuz?"

"Evet tabiki böyle yakışıklı birini kaçırmıyım"

Salonda ki herkes "ooo" lamaya başlayınca nikah memuru herkesi eliyle susturup devam etti.

"O zaman bende size mutluluklar diliyorum"

Kağıdı damgaladıktan sonra nikah memurunun önünde eğildik ve birbirimize döndük. Minho derin derin baktıkça bende derin derin bakıyordum.

"Bakışacağınızı öpüşün artık yıllardır bu anı bekliyorum"

Diye bağıran jungwoon'a güldükten sonra dudaklarımızı birleştirdik.

Bizim hikayemiz küçücük bir okulda başladı ve küçücük bir evde yarım bırakıldı. Her şeye rağmen minho beni buldu yarım kalanları tamamladı, özgürlüğe açılan o kapıyı bana sonsuza kadar kocaman açtı.

Çok zorluklar gördük az kalsın birbirimizin yüzünü unutuyorduk, yaralandık, hakaretlet duyduk ve her şeyden acısı arkadaşlarımızı ölümle kaybettik.

Düğün çok kusursuzdu olması gerektiğinden bile güzeldi ama şimdi masada takım elbisesi ile oturup seungmini izleyen bir chan ve kendisine bakıldığını fark eden seungminin utanmasını öyle çok görmek isterdim ki.
Bir eksik yoktu belki düğünde ama kalbimizde bir eksik vardı chan ve seungmin bizim bu hayattaki eksik yanımızdı.

Biz eksiktik belki ama onlar değildi çünkü onlar beraberdi.

Bizim hikayemizde aşıklar ve acılar vardı.
Her karanlıkta eski sevgilisi minhoyu dileyen jisung vardı.
Her jisungu hatırladığında ona mektup yazan minho vardı.
O güzel bakışlarını sadece jeongine atan changbin vardı.
O güzel bakışlara sahip olan jeongin vardı.
Felix'i deli gibi öpen hyunjin vardı.
O öpücüklere aşık olan felix vardı.
Seungmine olan kabarmış aşkını mektup yazarak gidermeye çalışan chan vardı.
Chan'e bir sürü cümleler hediye eden seungmin vardı.

Bizim hikayemizdekiler sevmişti ama sevdiği yanında olmadan sevmişti. Bizim hikayemizde yüzünü görmeden, sesini duymadan sevmekte vardı.

Bizim hikayemizde sevgisini cümlelerine sığdıramayıp kağıda döken aşıklar vardı.

O gece altı beden iki ruh kadehlerini kaldırıp yemin etti "sonsuza kadar berabere evet" diye yemin ettiler.

Bedenler bilmiyordu ama o iki ruh zaten her zaman onlarla olacaklardı.

Bizim hikayemiz mutlu son ile bitti
Bizim hikayemizde ruhlar bile birbirini sevdi.


____________________________________________________

Bir ficimin daha sonuna geldik.
Kısa bir final olduğunun farkındayım
Fakat çok isterseniz özel bir bölüm daha
Yazabilirim.

Diğer ficimde görüşürüz
Okuyan herkese minnettarım.

Strength | MinsungWhere stories live. Discover now