TUDOR KIRMIZISI

YANKI AKA

YANKI AKA

Bugün hiçbir şey istediğim gibi gitmiyordu. Ofisimden ayrıldıktan sonra kafa dağıtmak için, serhatın yanına geçecektim. Son dakika babamın aramasıyla tüm plan bozulmuştu. Uzun zamandır babamla yakın değildim. Annemin vefatından sonra, birbirimizin yanında olmamış, Aksine birbirimizden uzaklaşmıştık. Ara sıra beni yanına çağırır, veya ofisime uğrardi. Eski samimiyetimizi yitirmiştik. İstesem bile beni ondan iten bir şeyler vardı. Anında soğuyan anında ısınan biri değildim. Duygularım ağır ağır işliyordu. Daha önceki buluşma planlarını iptal ettiğim için, bu Sefer ona bir şans vermeye karar verdim. Bir iki saat durur ayrılırım diye düşünmüştüm.

Okulun önüne geldiğimde, baştan sona süzerek bir iç çektim. Bu okulu annem istemişti, kendisi her zaman eğitime önem vermiş, ve her kötülüğün altında eğitilmemis ham bilginin olduğunu söylerdi. Belki kendisininde eğitimci olduğundan ,herkesin bilgi sahibi olması gerektiğini savunurdu.
Eğitime karşı ayrı bir zaafı vardı. pırıl pırıl bir kalbe sahipti annem, ve babamın onun için yaptığı tek iyilik sanırım onun adına bu okulu faaliyete geçirmiş olmasıydı.

Babamın odasına doğru, ilerledim. Ve iki kere kapıya tıklattıkdan sonra beni içeri davet etti.

Bana sıkıca sarılıp, omzumu sıvazladı. Onun eskisi gibi dinç olmadığını söylerlerdi. Buna pek aldırış etmemiştim ama gerçekten eskisine göre yaşlanmış, ve yüzündeki çizgiler dahada belirginleşmişti. Belli etmemeye çalışsada yorgun gözüküyordu.

-Beklemiyordum ne diyeyim, şaşırmadım değil

Bende beklemiyordum...

- Yankı bugün seni buraya çağırmamın altında, başka nedenlerde var. Seni sadece özlediğim için çağırmadım.
Şimdi bir şeyler içelim, sedat gelsin hep birlikte konuşacaklarımız var.

Sedat amcayı küçüklükten beri tanıyordum. Kendisi babamın çocukluk arkadaşıydı her zaman beni kendi çocuğu gibi görmüş, ve yanımda olduğunu hissettirmisti. Annemin ölümünden sonra bile, babamdan çok benim derdimi paylaşmıştı. Babamın onuda buraya çağırmasından konunun önemli bir şey olduğunu anlamıştım.

Çok geçmeden söze girdim;

Sedat amcada geldiğine göre, seni dinliyorum baba?

-Öncelikle oğlum senin ne kadar başarılı bir Mühendis olduğunun farkındayım. Projelerini her daim takip ediyorum, ve yaptığın işleri gururla izliyorum. Bugün seni buraya çağırmamın en büyük sebebi de bu, ben bu okulu, ve annen adına kurduğumuz derneğin hisselerinin belli bir kısmının yönetimini, Sedat amcana bıraktım. Ve yeni bir proje üzerinde çalışmalara başladık. Okulumuzun zekilerinin baş rolü oynadığı bu projenin, sonunda annen adına daha çok şey yapmak istiyoruz. Ve bu projenin gizliliği ve donanımını ise sana bırakmak istiyorum. eminim ki annen yaşasaydı bu fikrimizi desteklerdi. Öyle değil mi Sedat?

Sedat amca onu başıyla onayladı.

Bana sormadan nasıl böyle bir şey yapmıştı, sedat amcayı seviyordum ama nede olsa söz konusu benim annemdi sinirden kasılmıştım. Şuan burada bulunmak bile istemiyordum. Bide gelmiş bu saçmalıkları dinliyordum. Sinirle Yerimden kalktım ,ve odadan çıktım. Eğer orada kalmaya devam etseydim, elimden bir kaza çıkacaktı. Ben hızlı, hızlı ilerlerken yüzümden aşağıya akan ılık sıvıyla kan beynime çıkmıştı. Merdivenin hemen bir kat üstünde elinde boş kovayla bir kız bana bakıyordu. her yerim batmıştı dahada sinirlenmiştim. Her yerim sırılsıklam olmuştu , bugün resmen fiyasko üzerine fiyasko yaşıyordum. Gözlerimi ve yüzümü silmeye çalıştım, çünkü gözümü bile zar zor açıyordum. Kız çoktan yanıma gelip saçma sapan hareketler yapmaya başlamıştı. Üstümü silmeye çalışıyor ,ama aptal olduğu için kendi üstüne de bulaştırıyordu ve bunun farkında bile değildi.

- Çok afedersin gerçekten çok yorulmuştum sadece iki saniyeliğine yere koymak istedim, asla aklıma gelmezdi izin ver yardım edeyim.

İstemez, diyerek kızın ellerini uzerimden çektim hiç uğraşacak durumda değildim. Şuan tek istediğim şey ,eve gidip bir güzel temizlenmekti.

Yol boyunca üzerimde garip bir his vardı. Hiçte tanıdık olmadığım bu his içimi ürpertiyordu. Daha fazla üstünde durmak istemedim zaten hemen hemen eve gelmiştim.

Güzel bir duş aldıktan sonra, kendimi bir tüy kadar hafif hissediyordum. Günün verdigi yorgunlukla , kendimi uykuya teslim ettim.

ITIR ACAR

Bugün resmen aklım başımda değildi, sürekli bir şekilde yaptığım sakarlıklar sayesinde kendime kızıyordum. iki aydır üzerinde çalıştığımız projede yaptığım hata sayesinde kostümümü batırmıştım. kostümün gittiğine mi üzülsem, o kadar kişinin emeğinin hiçe gittiğine mi üzülsem bilemiyordum. Telafi etmek umuduyla, bugün yapılacak tüm planları üstlenmek istemiştim. Ve şans benden yana olmuş , hepsini de gerçekten büyük bir özenle bitirmiştim. Birazda olsa kendimi iyi hissettirmişti ki , yeni ve son bir görev daha alana kadar. Yıl sonu için, opera bölümü öğrencilerine ait bir sahne dekore ediliyordu. Ve bunun için, kaç kilo olduğunu tahmin bile edemediğim kadar, boyalar alınmıştı. Benim payımıda ayırmışlardı tabi. Ben payıma düşeni alıp, opera salonuna ilerlerken , o an çok yorulduğumu farkettim. Ve çareyi boyayı merdivene yaslamakla buldum. Şahane bir aptallık degil mi?

Tabi bende bu şans olduğunu, bir an unutmuş olabilirim. Derin derin nefes alıp veriyor, kendimi rahatlatıyordum. Ve bir anda boya elimden kayıp kim olduğunu dahi göremediğim , birini baştan aşağıya boyamıştı. O an resmen kafamdan aşağıya kaynar sular boşaltıldı. Hemen yanına gidip, yardımcı olmak istedim. Ama kendisi oralı bile olmuyordu. Aksi biri olduğu belliydi, ama sadece ona yardım etmek istiyordum. Bu benim hatamdı. Kendisini daha önce görmemiştim yeni gelmiş bir eğitim görevlisi bile olabilirdi. işte eğer öyleyse, o zaman ben gerçekten yanmıştım. Ben yüzündeki boyaları silmek için, elimi uzattığımda, hiç beklemediğim bir şey oldu.
Elimde elektrik çarpar,veya arılar geziniyormuş gibi, bir titreşim hissediyordum. Ne olduğunu anlamak için iki ,üç kez tekrarladım ve her seferinde aynı şeyi tekrar tekrar hissediyordum. Daha fazla üstünde durmak istemedim. Kendiside zaten benden yardım beklemiyordu ağzının içinden bir şeyler söylenerek, benden uzaklaşarak arabasina binip gitti