Wrapping Each Other's Scars ~ shin soukoku

259 11 175
                                    

Elinde alışveriş torbasıyla mağazaların aydınlattığı sokağa çıktı. Akşam vaktiydi, gökyüzü kırmızının en güzel tonlarındaydı ve siyah saçlı, siyah pardüseli adam işten eve dönüyordu. Akutagawa sonunda biraz dinlenip bitki çayı içmek için sabırsızlanıyordu.

Evine doğru yürüyecekken gözü mağaza vitrinindeki televizyonlardan birine takıldı. Akşam haberleri veriliyordu. Gördüğü haber üzerine gözleri büyüdü ve nefesi sıklaştı. Göğsünde zangır zangır atan kalbini hissedebiliyordu.

"....Cafe Uzumakinin bulunduğu binada patlama gerçekleşti...patlamanın sebebi bilinmiyor..."

Cafe Uzumaki…

Siyah saçlının aniden kanı dondu. Cafe Uzumaki diyordu! Yani dedektiflik ajansının bulunduğu bina! Atsushi'nin şu anda hala çalışmakta olduğu bina!

Akutagawa nedenini dahi bilmeden ajansın bulunduğu sokağa doğru koşmaya başladı. Elinden düşürdüğü alışveriş torbasını fark etmemişti bile.

Ajansın önüne geldiğinde binayı kaplayan alevlerin ısısını yüzünde hissedebiliyordu.

"JİNKOOO!"

***

Atsushi başkanın odasının tarafından gelen gürültüyü odaya yanık kokusunun dolduğunu fark ettiği zaman umursaması gerektiğini anlamıştı.

Artık kendisini dışarı atabilmesi için çok geçti çünkü alevler kapının gözükmesini bile engelliyordu. Dosya yerleştirmeye nasıl bu kadar dalıp da ateşlerin yarattığı aydınlığı fark edemediğini anlamamıştı.

Dikkatsizliğine hakaretler yağdırmaya bile fırsat bulamadan öksürmeye başladı. Burada yanarak ölecekti. Ciğerleri oksijen için kıvranmaya başlarken bilinci onu terk etmeye başlamıştı. Yere yığılırken hayal meyal bir bağırış duymuştu.

***

Atsushi bilinci kapandıktan sonra alevlere dalıp kendisini rashoumon ile yakalayıp binadan atlayan Akutagawa’yı doğal olarak fark etmemişti. Arkadan siren sesleri ve itfaiyecilerin binaya su püskürtme sesleri geliyordu.

Ancak Akutagawa hiçbirini umarsamadı. Endişe içinde kaplan çocuğun nefes alıp almadığını kontrol etti. Hala yaşadığını fark edince derin bir iç çekişle rahatladı.

Sonra içinde bulunduğu durumu fark etti. Henüz ölmemiş ama yaralı olan bir çocukla ortada kalmıştı.
Hiç düşünmeden beyaz saçlıyı kollarına aldı. Eve dönüyordu.

***

Atsushi gözlerini araladığında asla ama asla tanıdık olmayan bir salondaydı. Üstüne örtülmüş ince şeyden kurtulmaya uğraşarak oturur pozisyona gelmeye çalıştı, örtü üstüne daha da dolanınca en iyisinin ayaklanmak olcağına karar verdi.

Planı ayağa kalkıp daha da dolanmaya başlayan bu salak ve yılışık örtüden kurtulup ev sahibine verdiği rahatsızlıktan ötürü özür dilemekti. Ama bu harika planda bir aksaklık oldu ve kendisini büyük bir gürültüyle yere düşmüş halde buldu. Çenesini acıttığı için kendi tebrik etti.

"Aferin bana, ayağa bile kalkamıyorum."

Akutagawa içeri girdiğinde yerde boylu boyunca uzanan çocuğu gördü. Ellerinde 2 kupa bitki çayı vardı. Karşısındaki salağa salaklığını belli etmeden bakmaya çalışıyordu ama bu çok zordu. En sonunda gülmeden ya da sarkastik olmadan konuşmayı başardı.

"Kalkmışsın."

Beyaz saçlı başını kaldırıp şaşkınca ona baktı.

"Aku- AKUTAGAWA?!?!!! BURDA NE YAPIYORSUN!?"

Bungou Stray Dogs One-shot KitabıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin