Bölüm 58: Tabutlar

178 37 16
                                    

Anılardan aniden çekilme hissi hiç de hoş değildi.

Wu Xingxue kendine geldiğinde sayısız ses kulaklarında uğulduyordu.

Xiao Fuxuan'ın "Seni ölümlü alemde gördüm" demesini, Luohua Dağ Pazarı'ndaki hikaye anlatıcılarını, kulenin tepesindeki çanın çalmasıyla birlikte rüzgardaki hayaletimsi feryatları duyabiliyordu.

Ve iç içe geçmiş dalları kestiğinde, serbest kalan ruhlardan birinin ona belli belirsiz bir sesle "Sen kimsin?" diye sorduğunu bile hatırlıyordu.

Bu çok fazla, çok fazla.

Fakat sonunda, anılarının kulaklarındaki çınlaması kayboldu ve geriye tek bir düşünce kaldı...

Bu o kuleydi.

Feng Sekti'nin gizli bölgesindeki bu kule, o yetiştiricinin yaşadığı kuleyle aynıydı.

Wu Xingxue, ilahi ağacın hayalet görüntüsünün ötesine, etraflarındaki kuleye baktı.

Xiao Fuxuan'ın qi gücü sayesinde tüm kule darmadağın olmuştu, kirişleri düşmüş ve kırılmış, içindeki beyaz yeşim özüyle sarılı ilahi ağaç dalları yere saçılmıştı.

Eski durumundan hiçbir iz yoktu.

Görünüşü değişmişti ve yapısı daha farklıydı, tepesindeki eski çandan eser yoktu. Bir zamanlar kulede yaşamış olan yetiştirici burada dursa dahi onu tanıyamazdı.

Daha doğrusu, tanıması imkansızdı.

Çünkü o geçmiş olayın en son bölümünde, Wu Xingxue karmaşık dalları kestikten sonra kule yıkılmıştı...

Belki o yetiştiricinin hayati enerjisi o kadar zarar görmüştü ki, kaderini tersine çevirmek için güçsüzdü; belki de bitmek bilmeyen mücadelesinden ve geri adım atmaktan bıkmıştı, veyahut da iyi tarafı galip gelmişti...

Bir büyü yaptıktan sonra gözlerini kapatarak dimdik oturdu ve kule alevler içinde kalırken onunla birlikte yok oldu.

Mantıksal olarak kule çoktan yıkılmış olduğu için bir daha ortaya çıkamazdı.

En azından Wu Xingxue dışında hiç kimse kulenin yeniden karşılarında durabileceğini düşünemezdi.

Fakat Wu Xingxue'nin gözünde yıkılmış bir kule yeniden tamamen sapasağlam görünebilirdi. Lakin gerçek dünyada değil, sadece farklı bir yaşamın dallarında.

Eğer o kutsal ferman yanlışlıkla bir dalı kaçırmışsa ve Lingwang onu kesmemişse, o hayattaki herkes ve her şey ileriye doğru devam edecekti.

Yetiştirici o büyüyü yapmamışsa kule bu yüzden ayakta kalmış olabilirdi.

Yani şu an kesilmemiş bir dalda duruyorlardı.

Ç/N: En anlaşılır şekilde tercüme etmeye çalışıyorum ama kafanız karıştıysa açıklayayım: Hani illüzyon alemindeler mi yoksa geçmişteler mi diye kafaları karışıktı ya, aslında geçmişteler ama bu gerçek dünyadaki geçmiş değil. Wu Xingxue'nin kesmediği daldaki bir yaşamın geçmişi.

"Şaşmamalı..."

Wu Xingxue kendi kendine mırıldandı.

Ning Huaishan ve Yi Wusheng'in daha önce Feng Shulan'ın yaşının biraz düşük göründüğünü ve Feng Huiming'in daha önce hiç duymadıkları biri olduğunu söylemelerine şaşmamalıydı.

Çünkü gerçek dünyadaki şeyler, o yıldan itibaren dallara ayrılıyordu ve bu hayattaki ile aynı değildi.

Ama dallara ayrılan kaotik bir çizgide olsalar bile, yine de nedenler ve sonuçlar vardı, karışıklıklar sebepsiz yere ortaya çıkmazdı.

Unseen Immortal Of Three Hundred Years [BL]Where stories live. Discover now