SAUDADE YOONKOOK サウダージ

0.6

Jungkook'dan

Bir askere ayna tutturmuş formalarımı üzerime tutup bakıyordum.

"Bu mu daha iyi yoksa bu mu?"

İçeri giren Namjoon hyunga sormamla bana bakmıştı.

"Sağdakini bir daha dene."

"Bunu mu?."

Kollarını beline koymuş
devam etmişti.

"Böyle süslenip nereye gidiyorsun?."

"Doktor Min'e göstermek için."

"Ah gerçekten neden bu
kadar taktın ona dostum?."

"Fiziksel güç milli güçtür,Vatanımı savunmak için güçlü bir beden ve kalbim olması için Doktor Yoongi beni tedavi etmeli."

"Doktor gerçekten çok yakışıklı."

Aynayı tutan kişiye ters ters bakmamla susmuştu.

"Ben çıkıyorum."

"Nereye?"

"Doktorumun yanına."dedim Namjoona ve keyifle odamda üzerimi değiştirip revire doğru ilerledim.

Yoongi kutulardaki ilaçları merdiven yardımıyla rafa diziyordu.

Jimin bana dediğine göre Taehyung ile şehire inmişti.Jin ise nerde bilmiyordum.

Yoongi merdivenden inerken ayağı takılmıştı düşücekken sıkıca tutunup düşmekten kurtulmuştu onu tutacakken düşmediği için kollarım havada kalmıştı.

"Dikkat etmelisiniz Dok-"

Cümlem yarıda kalmıştı.Çünkü
Yoongi beni görünce korkup  üstüme düşmüştü.

Hesapta olmayan şeylerde gerçekleşmişti, dudaklarımız bileşmesi gibi.

Bu yaz gününde ısındığımı hissetmiştim.O kısa anda.

Kalbim delicesine atmaya başladı.Korkuyla birden üzerimden kalkıp elini bana uzatmıştı.

"B-ben çok özür dilerim Yüzbaşı."

Elini tutmak istesemde elini tutmadan ayağa kalkmış üzerimi çırpıyordum.

"Sorun değil doktor Min."

Kızarmış yanaklarıyla ona
bakıp gülümsedim.

"Bir şey mi oldu?."

"Hayır sadece ilk öpücüğüm bir
bebek doktora gitti az önce."

Parmağımla dudağımı okşadığımda dudağıma bakıp gülümsedi.

"Hoşunuza gitmiş gibi.."

"Yalan yok hoşuma kaçtı."

Dahada kızarmasıyla Yoongiyi duvarla arama alıp gülümsedim.

Kutudan ilaç alıp rafa yerleştirdim.

"Daha dikkatli olmalısınız Dokt-Ah..."

Yoongi başını kaldırmış beni izkerken  ahlamam ile telaşla yarama baktı.

Tişörtümü kaldırıp baktığında
yaram kanıyordu.

"İlk önce siz kendinize
bakın Yüzbaşı Jeon."
Bileğimden tutup küçük yatağa oturtmuştu beni.

"Ah..."

"Yüzbaşı lütfen dikkat edin."

"Acıyor ama..."

"Ouh bitecek birazdan lütfen sabredin."

Gülümsedim.

"Benim için telaşlanman
hoşuma gidiyor."