5.Bölüm

209 27 0
                                    

Merhabalar

Oy ve yorum yapmayı unutmayalım.Hikaye hakkında bilgi ve duyuruları görmek istiyorsanız Wattpad hesabımı takip etmeyi unutmayın❤️

5.BÖLÜM

Cihangir zar zor bir hafta kalmıştı hastaneden Liva ne kadar babasına her ihtimale karşı hastaneden kalmasını söylese de Cihangir hastanede kalmayı reddetmişti.Şimdide evinde yatıp dinlemesi gerektiği yerde çalışma odasında yapılacak operasyonun üzerinden geçiyordu.Kapının çalmasıyla birlikte Cihangir kafasını dosyadan kaldırmıştı.
"Girebilirmiyim babacığım"girmesine rağmen izin isteyen kızına bakan Cihangir hafifçe gülmüştü."Gel tokmak kafa."dedi Cihangir.

"Babacığım biraz dinlensen diyorum.
Dikişlerin patlayacak."Cihangir her zaman ki gibi kızının onun için endişelendiğini biliyordu fakat vatan beklemezdim hele ki yakında yapılacak bu operasyon önemli ve zorlu bir operasyondu.Bir saniye bile çok kıymetliydi."Bende bu konu hakkında senle konuşmak istiyorum Liva"Cihangir kızı Liva'ya ismiyle seslendiği nadir zamanla olurdu.Ciddi bir konuşma olunca kızıyla ismiyle seslendirdi.Liva hemen anlamıştı.Biraz endişe birazda korkuyla babasının yanına yaklaştı.

"Kötü bir şey yok degil mi baba?"dedi Liva.Cihangir kızının endişe dolu bakışlarını hemen farketmişti."Benim operasyon için Hakkâri'ye gitmem lazım."dedi Cihangir.Liva daha mümkünmüş gibi endişesi daha da artı.
"Bende seninle gelsem baba.Burda yanlız kalmak istemiyorum"Liva hâla küçük bir kız çocuğu gibiydi.Babasından bir saniye bile ayrılmıyordu.

Cihangir kendi kendine düşünüp tartıyordu.Aslı ne kadarda burda olsa da Liva babası Cihangir olmadan kendini yanlız hissediyordu."Hem arada değişiklik iyi gelir.Beni burda tek başıma bırakma baba"Liva babasını ikna etmeye çalışıyordu ve Cihangir'in ona gülümsemesiyle Cihangir'i ikna etmişti bile."Tamam tokmak kafa ama sözümden çıkmayacaksın."Liva sevinçle babasının yanağından öpmüş ve hızlı bir şekilde odadan çıkarken Cihangir arkasından konuşuyordu.

"Bana söz vermedin tokmak kafa"Liva tutamayacağı sözleri asla vermezdi Cihangir de sözünden çıkmasın diye söz vermesini istemişti ama sadece istemekle kalmıştı çünkü Liva'nın sağı solu belli olmazdı.Her türlü belayı kendine çekiyordu.Hata amcası Turan Liva'yı bu yandan hep babası Cihangir'e benzetirdi.Baba kız belayı hep kendinize çekiyorsunuz der dururdu.Liva akşam yemeği için mutfağa giderken Cihangir de işinin kaldığı yerden devam etmişti.

Liva bir yandan akşam yemeği hazırlarken bir yandan telefondan Aslıyla konuşuyordu."Yani ciddi ciddi şimdi Hakkâri'ye gidiyorsunuz öylemi"dedi Aslı.

"Aynen öyle.Hem değişiklik olur bana da.Beni boşver de o gün hastaneye gelen kimdi.Adı neydi ya.Ha Anka.Evet evet Anka kim o tanıyor musun."Liva merakını gizleyememişti.Aslı konuya nereden gireceğini bilmediği için."Uzun hikaye.sonra anlatırım sana.Ayak üstü konuşulacak konu değil"dedi Aslı.Liva anlayışla karşılaşmıştı.

Cihangir ve Liva akşam yemeğini yedikten sonra Cihangir Liva'ya eşyalarını şimdiden hazırlamasını istemişti.Liva eşyalarını bir valize sığdırmaya çalışıyordu.Kendi eşyalarını valizle yerleştirip babasının kıyafetlerinde güzelce katlayıp valize yerleştirmişti.Yerleştirdikten sonra bir haftanın verdiği yorgunlukla odasına gidip yatağa yatmıştı.Liva gözlerini uykunun huzurlu kollarına teslim etmişti. Hatırladığı son şey anlının üzerindeki yumuşak dudaklar olmuştu.Cihangir kızının üzerini örtüp kızını her geçen gün daha da annesine benzeyen yüzünü izliyordu.Hareketleri kendine benzese de güzelliğini annesinden aldığı kesindi.

SON MEKTUP Where stories live. Discover now