1- 2015

816 42 121
                                    

ب ح س ☀️

Başlama tarihinizi not düşebilirsiniz~ 💖

2015~

"Anne! Ya Allah aşkına çocuk muyum ben? Kurbanlar olduğum beni bi' salsan mı acaba? Ya anne sen bi' odaya baksana ben orada mıyım  ya.."

Okul yollarının taşlı olduğu ılık bir günde her zamanki rutinle beraber mutfak masasında Melike elindeki tostu kemiriyordu.
Annesi, mükemmel ilgili bir anne olduğunu kendine ispatlamak adına her sabah kızı ve oğluna özenle hazırladığı ekmek arası ekmek tostunu yedirirken, Melike sızlanarak kapı pervazında ayakkabılarını giyinen babası Hasan'ı gözüne kestirdi.

"Babam!"

Annesi Meryem Hanım'ın arkasını döndüğü bir anda koşturarak babasının yanına gitmiş ve 'ben galiba kaçacağım' şiirini okumaya başlamıştı.

Babası, eşi Meryem'e 'çocukları serbest bırak' öğütleri verirken, sonunda kareli okul formalarıyla kapı önünde hazır olan ikili çocuğu arabaya bindirmiş ve okullarına doğru sessiz bir yol başlamıştı.
Melike babasının koltuğunun arkasına sarılarak ona kardeşi kadar çok sevdiği kız arkadaşlarından bahsederken, babasının yan koltuğunda oturan abisi Mustafa telefondan dün akşamki maçı takip ediyordu.

"Ya baba! n'olursun abimi atalım Lale'yi evlat alalım~ en azından işimize falan yarar.."

Hasan, kızına gülüp çıkışta dondurmacıya uğramalarını söylerken, Melike babasının tatlı-dondurma satan bir yerde usta olmasına tekrardan dua ediyordu.

Mustafa, Melile'nin ergen cümlesine göz devirirken kolunu arkaya uzatmış ve yarınlar yokmuşçasına vurarak başındaki pembe şalı çekiştirmeye çalışıyordu.

"ŞALIMI BIRAK ÖKÜZ! A-ABİ YA ABİ BIRAKSANA! SEN VARYA TAM PİSLİKSİN TAM"

"Sus lan, mal mal konuşma Melike sabah sabah valla çekilmiyon he"

Melike ona bu denli sevgi dolu abisine sinirli sinirli bakarken, arabanın yavaşlamasıyla çantasını takmaya hazırlanırken, koltuğun boş tarafındaki kapı açılmış ve içeriye kocaman kemik gözlükleriyle Mücahit girmişti.

"Sağ ol Hasan abi, babam işe erken gittide- annem o yüzden seni aramış."

Mücahid sessiz sessiz konuşurken Melike aniden hızlanan kalbinin verdiği mesajı anlamaya çalışıp kendine kızıyordu. Hızla camdan diğer tarafa bakarken okula henüz gelmediklerini ve Mücahidi almak için üst mahalleden dolaştıklarını anlamıştı.

Mücahid bir nevi bir kaç kuşaktan kuzeniydi- yani abisiyle ikisinin kuzeniydi haha..
İki ailede yakın olmasına rağmen Melike daha küçük yaşlardan almaya başladığı haremlik-selamlık eğitimi sebebiyle çoktan aralarına üç kişilik mesafe bırakmıştı.

Neredeyse çocukluğunun beraber geçtiği bu çocukla takribi oniki yaşından beri yakın ilişiğini kesmiş, iki yıldır gereksiz temasdan kaçınır olmuştu.
Ev hayatında bu onu zorlayıp, tüm kuzenler toplandığında dışlanmışlık hissine kapılmasına sebep olsada, kursuna adım atar atmaz bir derste duyduklarına sarılıp güç bulmayı öğreniyordu Melike.

Okula vardığında kapı önünde onu bekleyen yaklaşık on kişilik kız grubuna cıvıldayarak bir hayırlı sabahlar dilemiş ve yıllardır görmüyorcasına kocaman bir sarılma vermişti.

Kızlar onunla aynı arabadan inen Mücahid'i görür görmez kocaman bir kahkaha atmış ve içlerinden gözlüklü olan Sevde, Melike'nin kolunu dürtüp garip sesler çıkartmaya başlamıştı.

"Yah! işiniz mi yok sizin ya.. Hanife şu ikizini alır mısın gözümün önünden. Sevdecim mümkünse bir süre huzuruma çıkma canım."

Melike açıkta olmayan saçlarını savurarak kendisini zorbalayan arkadaşlarına karşı yumruk yaptığı elleriyle karşılık vermeye çalışırken, Hanife Melike'yi bağrına basmış ve birazda o şekilde dalga geçmişti.

"Olsun be' Melike- sonuşta dini nikah yaptırmanda bir sakınca yok-"

Hepsi ayrı ayrı konuşurken Leyla biraz daha peltek diliyle Melike'yi kendine çekmiş ve şakadan anlamayan yanının aktif olduğunu belli etmişti.

"Ya öyle demeyin Melike daha çocuk- hem biz daha İtalyaya gideceğiz-"

Şeyda, Leyla'ya  'sen ne anlatıyon be abla?' gözüyle bakarken sonunda içeri girmiş ve tüm günü Melikeyle uğraşmaya adamışlardı.

Okul sonrası servisle kursa geçerken, Ahi Kent Villalarının yolunda yanına topladığı Sen Anlat Karadeniz ekibiyle ultra tepkiler vererek UlRem sahneleri izliyor ve erime seansı yapıyorlardı.

"Ben artık TAHİRİMİ İSTİYORUM TEŞEKKÜRLER YA.."

Buket Melike'nin omzuna yaslanarak eliyle ağzını kapatmış ve sahneyi 63727782. sardırmıştı. Melike'de aynı tepkilerle ona katılırken kursa varmış ve smack downa- ay yani derse başlamışlardı..

....

Papatya ve tüm okuyuculara selamün aleyküm!
Yakın arkadaşıma doğum günü hediyesi niyetiyle başladığım serüvenime hoşgeldiniz!

İlk kitabım demeyeceğim ancak ilk spiritüel deneyimim olacağı için teknik yahut mantıksal hataları mazur görün ancak bu benim evrenim ve hayal gücüm yani kasmayalım lol
<3

Papatya ÇayıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin