♣ 5. BÖLÜM

108 21 3
                                    

Üniversitenin son senesine geçtiğim yaz tatilinde evime, Antalya'ya dönmüştüm. Sahip olduğum üç ayı annem, kız kardeşim ve benim birlikte yaşadığımız küçük, huzurlu yuvamızda bütün yazı dinlenerek ve denizin tadını çıkararak geçirmeyi planlıyordum.

İkinci senemde tanıştığım ve yakın arkadaşı olduğum Elif'in de Antalyalı olması benim için tamamen tesadüftü. Elif uzun boylu, sarı saçlı ve güzel bir kızdı. İstanbul'da işletme okuyordu ve benimle farklı bir okulda eğitim görüyordu. Onunla yine bir arkadaş ortamında tanışmış, sonra da kısa sürede kaynaşmıştık. Ortak arkadaşlarımızın bile yakalayamadığı bir uyumu yakaladığımızda üçüncü senemizde birlikte eve çıkmaya karar vermiştik.

İstanbul'da ikimizin okuluna da yakın olan, eski ama şirin bir daireyi paylaşıyorduk. Yaz tatiline girdiğimizde de eve birlikte dönmüştük.

Antalya doğup, büyüdüğüm şehirdi. Okula burada başlamış, liseyi burada bitirmiştim ama eski arkadaşlarımdan hiçbiriyle görüşmüyordum. Zaten çok da sosyal biri değildim. Anne ve babamın olaylı boşanmasının ardından tamamen içime kapanmış, kendimi babamın olmadığı aileme ve derslerime vermiştim.

Elif ise benden oldukça farklıydı. İstanbul'da da geniş bir çevresi vardı ama Antalya'da hala görüşmeye devam ettiği, birbirlerine düşkün olduklarını bildiğim bir arkadaş grubuna sahipti. Ara tatile geldiğimizde beni de tanışmaya davet etmiş, ancak ben o zamanlar buna pek yanaşmamıştım. Yaz tatilinde ise durum başkaydı. Elif eğer onlarla görüşmeyi kabul etmezsem tüm seneyi burnumdan getireceğini söyleyerek başımın etini yemişti. Bu yüzden de bir akşam onlara katılmayı kabul ederek, evde hiç hevesli olmadığım bir hazırlığa girişmiştim.

Buluşacakları yer Kaleiçi'nde bilindik bir bardı. Beni evden Elif alacaktı ve mekâna birlikte geçecektik. Bana özellikle şık giyinmemi tembih edip durmuştu. Yanlış anlaşılma olmasın, dağınık ve pasaklı bir giyimim yoktu ama salaş giyinmeyi severdim. Bedene yapışıp, nefes almayı bile zorlaştıracak kıyafetler ve örttüğünden daha fazlasını ifşa eden elbiseler benlik değildi.

Dolabımın karşısına geçmiş, ne giyeceğimi düşünüyordum. Telefonumdan gelen mesaj bildirim sesiyle adımlarım çalışma masasının üzerindeki telefonuma yöneldim.

"Evden çıkıyoruz, umarım hazırsındır!"

Elif'in mesajıyla aceleyle tekrar dolabın önüne koşturdum. Elime gelen ilk şalvarı bacaklarımdan geçirip bağcığını bağladım. Siyah, keten şalvarın bilekleri lastikliydi ve geniş cepleri vardı. İçinde her zaman rahat ettiğim parçalardan biriydi. Üzerime de bluzlarımın arasından beyaz askılı bir atlet çıkardım. Dantel yakası umuyordum ki Elif'in şıklık anlayışına uyardı.

Yeni yıkanmış saçlarımı kendi haline bırakıp sırtımdan aşağı saldım. Tüm bunlar bana beş dakikadan kısa bir süreye mal olduğu için makyaj yapmaya da vaktim kalmıştı.

Abartısız ama hoş bir makyajla taçlandırdığım hazırlığıma bileklerime geçirdiğim birkaç bileklikle devam ettim. Boynuma uzun, iki sıra bir zincir takıp, eklem yüzüklerimi de geçirdiğimde rahat on beş dakikayı daha geride bırakmıştım.

Halimden hoşnuttum. Arkadaşımın da çabamı takdir edeceğine inanıyordum. Ve tüm bunlardan bağımsız olarak, yeni insanlarla tanışacağım için gergindim.

Boş geçen birkaç dakikanın ardından telefonum yeni bir bildirimin sesiyle titreyince Elif'in geldiğini anladım. Teyit etmek için mesajı açıp "Aşağıdayım." cümlesini gördüğümde parfümümü sıkıp çantamı kaptığım gibi kapıya koşturdum.

"Çıkıyorum," diye seslenip ayaklarıma Converselerimi geçirmeye uğraştım. Annem salondan beni yolculamaya gelip kapıda durdu. O da en az Elif kadar halinden memnundu. Eve kapanmamı değil, aktif olmamı istiyordu ama ben çoğunlukla onlarla olmayı tercih ediyordum.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 20, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Zamanın KıyısındaWhere stories live. Discover now