NAR REÇELİ

14 6 0
                                    

Çoktan yerimi almış ve hocamın gelmesini bekliyordum. Bir ileri, bir geri adımlarken gözüme geçen günkü gördüğüm çocuk çarptı. Hararetli bir şekilde, telefonda konuşuyordu. İçimden bir ses, saklan ve dinle diyordu nasılsa hocamda daha gelmemişti.
Ve şuan için vaktim vardı. Ama başka bir ses ise sanane ıtır sen karışma diyordu. Ne yapacağıma karar vermem üç saniye falan sürmüştü. Kimseye görünmeden kitaplıkların arkasına geçerek, dinlemeye koyuldum.

Ne demek projeyi kaptırdık, sizin haberiniz yok galiba, bunun nelere mal olduğundan. Kaç aydır sadece bunun üzerinde çalışıyoruz ve bundan daha iyi ihtimal olması imkansız. Rakip firmayı araştırın ve bu konuyu halledin başarısızlık istemiyorum.

Sesinin tınısı o kadar gür ve sinirli çıkıyordu ki karşıdaki kişinin yerinde olmak istemezdim. Bu kadar öfkesinin sebebi, başarısız olmasıydı. Demekki başarısızlığa tahammülü yoktu. Bu konuyu aklımın bir kenarına yazdım. Ve sınıfıma döndüm. Ben döndükten bir on, on beş dakika sonra ise içeriye az önceki gıcık adam girdi. Ne işi vardı burada, ikimizde aynı kursa yazılmış olamazdık herhalde, hemde o kadar çok seçenek varken.

Bu sefer yüzünde aşağılayıcı bir tavır yoktu , gözlerinde bana karşı bir sinirde yoktu, sakın bir ses tonuyla yanıma yaklaşıp kemana ilgi duyan sadece sensin sanırım dedi.

Bende onunla aynı ses tonunu paylaşarak, evet ama sizin buradaki işiniz ne anlayamadım dedim.

Hafif bir tebessüm etti, ve söze girdi;

-Akıllı bir kıza benziyorsun, ama eğitimi benim vereceğimi düşünemedin.

Şaşırmıştım, böyle bir sanat dalıyla ilgilenebilecek biri gibi durmuyordu. Böyle seyler dışarıdan nasıl belli olsun alnında yazmaz ya demeyin, belli olan da çok insan vardı.

-Bu ders alıştırma dersi olsun ve şimdi bana neden keman bunun cevabını ver.

Neden keman, bunun bendeki cevabı oldukça fazla, küçüklüğümden bu yana her zaman sanata ilgim oldukça fazlaydı. Küçük bir çocukken, zar zor edindiğim kaynaklardan Tchaikovsky dinlemeye bayılırdım. Bir süre sonra opera ve bale ilgimi çekmeye başladı, O müzik senfonisinden aldığım hazzı hiç bir şeyde yakalayamadım. Daha sonra, ortaokul yıllarımda Vivaldi ile tanıştım. Ne zaman dinlesem, tekrar tekrar doğduğumu hissederim. Bir kemanım yoktu ama çoğu zaman varmış gibi yapıp kendimi ritme kaptırırdım. Kemana olan ilgim hiçbir zaman azalmadı Aksine her zaman beni tekrar tekrar kendine çekmişti. Benim gözümde keman çalmak bir bilinmezligin içinde hakikate yürümek ile eşdeğer.

- Arzularının peşinden giden insanları her zaman takdir etmişimdir, hemde bu kadar imkansızlıktan gelen arzuları...

Ben keman çalmaya ilk 7 yaşımda başlamıştım. Bir TV sovundan görüp derinden etkilenmiştim. İlk zamanlar çok başardığım söylenemez, ama ne zaman isteklerimi, benliğimle kabul etmeye başladım işte o zaman bunu başardım. Ve bu yolculuğa başladığımızda bunu asla unutmamalısın ki bu başlangıcın bir sonu olmayacak ki zaten sende olmasını istemeyeceksin .

İlk ders oldukça güzel geçmişti. Henüz başlamış sayılmazdık sadece bana kemanı nasıl tutmam gerektiğini ve keman çalmanın beraberinde getireceği inceliklerden bahsetmişti. Ve hiç sıkılmamıştım. Dışarıdan aksi ve ters gözüken adamın aslında bir sanat sever çıkması beni şaşırtmıştı. Açıkçası bu gün bir kere daha doğru bir Karar verdiğimi anlamıştım.

YANKI AKA

Şirketten uzak kaldıgımdan beri ardı kesilmeyen problemler ile uğraşmak, beni geriyordu. Hiç bir zaman bu kadar uzak kalmamıştım. Ve çıkan her bir pürüz beni geriyordu. Yaptığımız projeler kusursuzdu. Bu konuda olan prensibim ve takıntılarım sayesinde her zaman sıkı bir denetim altında tutuyordum. Bazı anlamlandıramadıgım sorunlar sayesinde işlerimiz son dakika bozuluyor veya yaptığımız anlaşmalar feshediliyordu. Buradaki görevim ve sorumluluğumu bırakamazdım ve öyle yada böyle her ikisini de bir şekilde ilerletmek zorundaydım. Bir diğer yandan ilgilendiğim beş kişinin sorumluluğu vardı.

Geçen gün vakit geçirmek için, dolaşırken keman kursunu görmem ile duraksamıştım.
Annem sayesinde çok küçük yaşlardan itibaren keman ile ilgilenmiş ve adeta bağımlılık kazanmıştım. Benim için keman yalnız kaldığımda sığınacak limanım, sevincimi öfkemi paylaştığım bir dost olmuştu, Çevrem oldukça geniş olmasına rağmen, hiçbir zaman sorununu anlatan biri olmamıştım. Bir sebebi yoktu, herkes bana yakın davransa bile kimseyle sorunlarımı paylaşamıyordum. Ve bir süre sonra zaten paylaşma isteğim bile kalmamıştı. Genelde kendimi işime verirdim. İşim dışında keman çalar, yorgos ustanın yanına uğrar ve daha bir sürü hobimi değerlendirirdim.

Yönetimden bu konu hakkında bilgi aldığımda, hoca olarak henüz birini netleştiremediklerinden ve düşünme aşamasında olduklarından bahsettiler. Bu konuda kendime güveniyordum. Ve bu sorumluluğu üstlenmek istediğimi, bildirdim. Bir süre kendi aralarında istişare ettikten sonra, olumlu dönüş yaptılar. Sedat amcanın bu konuda oldukça etkili olduğuna emindim. Zaten beş kişi oldukları için, kayıt olmak isteyen olur muydu pek emin değildim. Yüzlerce seçenekleri vardı ve keman gerçekten oldukça uğraş ve emek istiyordu. Talep olmasa bile kafa dağıtmak için istiyordum.

Beklediğim gibi olmamış ve bir kişi tarafından talep olmuştu. Kendisiyle uzun uzun tanışma fırsatımız olmuştu. İlk günden bir şeyler öğretmek istemiyordum. Onu tanımak istiyordum, konuşmamız esnasında ona neden keman diye soru sorduğumda aldığım cevap beni oldukça tatmin etmişti. Daha sonra kendisini tanıttığı esnada zaten sanat ile ilgilendiğini ve tiyatro bölümünü okuduğunu söyledi. O kendini anlatırken benim aklımda dönen düşünceler birbirine antiparalel ilerliyordu. Ve aklımda dönüp duran tek düşünce ıtırı benim seçmiş olmamdı.

ITIR ACAR

Bir sağa bir sola dönüyor hiçbir şekilde uyuyamıyordum. Bir bardak su içip lavaboya kalktım. Bu sıcakta asla uyunmuyordu. Soğuk bir duş iyi gelecekti.
Bir süre duşta oyalandıktan sonra çıktım. İyi gelmişti, rahatlamış ve ferahlamıştım. Duşta uzun süre kaldığım için acıkmıştım, ve zaten genelde duştan sonra yemek yemek benim alışkanlığımdı. Saçlarımın ıslak olmasını umursamayarak aşağıya indim. Her yer karanlıktı, gözümün önünü bile zar zor görüyordum. Sanırım elektrikler gitmişti ve tamda zamanını bulmuştu. Yanıma telefonumu bile almamıştım. Tek temennim jeneratörun devreye girmesiydi.
Zar zor gördüğüm yemekhanede atıştırmak için bir şeyler arıyordum. Yiyecek bir şeyler kalmamıştı. Bugün daha kötü ne olabilirdi...

Her şeyin üst üste gelmesi beni mental olarak çökertiyordu.
Kahvaltılık bir şeyler atıştırmaya karar verdim. Zaten yemek yapmaya üşendiğim zamanlarda veya istediğim malzemeler olmadığı zaman kahvaltı yaparak geçirirdim, iyi gidiyordu.
Rafta nar reçelini gormemle, gözlerim en az beş kat büyümüştü. Nar reçeli en sevdiğim şeylerin en başında geliyordu. İşte şuan keyfim oldukça yerine gelmişti. Reçeli ve bir kaç dilim ekmek alarak bir masaya geçtim. Zaten hiçbir şey göremiyordum. Ben büyük bir iştahla reçelimi yerken koridordan büyük bir ses geldi resmen olduğum yerde sıçramıştım...

TUDOR KIRMIZISI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin