Jisung daha yeni okul çetesinden çıkmıştı, kendine yeni hobiler kazandırmaya çalışırken müziğe ilgisi olduğunu fark etti. Fakat hiçbir öpretmen ona ders vermiyordu. Birgün yine Jisung müzik kursuna gitmişti öğretmen aramak için... Sonra stajyee olan...
Eve yeni dönmüştüm ve Beom-hyun'un bu akşam bize geliceklerini ve açıklicağımızı hatırlatmasıyla 2 saat tavanı izleyip yatakta boş boş yattım. Sonra 'bari üstümü değiştiriyim' diyerek dolabıma yöneldim.
Koyafetlere göz atarken bi tane elbise buldum. Bu çokselllll!
Onu çıkarıp giyindim, yüzümdeki makyajı silip sadece bi nemlendirici sürdükten sonra dağılmış olan saçlarımı rastgele bi topuz yaptım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Telefonda Chun'la oyun oynarken rden kapı çalmıştı. Kesin onlar gelmişti ama oyunu bırakırsam Chun yarın ağzıma sıçardı. Bi yandan da dc'den konuşuyoduk.
"Chu chu benim gitmem lazım, babamlara açıklicaz ya geldiler."
"Olum ama 1. olmamıza çok az kaldı! Az daha dur yaa!"
"Botla oynayamaz mısın?"
"Boylar bok gibi oynuyo, bak son şu kalmış onu da öldür git."
"Tamamm." bi kaç saniye içinde onu da öldürüp kazandığımızda Chun'a görüşürüz diyip dc'yi ve oyunu kapattım.
Koşarak salona indiğimde sanki beni istemeye gelmişler gibi bi hava vardı.
"Eh, Chun salmadı da. Biraz zor geldim, sorry." Jisung babamın yanına oturup yanağına b öpücük kondurduktan sonra Taehyun amcamla birbirlerine kötü kötü bakan Minho babama baktım.
"Öhöm, şey..." Beom-hyun konuya girmek istiyodu ama yapamıyodu, tabi babam enişteme böyle bakarken nasıl yapsın.
"Baba." Jisung babamdan yardım istemiştim, o da başını sallayıp Minho babamın kafasına bi tane vurduktan sonra amcama da işaret vermiş ve amcam da eniştemin kafasına bi tane geçirdikten sonra Jisung babam söze girmişti.
"Çocuklar bişey söylicekmiş siz burda bakışarak kavga ediyosunuz, sikerim belanızı düzgün durun!"
Onlar birbirlerine bakmayı kestiklerinde bu sefer ben konuya girmiştim.
"Şimdi bunu nasıl söyliceğimi bilmiyorum. Amcam be Jisung babam zaten anladılar büyük ihtimalle." ikisi de başlarını sallayarak onayladılar.
"Ama size bunu söylesem burda savaş başlatabilmenizden korkuyorum."
"Okuldan mı atıldın kızım?"
"Yah nalaka ya!"
"Tamam o zaman kızmam, söyle."
"Şeyyy, şimdi şöyle k-"
"Biz sevgiliyiz."
"NE!?"
"Ne?"
Babam veeniştem aynı anda konuşunca ve babam bağırınca korkmadım değil.
"Lee Minho, seni sikerim!" babam geriye yaslanıp bize çatık kaşlarla bakıyodu.
"Hayır ama ya, ben kızımı kimseye vermicektim! Kang, kızıma bi kötülüğün dokunursa seni öldürürüm!" Beom-hyun yavaş yavaş bana yaklaşıp arkama doğru saklandığında kıkırdayıp saçlarını karıştırdım.
"Sakin."
"Demesi kolay. Göt korkusu başladı baban yüzünden." tekrar kıkırdayıp ayağa kalktım.
"Eh, biz odamdayız."
"Kızım götünü baban gibi öyle hemen verme tamam mı?"
"LEE MİNHO!" Minho babam koşarak mutfağa kaçtığında Jisung babam peşinden koşmuştu. Mutfakta sex yapıcaklar diye düşünüyorum.
Odama çıktığımızda yatağa kendimi atmıştım.
"Babam seni öldürmediyse bundan sonra da öldürmez." kıkırdayıp yattığım yerin yanına oturup saçlarımı okşamaya başladı.
Sonra o da uzanıp beni belimden tutarak kendine çekti ve üzerine yatırdı.
"Şuna bak ya, kucağında kayboluyosun resmen Jis."
"Olabilir, ne güzel işte." doğrulup sorrını yatak başlığına yaslamış ve beni yine kucağına yatırmıştı.
"Açıkçası bi rahatladım. Üstümden koca bi yük kalkmış gibi hissediyorum." kıkırdayıp iyice ona sokuldum.
"Bugün Soo-jun olmasa ölüyodun farkındasın dimi?" göz devirip kafasını sallamıştı.
"Chun aşırı garip biri ya, bana şeytan Soo'ya melek!" büyük bi kahkaha atıp doğruldum ve kucağına oturdum.
"Götümü henüz alamazsınız bay Kang."
"O kadar emin olmayın bayan Lee." sırıtıp söylediği şeyle tırsmadım değil.
"18 olmadan nah veririm."
"2 yıl bekleyebilirim." gülü seyip yüzüne yaklaştım ve onu yumuşakça öpmeye başladım.
Birden hızlanıp sertleşmesiyle küçük bi inilti kaçtı dudaklarımdan.
"Başka yerde böyle giyinme, fazla güzelsin insanların gözü kalıyo sonra."
"Eyw koçum ama giydiğime karışırsan pis olur, biliyon."
"Kekolaşma ama ya, bi romantik olak diyoz içine ediyon!" kıkırdayıp yakaşından tutup yüzünü kendiminkine yaklaştırdım.
"Peki bay Kang, size bırakıyorum." gülümseyip sırtımı yatakla buluşturduktan sonra tekrar dudaklarıma kapanıp sertçe beni öpmeye başladı.
Aşağı kattan geleninleme sesleriyle dediğimgibi mutfakta seviştiklerini anladım. Bizi unuttuklarına emindim o yüzden rahat olabilirdik.
"2 yıl sonra tadına doymak için sabırsızlanıyorum." sırıtıp son kezdudağına küçük bi öpücük kondurup doğruldum ve saate baktım.
"Saat 23.42, seni eve nah gönderirim. Gir yatağa." bazen böyle seme damarım tutuyodu.
Yatağa girip beni de göğsüne çekip yatırmıştı.
"Niye hala yorgan var ya."
"Değiştirmeye üşendim. Ayrıca yorgan daha güvende hissettiriyo."
"Ben barken yorgana gerek var mı?"
"Yok mu?"
"Yok."
"Tamam o zaman yorganı yere at." yorganı üserimizden çekip attıktan sonra gözlerini kapattı ve uyumaya çalıştı.
Ama bana bi üşüme gelmişti, karanlıktan da korktuğum için üstüme bişey alamıyodum.
Ben titrerken Beom-hyun bana sıkıca sarılmış ve beni içine gömmüştü, burası sucacık ve çok rahattı. Halimden memnun bi şekilde gözlerimi kapatıp uykuya daldım. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Seloooo
Ama bunlar çok tantlı yiaaaaa
Ben bunları yazmayı sevdim ha
Umarım beğenmişsinizdir 💗 Umarım güzel yazabilmişimdir 💖
