16

4.6K 543 531
                                    

⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀

o meşhur karavan sahneleri geldii. okumaya başlamadan önce medyayı izleyip kendinize hatırlatabilirsiniz ortamı falan. daha iyi canlanır gözünüzde.

××××××××




⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀

"bana maçın şehir dışında olduğunu söylememiştin."

"bazı teknik aksaklıklar olabilir."

"teknik aksaklık?"

san dakikalardır elleri cebinde, önünde dikilip izlediği karavandan gözlerini aldı ve wooyoung'a yöneltti. wooyoung ona bakmasa da delici bakışları üstünde hissedebiliyordu. aniden süt dökmüş kedi halini bozup san'ı karavanın açık arka kapısından içeri ittirdi. boşluğuna denk geldiği için kolayca başarmıştı bunu.

"yeter ya, başımı şişirdin. senin için içeriyi ne güzel süsledim, yatak falan hazırladım hiç teşekkür etmek de yok."

konuşmasına izin vermeden kapıyı yüzüne kapatmış, koşarak şoför koltuğuna yerleşmişti. san veremediği cevabı vermek için ön tarafa yönelip ona doğru yanaştığında siyah bir perde çekti aralarına küçüğü.

"çocuk 'seninle muhatap olmak istemiyorum perdesi' bile yapmış amına koyayım."

perdeyi yana ittirerek çoktan sürmeye başlamış olan wooyoung'a kafasını uzattı.

"çok ufak bir şey soracağım. ya çevirmeye yakalanırsak sayın bücür? ne bok yiyeceğiz?"

cevabı hiç beklemediği şekilde aldı. wooyoung tek elini kaldırmış, tersiyle yakınında duran san'ın yüzüne vurarak geri ittirmişti.
san acıyan burnunu ovalarken çattı kaşlarını. perdeyi sinirle çekip aralarına duvar ördü ve kendini ona göre fazlasıyla küçük olan yatağa bıraktı.







⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
•••






⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀

saatler de geride kaldı katettikleri mesafe gibi. san'dan hiçbir ses çıkmıyordu, fakat onun yerine konuşuyordu midesinden gelen sesler. acıktım demesine bile engeldi inadı.

wooyoung bir köşeye çekti karavanı, telefondan en yakın yeri araştırmış ve en hızlı hazırlanabilecek yemeğin siparişini vermişti. beklerken kafasını geriye atıp koltuk başlığına yasladı. arka taraftan ağır şekilde gelen sigara kokusu, hafızasında hatırlamak istemediği o günü canlandırdı. en ufak duman bile onun gözünde düşüncelerden sis dalgası oluşturuyor, kayboluyordu içinde. tam kötü anıları zihnini rehin almıştı ki cama tıklatılma sesiyle irkildi. motordaki kurye elindeki poşeti kaldırıp gösterdiğinde camı açtı ve poşeti içeri aldı. gözlerini dikiz aynasına kilitlemiş, motor gözden kaybolana kadar izlemişti gidişini.

"yemek getirttim. gel ye hadi." dedi, san'ın duyması için bağırarak.

perdenin açılmasıyla kapanması bir olmuştu. hızla poşetin alındığı, havada boş kalmış eline bakakaldı wooyoung.
"ne bu tripler şimdi?"

gözlerini devirdikten sonra bir çırpıda kendini arkaya attı. sanki odasına kapı tıklatılmadan giriş yapmış gibi ona hesap sorarcasına bakan san'ın karşısına oturdu. alan dar olduğu için dizleri birbirlerine değiyordu. yine ufacık bir temastan kilitlenip kalmıştı ikisi de. kısa bir an, havanın kararmış olmasından dolayı yukarıya döşenmiş led lambaların loş ışığında bakıştılar.

OUTLAW 🥊 woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin