III🌱

592 106 120
                                    

Ya bi baktım böyle birkaç kişi listesine eklemiş fici
Dedim bi şok olsun bölüm atayım

Aşklarım lütfen oy olsun yorum olsun bi şekilde hatırlatın fici.

Çünkü bu bi gerçek, bildirimlerde görmediğim fici yazmak anlamlı gelmiyor yani

Minik omega; omzuna astığı birkaç parça kumaş, elinde tuttuğu kase ve içindeki sabun ile dere kenarında kendisi için bir alan arıyordu. Tabi bu arayış biraz zordu. Köyün grup grup gelmiş omegaları hep yayılmıştı çevreye. Üstelik Jimin'in onlara doğru geldiğini gördüklerinde inat eder gibi daha çok yayıyorlardı eşyalarını.

"Aman be! Koskocaman dereyi mi kapatacaksınız minicik akıllarınızla?! Sizi alfama söylerdim de! Neyse..." Sonunda kendisine yer bulabilen Jimin, omzundaki eşyaları yanındaki kayanın üstüne bıraktı. Paçalarını sıvazladıktan sonra, artık hazırdı.

İlk eline aldığı, uzun süredir kullandığı çarşafı oldu. Hızla akan derede ıslattı önce büyük kumaşı, ardından kasesindeki sabunu alıp her yerini köpürtmeye başladı.

"Önceden evinden çıkmazdın, ne oldu bir anda sosyal kelebek oldun?"

Jimin'in keskin bakışları, ona laf atan omegaya döndü. Haeri... Açık kumral bakımlı saçları, uzun boyu, ince beli... Üstelik alfasında da gözü vardı! Makyajlı iskelet.

"Kelebek gibi uçar, arı gibi sokarım bak!" Elindeki çarşafı çitileyen omega, sinirle bağırdığında, bol bol ayıplayan uğultu duymuştu.

"Hem yüzsüz hem de terbiyesiz! Alfa Jeon'a da takıldın zaten sülük gibi!" Jimin'in müthiş bir yanıtı vardı elinde.

Bu yüzden doğru düzgün yıkanıp yıkanmadığını umursamadığı çarşafı duya batırıp çıkarttı, köpüklerden arındığı an bir kayanın üstüne serip, diğer parçayı aldı eline. Üniforma.

Üniformanın ceplerini yoklarken bir yandan da çevredeki omegalara nispet yapıyordu.

"A-a! Şimdi de hırsızlığa mı başladın?! Zavallı adamın kıyafetini çalmış!" Bir başka yerden gelen çemkirmeyle birlikte Jimin, iki elini de beline yaslayıp bağırdı.

"Sana yakışır o! Alfamın kıyafetlerini benden başka kim yıkayacak? O buruş buruş ellerinle sen mi?"

Jimin'in dobralığına ulaşamamış olan köyün omegaları, tekrar ayıplamaya geri dönmüştü. Tabi, Jimin'in umuru dahilinde değillerdi.

Yüzünde tatlı bir gülüşle bu kez suya batırdığı üniformayı köpüklemeye başladı omega. Alfası, onun sayesinde mis gibi kokacaktı!

Her yerine sürdüğü sabun sonrası bol bol da çitelemişti omega. Hatta suya birkaç kere sokup tekrar bile sabunlamıştı. Adı kadar emindi, alfası onunla gurur duyacaktı!

"O şimdi asker canı neler ister~ Uykuda mevlam beni ona göster~"

Şarkılar söyleye söyleye kıyafetleri yıkayan omega teker teker hepsini çevre kayalara sermiş, köyün keskin sıcağı sayesinde işini bitirdiğinde hepsi hemen hemen kurumuştu.

Bu kez de yıkanmış ve kurumuş olan çamaşırları omzuna astı omega, kasesine köpüklenmiş sabunu da koyup son kez ellerini buz gibi akan suyla duruladı. Kaseyi de eline aldıktan sonra artık gitmeye hazırdı.

Gitmeden de hala onun hakkında konuşanlara laf etmeden duramadı. "Siz burda kalın omega kuruları, ben alfamın yanına gideceğim!"

Yükselen uğultularla, yüzünde kazanmış bir gülümsemeyle dereden uzaklaşan omeganın ilk hedefi kendi evi olmuştu. Eh, daha evleri birleştirmemişlerdi. Zaten alfa teklif etse Jimin kabul etmezdi. O öyle diğer omegalar gibi değildi, evlenmeden olmazdı.

Marble -JiKookWhere stories live. Discover now