-17- Azazel

363 39 15
                                    

Taehyung gece yarısına kadar kütüphanede kalmış her şeyi didik didik edip kehaneti değiştirmenin bir yolunu aramıştı, ama öngörülebileceği üzere bulamamıştı.

İç geçirip başını ovdu. Yorulmuştu ve eşinin kolları arasına girmek istiyordu artık. Yeryüzüne gitti hızlıca, bir an önce evine gitmek istiyordu.

Eve geldiğinde kapalı olan ışıklarla kaşlarını çattı. Belki de Jeongguk uyumuştur diye düşünüp odalarına gitmişti ama orada da yoktu. Onu hiç bir yerde bulamadığında önce aramayı sonra zihninden seslenmeyi denedi. Bir süre bekledi ama her iki şekilde de cevap yoktu.

Bu onu daha da şüpheye sokmuştu. Chris'in evine gitti bu sefer de. Kapıyı açan sarışın oğlan karşısında gördüğü adamla şaşırdı.

"Merhaba Taehyung, bir şey mi oldu?"

"Jeongguk, seninle mi?" Diye soludu şeytan. Chris Taehyung'un sorusuyla kaşlarını çattı.

"Evde değil miydi? Bugün okuldayken bir anda kaybolmuştu eve gittiğini düşündüm, telefonuna da ulaşamadım." Dediğinde Taehyung bir şey söylemeden oradan ayrıldı. Jeongguk'un gidebileceği her yere baktı.

Ama hiç bir yerde bulamadı. Tuhaf olan bir başka şey ise enerjisini hissedemiyordu. Sanki dünyada değilmiş gibi.

Cehenneme geri dönüp Jimin'in yanına gitti. Göz Küresinden etrafa baktılar, Jeongguk yine yoktu.

"Bu imkansız." Diye mırıldandı Jimin.

"Burada bile görünmüyorsa o dünyada değildir Taehyung." Kızıl saçlı şeytan aklına gelen kişiyle öfkelendiğini hissetti. Ve cennetin kapısına dayandı.

"Seokjin! Jeongguk nerede?!" Seokjin çıkıp Taehyung'un karşısına geçti.

"Ne demek nerede, senin yanında değil mi?" Diye sorduğunda Taehyung iyice kafayı yediğini hissediyordu. Onlar tartışırken bir anda melek çıkageliyor. İkili ağzı yüzü dağılmış meleğe bakıyorlar. Melek dizinin üzerine çöküp başını yere eğiyor.

"Efendim! Azazel, o kaçırıldı!"







-Jeongguk-

Çok sıcak hissediyordum, gözlerim sanki yerinden çıkacakmış gibi ağrıyor, başım dönmedolap gibi dönüyor, midem deliler gibi bulanıyordu. Nerede olduğumu bilmiyorum, burnuma pis kokular doluyor.

Belli belirsiz bir kaç kıkırtı sesi duyuyorum ama gözlerimi açamıyorum. Yaklaşan adım seslerini duyuyorum ama vücudumu kımıldatamıyorum. Bir el omzuma dokunuyor, "Uyan" diye fısıldıyor. Bedenim görünmez bir gücün altındaymışcasına itaat ediyor, gözlerim açılıyor.

Karşımda uzun siyah saçlı bir kadın duruyor, bana pis bir şekilde bakıp gülüyor.

"Seni bıraksak sonsuza kadar uyuyacaksın gibi, gerçekten ne de uykucuymuşsun öyle." Diyerek dalga geçiyor. Bileğimi oynatmaya çalıştığım sırada zincir sesi doluyor kulaklarıma.

Başımı kaldırıyorum yavaşça, bileğime bakıyorum. Kalın prangalarla örtülmüş ince bileklerim. Uzun zincirler duvara bağlı, çıkartılması imkansız gibi görünüyor.

Çok güçsüz hissediyorum kendimi, zinciri çekiştirmeyi bırakıyorum. Açık tutmakta zorlandığım gözlerimi kapatıyorum yeniden. Uykuya dalmadan dalmadan önce duyduğum son şeyler şunlar oluyor;

Deal With Devil    ●Taekook●Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin