2- 2017

355 35 129
                                    

ب ح س ☀️

2017

"Melike! Gelde şu yufkaları çatıya çıkart kızım hadi."

Sabır dilercesine oturduğu çardakta başını geriye atarken kendisine ard arda seslenen annesine yorgun bir "Geliyorum" nidası bırakarak ayaklanmıştı.
Terliklerini tandıra sürüklerken içerde dedikodular eşliğinde ekmek yapan kadınlara başıyla selam vermiş ve annesine dönmüştü;

"Ya anne- resmen medreseli hayatımın ilk haftasında arkadaşlarımla olup dolap kavgası yapmak yerine Sivas'tayız.."

Meryem Hanım gözleriyle 'sessiz ol etini bükerim' işaretleri yaparak Melike'ye bohça içindeki yufkaları vermiş ve iğneyele iğneleye konuşmuştu.

"Hadi kızım sen bunları çıkart. Hadi annesinin güzelliği. Hadi yavrum. Hadi."

Melike, annesine ayakçılık yapmaktan sıkıldığını yine belli ederken annesi çoktan eline aldığı oklavayla yeniden oturma derdindeydi.

Melike o an tandırın içinde kendisine bakarak birbirlerine eğilerek sohbet eden kadınlara göz devirmemek için zor duruyordu. 'Allah için hanginizin oğluyla evleniyorum ben yine? kim bu kadınlara böyle konuştuklarında belli olmadıklarını söyledi? ben onun ta-'
diye düşünürken, beklediği gibi Dudu Hanım Melike'yi durdurdu.

"Melike, ee liseyede geçtin. Ne yapmayı düşünüyorsun kızım hm? Valla ben sana talibim canım."

'Sen mi talipsin? ŞHH aloo olay başka yerlere gidiyo a-'

Melike sadece istemsizce kızaran ve beyaz teni yüzünden gizleyemediği yanaklarıyla Dudu Hanım dışında bir yerlere bakmaya çalışırken olayı çevirmek adına geldiğinden beri düşündüğü şeyi dile getirdi.

"Ya siz şu nimetin başında niye dedikodu yapıyorsunuz? Üzerinizdeki ağırlığı yemeklerimize katmayın. Ne-neyse gidiyorum ben şunları şey yapiyim.."

Melike hızla kaçarken, kuzeni Esma yüzündeki 'her şeyi duydum az sonra içinden geçeceğim senin' ifadesiyle Melike'ye göz kırpmıştı.
Melike sonunda çatıya çıktığında elindeki yufka bohçasını bir kenara bırakmış ve yerdeki tuğlanın üzerine oturup kendi kendine büzülmüştü.
Kalbi, Dudu'nun yıllardır ona olan tavırlarına ne tepki vereceğini asla seçemezken, mantığı 'seninle uğraşıyorlar işte' diyerek Melikede ki sebepsiz kırılmaya yol açmaktan başka işe yaramıyordu.

İstemsizce dolan gözlerine daha da sinirlenirken, çatıdaki tandırın olduğu bahçeye bakan camdan, çardakta toplanan gençleri görebilmişti. Artık gözlük takmayan ve iki yılda biraz daha büyümüş Mücahid gözlerine takıldığında, Melike kendini şamarlamak istiyordu..

Esma, Mücahidin koluna girerek ona bir şeyler anlatırken, Melike asla bu tabloda olmayacağını biliyor ve kendi kendine 'zaten namaz kılmıyordu' telkinleri veriyordu.

"Mücahiid!"

Dudu Teyze ses tellerine acımazcasına oğluna seslendiğinde, çatıdaki Melike dahi duymuş ve kendini, bakmadığına inandırmaya çalışarak aşağıdaki hareketliliği izlemeye başlamıştı.

"Efendim anne?"

"Oğlum, caminin çaprazında Hayriye teyzengil var. Evden malzeme göndereceklerdi, onu bi alında gelin haydi."

Mücahid, annesinin bu ultra önemli işine sadece oflarken ve etrafındaki erkek kuzenlere bakıp başıyla 'gidelim' işareti vermişti.

Onlar bir yandan uzaklaşırken, Melike eşofmanının cebindeki kulaklığı takıp iç sesini susturmaya çalışırken, bir süre çatıda kalmayı seçmişti.

Papatya ÇayıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin