12| reading someone's diary.

387 45 12
                                    

Cezam tamamen ıstırap gibiydi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Cezam tamamen ıstırap gibiydi.

Üç saat boyunca önümdeki kitapla bakışmıştım. Hint dizilerinden daha uzun bir bakışmaydı aramızda ki ve o kadar bakışmanın ardından arimasi kitabıma aşık olmamıştım.

Eve geldiğimde yapmam gereken ilk işi yaptım ve babamı aradım. Telefon birkaç çalış sonra açıldı.

"Prensesim ?" dediğinde karşındaki ses rahatladım. Onu gerçekten özlemiştim.

"Baba." Uzun zamandır bu kelimeyi bu kadar içten kullanmadığımı fark ettim.

"Nasıl gidiyor yeni kasaba hayatın ?" dedi Billy Forbes her zamanki neşesiyle. Güldüm. "Çok yorucu." diye cevap verdim.

"Mystic Falls gerçekten insanı yoruyor. Seni anlayabiliyorum tatlım. Peki alıştın mı ?" diye sordu.

Alışmış mıydım ? Bu soruyu kendi kendime uzun bir süredir sormuyordum. Kasabaya geldiğimde tek amacım yeni hayatıma alışmakken şu anda sorularıma cevap arayışına girmiş ve alışmayı çoktan unutmuştum.

"Resmen on gün de buranın yerlisi oldum."

Eğer biraz daha Mystic Falls hakkında konuşursak yalanlar dizelemem gerekecekti ve bunu istemediğim için konuyu sürat hızıyla değiştirdim.

"Harold nasıl ?" diye sordum.

"Gayet iyi. Dün gece ki av onu fazla yormuş olacak ki uyuyakaldı. Bu seferki av baya zorladı." dedi babam.

"Kendisine selamlarımı ilet." dediğimde babamla bir süre daha havadan sudan lafladık. Ben ona okulu anlattım o da av seyahatlerini anlattı.

Telefonu kapattığımda birkaç saniyelik boşluğa düştüm. Gerçekten kara deliğe veya koca bir okyanusa düşmüş gibi hissettim.

Kimseden yardım alamıyorum ve bütün olanları yapboz gibi birleştirmek beni yoruyordu. Ne zaman dedektifcilik oynamaya başlamıştım ?

Bütün olanları görmezden gelmek ve normal bir liseli gibi davranmak istesem de yapamazdım.

Avcı olsam da olmasam da çevremde ki kimsenin zarar görmesine izin vermeyecektim.

Hızlıca dolabımdan çanta çıkardım ve kıyafetlerı çantaya yığdım. Katlamaya dahi uğraşmamıştım.

Üşengeçliğim hafif göz kırpıyordu.

Akşam doğru tamamen toparlandığım da elimde çanta ile mutfağa indim. Liz henüz gelmemişti. Mutfağa ilerledim ve buz dolabında ki magnetlerle ben çıktım yazdım.

Damon ve Stefan'ın evini bilmiyordum kimseye de sormamış daha önce de gitmemiştim. Caroline tarif de etmemişti.

İşime yarayan tek bilgi kasaba haritasında gördüğüm Salvatore Malikanesi'ydi. Kasaba da iki kardeş dışında Salvatore tanımadığım için orası olduğunu düşünüyordum.

vampire love  ▷ damon salvatore. Where stories live. Discover now