-1- Mistake

2K 160 62
                                    

Nefes nefese sınıftan çıkıp erkekler tuvaletine doğru koştum. Kapıyı hızla açıp boş olan tuvalet kabininin birisine girip kapıyı kilitledim. Klozetin üzerine oturup bacaklarımı göğsüme çektim. Tuvalet kapısı hışımla açılıp duvara çarptığında nefesimi tuttum.

"Jeonggukie, neredesin?"

Keyifli kıkırtılarla kabinlere doğru yaklaşmaya başladılar. Adım sesleri git gide daha da yakından gelmeye başladı.

Baştaki kapıyı itip açtılar.

Boştu.

Diğerine geçtiler.

O da boştu.

Ve diğerine.

En sonunda benim olduğum kabinin kapısını açmayı denediler. Kilitli kapı açılmadığında geriye çekildiler. Hiçbir ses gelmediğinde yukarı baktım. Adımları uzaklaştı, kapı açılıp kapandı.

Gittiler mi acaba diye düşündüm. Ama olduğum yerden çıkmadım. Muhtemelen beni kandırıyorlardır. Onlar bana bir şey yapmadan öylece gidemezlerdi çünkü. Birkaç dakika daha klozetin üzerinde kaldım. Ya onlar gidecekti ya da sabaha kadar burada kalacaktım. Tam da düşüncelere dalmışken kapıma aniden vurulmasıyla yerimde sıçradım.

"Çık artık orospu çocuğu! Seni mi bekleyeceğiz sabaha kadar!"

Sesimi çıkarmadan orda oturmaya devam ettim. Onlar ise hala kapıma vuruyorlardı. Ve bir anda vurmayı kestiler. Pes edip gideceklerini düşünürken hiç beklemediğim bir şey oldu. Tuvalet kapısının üzerinden başımdan aşağı içi çöp dolu kovayla kirli su boşalttılar. Şok içinde olduğum yerde dona kalmıştım. Onlar ise deliler gibi kahkaha atarak gülüyorlardı. Görüşüm buğulanmaya başladı, ellerim titredi.

Sıcak gözyaşlarım yanaklarımdan düşmeye başladı. Dudağımı ısırdım, hıçkırıklarımı sakladım. Gülerek tuvaletten çıktılar. Ayaklarımı yavaşça zeminle buluşturdum. Ağır hareketlerle ayağa kalktım, kapının kilidini çevirdim. Kabinden çıktım, aynadaki aciz görüntüme baktım. Üstü başı kirli suyla ıslanmış, yüzü yara bere içinde, gözleri yaşlarla dolu olan aciz bir çocuktu aynadaki kişi.

Aciz bir çocuk.

Kimsesiz, sevgisiz, güçsüz, neşesiz bomboş birisi.

Gözyaşlarımı sildim, titreyen ellerimle saçımdaki ve üzerimdeki pislikleri silkeledim. Çok çirkin görünüyordum.

Haddinden fazla çirkin.

Bu yeni olan bir olay değildi aslında. Tüm okul hayatım boyunca zorbalık görmüştüm. Belki üniversitede geçer diye düşünmüştüm ama geçmemişti işte. Sırf eşcinsel olduğum için dayak yiyordum ben. Bundan onlara neydi ki. Sanki onlara bir zararım vardı. Muhtemelen 'Neden birilerine söylemedin?' diye soruyorsunuz değil mi? Söyledim. Ama umursanmadım. 'Kocaman adamsın artık kendi başının çaresine bak, Biz ne yapabiliriz ki? , O zaman onlara yapmamalarını söylemelisin' . Kendi ailem bile beni terk edip gitmişken neden başka birisi bana yardım etsin ki? Onlar bile beni istememişken.

Tuvaletten çıktım. Üzerimdekileri temizleyebildiğim kadar temizlemiştim. Etrafımdaki bakışları hissedebiliyordum. Bana acıyorlardı. Bunu biliyorum. 'Yazık yine onunla uğraşmışlar baksana, zavallı çocuk, neden ona bulaşıyorlar ki?, geberip gitse keşke, orospuluk yapıyormuş diye duydum' etrafta dönen fısıltılar kulağıma kadar ulaşıyordu. Sizi duyabiliyorum diye haykırmak istedim o anda. Yapmadım. Okuldan çıktım, çalıştığım yere doğru yürümeye başladım.

Madem derse girmeyeceğim en azından biraz para kazanayım diye düşündüm. Hızlıca kafeye doğru yürüdüm.

Çok geçmeden vardığımda kapıyı itip içeri girdim. Bu saatlerde fazla dolu olmuyordu içerisi. Kasadaki çocuk beni gördüğünde önce gülümsedi sonra halimi gördüğünde gülüşü dondu kaldı.

Deal With Devil    ●Taekook●Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin