09| vampires who are guilty.

440 51 13
                                    

Grill'i bulmak sandığımdan daha kolay oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Grill'i bulmak sandığımdan daha kolay oldu. Tabi kamyonetimle yarım saat aynı kavşaktan dönmemi saymazsak. Baya kolay (!)


Her neyse sonuç olarak Mystic Grill'e yarım saat erken gelmiştim ve boş bir masaya geçmiştim.

Tabi Matt'in numarası olmadığı için ona geldiğimi de haber veremedim.

Yarım saat sipariş vermeden oturup camdan dışarıyı izlemek gibi basit bir planım vardı. Son derece basit planım Matt'in kafenin kapısından gitmesiyle bozuldu.

Beni fark etmesi için ona doğru elimi salladım. Fazla rezil olmadan kendimi fark ettirdiğim de yanıma doğru geldi.

Boş sandalyeye geçtiğinde gülümsedi.

"Erken gelmişsin."

"Erken gelmeyi tercih ederim. Bekletmekten pek hoşlanmam." diye açıkladım. Evet buluşmalara erken gitmek gibi bir huyum vardı.

Yine de asıl sebebi okuldan eve uğramadan direkt kafeye gelmemdi. Çünkü Caroline ve Damon evde vakit geçirecekti.

Bir nevi onlardan kaçmıştım ve hepsi Matt'in sayesindeydi. Matt'e baktım ve gülümsedim.

"Aslında kasabayı hiç gezmedim ve kafeyi de kulaktan dolma bilgilerle buldum. Kasabaya inerken ki kavşaktan on beş kere geçmişimdir."

Hızlıca itiraf ettim. Ve o kahkaha attı.

"Gülmesene." dedim dişimin dibinden. Kendimi rezil hissediyordum. Oysa sadece kasabanın yabancısıydım.

"Bana söyleseydin ya okulda. Beraber gelirdik ya da sana yolu tarif ederdim." dedi Matt kahkahalarının arasından.

"Bir daha ki kasaba turumun rehberi olabilirsin." dediğimde duraksadım.

Olamazdı.

Bir sonraki kasaba turum boş vaktim de saldırıların gerçekleştiği yerlere olacaktı ve kavşakta saatlerce oylansam da tek başıma olacaktım. Kimseyi tehlikeye atmayacaktım.

"Tabi olur." dedi içtenlikle.

O sırada yanımıza gelen garson ne alacağımızı sordu. Matt Grill'in kahvesinin yanında pizzasının da mükemmel olduğunu söylediğinde ikimiz de pizza almaya karar verdik.

Okul da bir şey yememem iyi olmuştu.

"Bilardo oynar mısın ?" diye sordu Matt. Başımı hayır anlamında salladım. Bir sürü şey yapabilsem de bilardo oynamakta berbattım.

"Evet ama bu konuda berbatım."

"Merak etme ben sana-" Telefon çaldı. Matt'in telefonu olacak ki Matt elini deri ceketinin cebine attı ve telefonunu çıkarttı.

Yüzü aniden değişmişti. Hızlıca telefonu açtı.

Birkaç dakika sadece ahizenin karşı tarafı konuştu ve Matt dinledi. Açıkçası telefon konuşmasını dinlemek istemesem de istemsizce kulak misafiri olmuştum.

vampire love  ▷ damon salvatore. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin