21

839 91 28
                                    





"Jeno!"

"Şu an hiç müsait değilim Hyung. Bir sorun mu var?"

Telefonun diğer ucundan gelen kağıt seslerinden oldukça meşgul olduğu anlaşılıyordu ancak Mark pek de önemsemiyordu bunu. Tuvalete girmiş olan bedenin yokluğundan fırsat bilip aramıştı Jeno'yu. Bir daha böyle bir fırsat elde edeceğini sanmıyordu çünkü Donghyuck yanında olduğu her dakika Mark'ın ilgisini istiyordu. Telefonla konuştuğunu görse saniyesinde yüzünü asacaktı, biliyordu Mark.

"Sana attığım ilanlara bakman gerekiyor." dedi.

Bir süre bekledi, Jeno'nun ilanları incelemesine izin verdi.

"Şehir dar mı geldi Mark Lee. Neden dağ evi ilanları doldurdu mesaj kutumu?"

"Çünkü taşınıyoruz. Çoktan iki evi de tuttum."

"Taşınıyoruz derken? Ayrıca iki ev?"
demişti Jeno. İşini çoktan bir kenara bıraktığını belli ediyordu. Tüm dikkati Mark'taydı şimdi.

"Jaemin birkaç gün önce bana bir şeyler anlattı da. Özellikle bebeklerin gelişimi için şehirden uzaklaşmamız gerekiyormuş."

"Peki bunun benimle ne ilgisi var?"

"Sen de geliyorsun."

Jeno bir süre sessiz kalınca Mark telefonun hala açık olup olmadığına bakmış, konuşmanın devam ettiğini görünce alo demişti. Jeno'nun tepkisi geç de olsa gelmişti.

"Ömrünü bir şirketi yönetmekle mi geçireceksin Jeno? O şirketi bırakmak verdiğim en iyi karardı. Şimdi sen de aynısını yapacaksın."

"Ama Hyung-"

Mark sözünü kesti. Daha fazla uzatmak istemiyordu bu konuyu. Şirket zaten ona aitti, yattığı yerden bile para kazanabilirlerdi. Tek yapmaları gereken iyi bir yönetici bulmaktı o kadar.

"Lee Jeno. Akşam tüm eşyaların ile kapımda göreceğim seni."

dedi ve telefonu kapattı.
Kararını vermişti. Jeno'nun da bunu istediğini biliyordu, bu yüzden fikrini alma gereği duymamıştı evleri tutarken.

Derin bir nefesle ayaklandı. Hazırlıklara bir an önce başlamaları gerekiyordu. Odasına ilerledi ve dolapları boşaltmaya koyuldu. Zaten çok fazla eşyaları yoktu. Yaklaşık iki ay önce şehire gelirken getirdikleri kıyafetlere birkaç parça dışında çok bir şey eklenmemişti. Küçük bebek kıyafetleri çoğunluktaydı. Hepsini teker teker katladı, Jaemin'den ödünç aldığı valize yerleştirmeye koyuldu. Elinde tuttuğu ve büyük özenle katladığı minik kıyafetlere öyle dalıp gitmişti ki arkasından yaklaşan bedeni duymamıştı.

Beline sarılan kollar ile eli ayağı birbirine dolanmıştı. Elindeki son parçayı da valizs yerleştirene kadar ayrılmayacak gibi duruyordu Hyuck. Öyle de olmuştu. Çok fazla ayakta durmasını istemediği için her ne kadar hızlı olmaya çalışsa da karnında dolanan parmak uçları izin vermiyordu hızlanmasına. Derin nefesler aldı, kendini öylesine sıkıyordu ki büyüsüne kapılmamak için...
Donghyuck'un, üzerinde bıraktığı etki çok büyüktü.

Sessizce tamamladı valizleri yerleştirmeyi. Son parçaları da koyduktan sonra döndü arkasını. Beline sarılı kollar hala yerindeydi.

Göz göze geldi buzullarla. İçi titredi. Kendini tutamadı, tutkulu bir öpücük bıraktı karşısındaki pembe dudaklara. Elbette karşılık almıştı. Hyuck'un oldukça hoşuna gidiyordu bu ani ve etkili öpücükler, biliyordu.

"İstersen biraz dinlen. Çok fazla ayakta kaldın."

Donghyuck başıyla onaylamıştı. Mark'ın yardımıyla salona ilerledi, koltuğa bıraktı bedenini. Ellerini karnına atmadan önce Mark'ın yanına oturmasını sağladı. Başını omzuna koydu. Mark'ın elini tuttu, karnına koydu. Okşamasına izin verdi koca karnını.

"Markie." dedi Hyuck. Ses tonu bir hoş gelmişti kulağa. Gerçi her hareketi hoş geliyordu Mark'a, orası ayrı.

"Efendim Hyuckie."

"Yavru kurtlara isim düşünüyorum birkaç gündür."

Hmladı sadece. Devam etmesini bekledi.

"Acaba... yardım eder misin?"

Yüzünde oluşan gülücük öyle içtendi ki... Hyuck'un böyle bir konuda kendisine danışacak olması içinde kelebekler uçuşturmuştu. Sarıldı bir güzel yanında oturan pembeliye. Bir eli hala karnındaydı, tekmeleri hissediyordu avuç içi.

"Pekala, aklında bir isim var mı?"

Donghyuck başını salladı.
"Alfanın biri minhyuck, diğeri minhyung olsun diye düşündüm ama omegaya bir isim bulamadım henüz."

"Üçünün de ismi uyumlu mu olsun istiyorsun?"

Donghyuck başını iki yana sallayınca Mark bir süre düşündü. Aklına bir şeyler geliyordu ancak henüz karakteri hakkında bir şey bilmediği bebeğe isim koymayı doğru bulmamıştı. Alfalar daha şimdiden kendilerini belli ediyordu, yaramaz çocuklar olacakları belliydi. Ancak bir omega için ne diyeceğini bilmiyordu.

"Bence omeganın ismini doğduğu zaman seçelim. Ona baktığında ne hissettiğine göre seçmek daha doğru olmaz mı?"

"Sanırım haklısın. Minik omegamız özel olacak." diyerek kıkırdamış, karnı üzerinde gezinmeye devam eden Mark'ın elini sıkmıştı.

Mark afallamıştı.
"Omegamız." demişti kendi kendine ancak Hyuck da duymuştu fısıltısını. Ne dediğini fark ettiğinde artık çok geçti, hızla Mark'a dönüp yüz ifadesinden sinirlenip sinirlenmediğini anlamaya çalıştı ancak hiçbir şey yoktu.
Mark karşısındaki boş duvara bakıyordu.

"Ben... özür dilerim Mark. Sandım ki..."

Sözünü bitiremedi. Gözleri dolmuştu ve eğer Mark bir süre daha tepkisiz kalırsa ağlayacaktı.
Her şeyi mahvetmiş olmaktan çok korkuyordu.

"Beni seviyorsun sanmıştım." diyebildi zorla. Gözlerinde biriken yaşlar teker teker dökülmeye başlamıştı cümlesi bittiği gibi. Hıçkırıklarını dizdi boğazına, yüzünü saklamak için başını öne eğdi. Görsün istemiyordu. Kötü hissetmişti kendisini.

"Ağlama Hyuck. Nolursun ağlama." demişti Mark. Öyle bir hızla sarıldı ki Donghyuck'a, ikili geriye doğru düşmüştü en sonunda. Elbette Mark karnına deymedi. Ellerini Dpnghyuck'un kafasının iki yanına koyarak dengelemişti kendini son anda.
Donghyuck yaşlı gözleriyle üzerine düşen Mark'a baktı uzun uzun. Arada burnunu çekiyordu, yaşları akmaya devam ediyordu.

"Seni seviyorum Hyuck. Hem de çok." demişti en sonunda. Günlerdir, belki de haftalardır içinde tuttuğu kelimeleri dile getirebilmişti sonunda. Yüzünde bir gülücük oluşmuştu, mutlu etmişti itiraf etmek.

Donghyuck vakit kaybetmeden boynuna sarılmıştı sıkıca. Mark da yanına uzanmaya karar verdi, boynunda ağlamasına izin verdi. Üzüntüden değil de mutluluktan ağladığını bildiği için kızamıyordu da. Biliyordu Hyuck'un kendisini sevdiğini.

"Ben de seni seviyorum Markie. Hem de çok."






...

YENİ KAPAK NASİ OLMUS???
umarım beğenmişsinizdir.

Glacier | MarkHyuckWhere stories live. Discover now