Nefretin tohumları ekilmişti içimize lakin, nefretimizin filizlenmesine izin vermeyen şey aramızdakı tutkuydu.
"Nefret ettiğin adamın altındasın" ensesindeki saçları daha sert çekiştirdim "Beni ilk öpen sendin, bu konuda kim daha kötü durumda tartış...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Medya: Meryem'in elbisesi
Keyifli okumalar 💙
🍷
"Delirdin mi sen?" Seray evden çıkıp Arda'nın kapısına dayanmam için beni ikna etmeye çalışıyordu "İçeride Cihan var, nasıl çıkacaksın acaba?" bordo rujumu dudaklarıma sürüp makyaj masamın önünden kalktım.
"Sen varken neden zor olsun bebeğim?" Seray afallayarak yüzüme baktığında "Aslında Uygar haklı, bence sizin aranızda bir çekim var" dedim masaya yaslanarak.
"Saçmala be, kaç yıllık arkadaşım" sırıttarak ona baktım "Kollarına bayılmaya bayıldığın arkadaşın"
"Ya ne alakası var ben.." lafını yarıda kesip "Grupta nasıl da pat diye söyledi.Sahi sen o sözlerin hesabını aldın mı Cihan'dan?" dedim onu Cihan'ın üzerine salmak için.
"İyi hatırlattın, ben şimdi onu o lafların arasına gömeceğim"
Ve av tuzağa düşer.
Seray'ın ardından odamızdan çıktığımda o Cihan'ın odasına giriyordu.
Fırsat bu fırsat diyerek evden çıkıp aşağı Arda'nın evinin önüne geldim.Kapının zillini tedirginlikle çalıp beklemeye başladım.
Bir kaç dakikadır beklememe rağmen kapı açılmamıştı.Telefonumu çıkartıp onu aradım.
"Efendim Meryem?" ah ne diyecektim ki, adama?! Salak kafam, bir inat yüzünden neler yapıyordum.
"Arda sana geldim ama evde yoksun galiba" iç çekerek "Ah, kahretsin dışarı çıktım ben" dedi.
"Ben de seninle dışarı çıkarız belki diye düşünmüştüm" iyice saçmalıyordum en kötüsüde bunun farkındaydım.
"Öyle mi? Oturduğum mekanın konumunu atayım gel buraya"
"Olur, bekliyorun"
Konum telefona mesaj olarak geldiğinde taksi çağırarak adresin olduğu yere doğru yol aldık.Uslu durmayarak bir kaç hikaye atmıştım.
Cihan'dan gizliyerek, yanlış kişiden baskın yemek istemiyordum..
Yaklaşık 25 dakika sonra sade bir kafenin önünde durduk.
Arda beni kapıda karşılarken bana doğru gelip kollarını bedenime sardı "Ne kadar güzel olmuşsun" ona teşekkür ederim anlamında gülümsediğimde eliye içeriyi gösterdi "Buyur"
