Yirmi Üç

1.1K 66 3
                                    


🌼


Derin bir nefes verip çantamı yatağın üzerine attım. Poyraz ile konuşmamızda sonra biraz daha vakit geçirip eve gelmiştik ve bizimkinler uyumuştu çoktan. Uzerimdekileri çıkardım ve bir şort, tişört giydim.

Aklımda Poyraz'ın dedikleri vardı. Söylediğine göre babası okulu için Kanada ya amcasının yanına gitmesini istiyordu. Daha doğrusu ebeveynlerin deyimi ileydi. Yani zorunluydu bir bakıma. Çünkü zorunlu olmasa böyle durgun olmazdı asla diye düşünüyorum.

Poyraz'ın babası zaten sert görünümlü, otoriter bir adamdı. Lakin onun düşüncesini bile almadan böyle bir emrivaki hiç hoş değildi. Bende emrivakiden nefret ederdim.

Ebeveynlerin kendi cocuklarina baba-cocuk veya anne-cocuk ilişkisinden çok arkadaş ve bir birey gibi davranmasını tercih ediyor ve doğru buluyordum.

Lakin günümüz cografyasinda böyle ebeveynler oldukça nadirdi.

Yani coğrafya kaderdi gerçekten.

Yanaklarımı şişirerek saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp iki yana salladım başımı. Kafama çok takmıştım. Herkese söylemişti Poyraz ve diğerleri de caktirmasa da öyleydi.

Banyodan çıkarak odaya girdiğimde Naz'ı yatakta elinde telefon ile sırıtarak mesajlasirken gördüm.

Köyün can derdinde kasap et.

Onlara tebessüm ederek odadan çıktım. Kafam çok dolu olmuştu birden halbuki zaten çok düşünen bir insandım ama duygu yogunlugu olduğunda başımda bir ağırlık oluyordu.

Neden bu kadar düşündüğümü bilmiyordum ama iyi gelmiyordu bana.

Poyraz'ı düşününce gülümsemem, halbimin atması,en ufak temasta veya konuşmada yanaklarimin al al olması.

Reddetmeyecektim,ondan hafif bir hoslanti aldığım doğru idi. Ama bunu cidden beklemiyordum. Yani ben daha ne olduğunu anlamazken sadece dış görünüş veya karakter olarak onu hoş buluyordum.

Şimdi onun gidecek olması bir şeylere acele karar vermemi zorlamisti.

Alnımı iki parmağım ile ovarak mutfak ışığını açtım. Tezgahın üzerindeki surahiden bir bardak katıp su içtim. Bardağı yerine koyarak biraz temiz hava almak için salona yönelip büyük camdan dışarıya çıktım. Arkaya doğru havuza yaklaştığımda havuz kenarında oturan Poyraz'ı görmek beni şaşırttı.

Ben yanına gidip gitmemek arasında iken o çoktan beni görmüştü. Zorlukla adım atarak ona doğru ilerledim. Ayağımdaki terlikteri çıkararak kenariya koydum ve onun gibi bacaklarımı havuza uzattım.

"Uyku tutmadı"

Derin bir nefes aldım. "neden bu kadar dusuncelisin? Gitmek istemiyor musun?"

"Sence gitmek istiyor gibi bir halim var mı?"

Kaşlarımı çattım. "o zaman niye babana söylemiyorsun Gitmek istemediğini?" Omuz silkti "hiç bir şey değişmeyecek. Sadece bir kavga o kadar. Yine onun dediği olacak yani. Boşuna uğraşmak yoruyor artık."

Dördüzler |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now