23

482 53 1
                                    

Sonunda, birkaç gün önce arkama bile bakmadan çarpıp çıktığım kapının önüne varmıştım.

Nasıl bir tepki vereceğini kestiremediğim için tedirgindim fakat bu gece onu görmeden buradan gitmeye niyetim yoktu.

Önce kapıyı tıklattım. Fakat etrafta ses seda yoktu. Bu sefer zili çalmaya başladım. Ama yine bakan olmamıştı.

Belki de gerçekten sandığım gibi evde yoktur, bir yere gitmiştir diye düşünerek arkamı döndüm. Bahçe kapısından çıkmak üzereyken arkamdan kapının kapandığı duymamla geri döndüm.

Kapıyı açtığını duymamıştım bile. Koşup hızla zile bastığımda bu sefer beklemeden kapı açılmıştı.

İçerisi zifiri karanlık olduğu için bir şey gözükmüyordu fakat bahçe fenerinin zar zor saçtığı ışık hüzmelerinin, kapının önünde duran kızın yüzüne yansıdığını görebiliyordum.

Daha iyi görmek için biraz daha yaklaştığımda kapı biraz daha aralandı.

Talya bir adım atıp kapının dışına çıktığında kalbim sızlamıştı.

Şiddetli bir hastalık geçiriyormuş gibi gözüküyordu. Benim yüzüm de duygusal şeylerden çabucak etkilenip solabiliyordu fakat onun hali bir başkaydı.

"İyi misin?" dediğimde sırtında taşıdığı büyük şalı biraz daha çekiştirip dik durmaya çalıştı.

"Neden geldin?" sesi buz gibi geliyordu. Canımı acıtmak için mi böyle yapıyordu, bana öfkesini mi ifade ediyordu yoksa ben de onun için herkes gibi mi olmuştum karar veremiyordum.

"Seni merak ettim."

"Ağzına gelen her türlü şeyi sayıp sövdükten sonra arkanda bıraktığın enkazın neye benzediğini mi merak ettin? "

"Günlerdir okula gelmiyorsun. Bir şey olduğunu sandım."

"İyiyim ben. Sen kafana takma böyle önemsiz şeyleri." diyip geri çekildi. Kapıyı kapatmak üzereyken elimle kapı aralığını tuttuğumda durmuştu.

"Talya, ben özür dilemek istiyorum."

Kapıyı iyice ittirip yüzünü görebileceğim bir şekilde konuşmaya başladım.

"Söylediklerimde ciddi değildim. Hepsini bilinçli bir şekilde söylediğimi kabul ediyorum. O an benden nefret etmeni istedim. Arkadaşlığımızı bu şekilde bitirirsem içinde bana karşı hiçbir şey kalmaz ve üzülmezsin diye düşündüm.

Seni asla sevemeyeceğimi, asla benden beklediğin şekilde bir karşılık veremeyeceğimi sandığım için her şey bitsin istedim.

Ve o anki panikle bunu yapabileceğim en kötü şekilde yaptım. Saçmaladım, aptallık ettim. Duymayı asla hak etmediğin şeyler söyledim sana. Hatamın farkındayım. Özür dilerim. "

Birkaç saniyelik bir sessizliğin ardından boğuk bir sesle " Tamam. " dedi ve tekrar kapıyı kapatmak için bir hamle yaptı.

"Tamam mı? Bu kadar mı?"

"Ne duymak istiyorsun?"

"Ben... Bilmiyorum. İkna oldun mu? Ya da affettin mi beni? Özrümü kabul ediyor musun?"

"Kayla... Sana, hayatım boyunca hiçkimseye yaklaşmadığım kadar sevgi dolu, içten, anlayışlı, sabırlı yaklaştım. İçimi açtım sana, duygularımı saklama gereksinimi bile duymadım, içimden nasıl geliyorsa öyle davrandım hep.

Ya ben seni evime getirdim. Hayatımda ilk kez birini evime getirdim. Ömrümde ilk kez birini bu şekilde hayatıma aldım.

Sandığın gibi tek amacım seni elde etmek olsaydı, senin ne kadar homofobik bir insan olduğunu gördükten sonra bundan vazgeçerdim. Amacım bir kızın bedenine sahip olmak olsaydı dışarıda bunun için bekleyen onlarcasını bulurdum.

Ben seni sevdim. Gördüğüm karşılıksa ilk hatamda beni çöp gibi arkanda bırakıp gitmen oldu. Bundan sonra sana nasıl güveneceğim? Özründe samimi olduğuna inansam bile söylediklerinin, gerçekten aklından geçen şeyler olmadığına nasıl inanacağım? Seninle yan yana olduğum her an yanlış bir hareket yapacağım da kalbimi paramparça edip beni terk edecek stresiyle mi yaşayacağım? "

Hiçbir cevap veremememiştim. Şu an boynuna sarılıp ağlaya ağlaya özürler dilemek istiyordum fakat sesi, konuşması, tavrı o kadar yabancıydı ki... Sanki aramıza görünmez duvarlar örmüştü.

Bunları düşünürken sessiz gözyaşlarımın arasından bir hıçkırık kopmuştu.

Yüzümü net göremiyordu fakat bu hıçkırığı duyduktan sonra ağladığımı fark etmiş olacak ki tavrı değişti.

Derin bir nefes verdi. Sakinleşmeye çalışıyor gibiydi. Tekrardan konuşmaya başladığında sesi, çok öfkelenmesine rağmen karşısındaki çocuğu incitmemek için anlayışlı davranan bir yetişkininki gibi çıkıyordu.

"Kayla. Teşekkür ederim beni düşünüp buraya kadar geldiğin için. Ama git. Benim artık sadece yalnız kalmaya ihtiyacım var. İyi geceler." söyleri bittiği anda, sanki tekrardan onu durdurmamdan korkuyormuşçasına hızla kapatmıştı kapıyı.

Ama o sözlerden sonra zaten onu durduracak cesaretim kalmamıştı.

Eve döndüğümde babam canımın sıkkın olduğunu gördüğü için hiç konuşmaya zorlamadı. Uyuyacağımı söyleyip kendimi odama kapatmadan önce 'ne olursa olsun ben hep senin yanındayım' der gibi sarılmıştı sadece.

ODİARE GirlxGirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin