3. BÖLÜM

804 121 366
                                    

Tüm bu sessizlik seninse, sesler benimdi.

Ama böyle değildi yabancı.

Tüm bu sözler senindi, sessizlik yalnızca benim.

.
.
.
(...)
Sarı saçlı kadının gülümsemesi.
Başıma dayanmış silah.
Kardeşimin yüzündeki morluklar.
Kardeşimi kucağında taşıyarak getiren adamın üstündeki gerginlik.
Diğer iki kişinin üstümdeki bakışları.

Onlar da biliyordu, bu iş artık bambaşka boyuta gidiyordu.

Hayır, bu ufak bir yanlış anlaşılma denilip, geçiştirilecek bir kaçırılma değildi.

Artık değildi.

🤍

Bazı anlarım oluyordu ki kimsenin yüzüne bakamıyordum suçlu benmişim gibi, tüm bu utanılacak şeyleri yapan benmişim gibi.

Onların adına utandığım için miydi yoksa gerçekten suçlu muydum varlığımdan dolayı?
Hâlâ yanıt alamamıştım bu soruma.

Yine öyleydi, bakışlarım sadece silahtaydı. Başka yere bakamıyordum. Az önceki halimden eser kalmamıştı. Her şey çok kötü bir şekilde karışmıştı. Beklediğim kesinlikle bu değildi.

Kardeşim baygındı, öyle olmasa bile yüzüne bakabilir miydim emin değildim.

- Sence de baban gibi birinin böyle cesur bir çocuk yetiştirmesi aşırı iyi değil mi?

Sarı saçlı kızın konuşmasıyla kısa süreliğine kızın gözlerine diktikten sonra diğerlerinde gezdirdim bakışlarımı. Hepsi bir kelime etmemi bekliyor olmalıydı.

Üzgünüm, üzgünüm, üzgünüm.
Ben böyleydim, hiçbir zaman istekleri yerine getirebilen kişi olamamıştım.

Yutkunarak istediklerini vermeyeceğimi belirtir şekilde tekrar eski konumuma geçip sırtımı duvara yasladım. Bakışlarım yerde değildi bu seferde, direk onlardaydı.

Cüsseli olan erkek konuşmayacağımı anladığı için miydi ya da başka bir sebepten miydi bilmiyorum ancak dışarıya doğru yönelmişti ve çıkarken fısıltı şeklinde ama tane tane konuşarak diğer oğlana bir şeyler söylemişti. Tek duyduğum "3 numara" diye bir seslenme biçimi kullanmış olmasıydı.

Bu iki kisi o gece orda olanlardı.
O gece kardeşimi araca götüren kişi 3 numaraydı ve beni bayıltıp -tahminimce beni götüren kişi- o cüsseli olan adamdı.

Dediklerini tam olarak duymamıştım ancak denilen her neyse 3 numara dedikleri adam, kardeşime yönelip onu çıkarmak için kucağına almıştı. Tekrar kalkma girişiminde bulunsam da yanımdaki kız varlığını belli eder şekilde silahı tekrar kafama yasladı.

Kadının gözlerine bakarak tekrar arkaya yaslanırken kadına istemsiz göz devirmiştim ve kadın bunu görünce gülümsemesini genişletmişti.

Farkında değillerdi.

Hala kimse ciddiyetin farkında değildi. Bu yaptıkları onlara çok büyük patlayacaktı. Babam, kardeşim için kıyameti koparırdı ki büyük ihtimalle de öyle oluyordu. Bizi bulmaları uzun süremezdi. Hala neyin ciddiyetsizliğiydi bu?

.
.
.

Saatlerdir tektim. Bu rahat hissettirmişti çünkü kalabalığa alışkın değildim. Yanımda duran kişiler konuşmuyor olsa bile rahatsız hissediyordum istemsiz.
Öyle alışmıştım çünki.

Ancak tam şu an her şey istediğim gibiydi.

Yalnızdım ve istediğim şekilde hareket edebilirdim, o ya da şu beni sorgulayacak mı diye düşünmem gerekmiyordu.
Şu anki durum içinde de beni gözetleyecek kimse yoktu.

Suskun sırlarWhere stories live. Discover now