13- Kırmızı

178 21 19
                                    

ب ح ص ☀️

Sanırım kurgumuzdaki kırılma noktalarından birine vardık.. Şu ana kadarki düşüncelerinizi duymak isterim  
Sizde papatya çayını sevdiniz mi?

-

Papatya çayını hep sev.."

Sarımtırak bir renkte olan kağıdı gözlerinden süzülen yaşlarla arka arkaya belkide binlerce kez okuyup ezber ederken, parmak uçları ondan izinsiz hareket etmek istiyordu. Zeyd'e yazmak; Beklerim tabi, beklemez miyim hiç? Belki seneye kandilde benim kura kağıdımın içinde adın çıktığında; senin için özel bir saat alır, sana kalbimi ısmarlarım. Gideceğini mürekkepler fısıldamaz da, ben üniformanı ütüler, çantanı doldururum.." demek için Melike'ye yalvarıyordu.

Şu göz açıp kapayana kadar geçen yirmi iki yıllık ömründe; haram, heva ve hevesler için verdiği en büyük mücadelelerden biriydi bu şimdi. Helal olsun istiyor, Allah'tan akli dengesi için yardım diliyordu ama bir yandan da ya benim nasibimse? düşüncesi Melike'nin canına okuyordu. Tamam dedi o gece.

Mektubu göğsüne bastı;
Sen hele bi' gel. Her şeyi Allah'ın rızasına niyet alarak yapalım. Herkes gibi olmayalım, yıllarca iki yabancıyken göz göze bakmayalım, Mevladan
, büyüklerden izin alıp Allah için birliği sevelim..

Melike o odada kendiyle boğuşup ok kadar keskin ve ince kirpikleri acıyana kadar ağlarken, onun, içinden verdiği cevapları duyan birisi vardı.
Askeri kışlanın Zülfikar Tim'i için ayrılan bölüğünün baş odasında, bir adam başının altına yasladığı sağ koluyla tavanı seyrediyordu. Belkide tavana yansıyan papatya güzelini..

Yüzüne bir tebessüm oturuyordu. Sanki tavana elini uzatsa Melike'nin kapkara çarşafının içinde güneş gibi parlayan, üzerlerinede iki elma dokundurulmuş yanaklarına dokunacak gibiydi. O an bir his doğdu gönlüne, sol elini uzattı bir hararetle, sonra serçe parmağı ilişti gözlerine.

Sahi bu dövmeyi ne zaman yaptırmıştı?
Belkide üzerinden yıllar geçmişti, o etkileyici rüyayı unutmamak için kendisine bir iz bıraktığından bu yana. Gerçi o öyle bir rüyaydı ki? kendisini unutturmuyordu hiç..

-

"Zeyd"

Etrafta yankılanan ses, üzerinde bir ormanın parçası gibi görünen formasıyla, etrafa bakınan askerin etrafını sardı.

"Hey! sen kimsin? Burdayım!"

Zeyd olduğu yerde dönerken, bir anda ayağının altındaki yer renklenmiş ve kendini bir Cami'nin içinde bulmuştu.

"Zeyd, şu anda beni göremezsin ama yakında göreceksin- Korkma Zeyd, ben senin için geleceğim."

Cami'nin tavanından geldiğini düşündüğü sesi ararken içinden sadece koşmak geliyordu.

"Neredesin bilmiyorum ama benim bir şeyden korkum yok!"

"Kaçtıkların Zeyd! Kaçtığın bir Rab seni bekliyor. Seni ona ulaştırmaya geliyorum.."

Bir anda Cami'nin tavanından uzanan bir el, Zeyd'in iri omzuna şehadet parmağını değdirdi.

"..Benim saçlarım, senin için helaldir."

Papatya ÇayıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin