3

99 17 70
                                    

Hyunjin'i tutup peşinden sürükleyerek mekanın üst odalarından birine götüren Minho, bulduğu ilk boş odaya Hyunjin'i ittirirken kapıyı sertçe kapatmış ve herhangi birinin açsa bile ikilinin bunu fark edip toparlanması için vakti olsun diye kapıyı sonuna kadar kitlemişti.

"Bir sorun mu var Lee?" diye sordu Hyunjin, kaşlarını kaldırıp hafifçe tebessüm ederek. Minho, masaya oturup kendisine bu soruyu soran Hyunjin'e yaklaştı. Sandalyeyi kenara alırken Hyunjin'in açıkta olan köprücük kemiğinde gezdirirken elini bastırdı. Hyunjin acı içinde inlediğinde,

"Ne yaptığını anlamaya çalışıyorum Hwang. Sana kaç kere demem gerek?" diye sorduktan sonra Hyunjin'in ilk önce dudaklarına bir öpücük bıraktı. Bir öpücükten fazlası da denilebilirdi.

"Dudakların.."

Ardından Hyunjin'nin boynuna doğru indiğinde Hyunjin, kafasını geriye doğru attı.

"Boynun.."

Minho, geriye çekilmişken bu sefer dudaklarını eliyle bastırmadığı, kızın öpmediği tarafta köprücük kemiğiyle buluşturdu dudaklarını. Ondan da geri çekilirken,

"Köprücüklerin.." diye fısıldadı. Odadaki gerilim iyice artarken Minho'nun elleri, Hyunjin'in içine koyulmuş gömleği dışarı çıkarmış ve gömleğin içinde gezinmeye başlamıştı.

"Tüm vücudun, her bir zerren. Tamamen bana ait. Kaç defa söylemem gerekiyor?" dediği zaman Hyunjin, gülümsedi ve kendisinden birkaç santim aşağıda olan Minho'yu çenesinden tutarak kendisine daha ne kadar yaklaştırabilirse o kadar yaklaştırmış ve dudakları birbirine değerken,

"Benim için çıldırmanı seviyorum." diyerek konuşmuştu. Minho, gülerek Hyunjin'in dudaklarına atılmışken elleri de boş durmuyordu fakat tek boş durmayan eller ona ait değildi. Hyunjin nefes almak için geri çekilmek istediğinde Minho, Hyunjin'in dudağını ısırmış ve geri çekilmeye çalışan Hyunjin'in üzerine doğru eğilerek buna izin vermemişti.

Hyunjin en sonunda kafasını sertçe yana doğru çevirerek nefeslenmek için dudaklarını ayırdığı zaman elini Minho'dan çekip kanayan dudağına değdirmişti.

"Nefes kontrolünü sikeyim senin. Biraz nefeslendikten sonra devam edebilirdik. Ayrıca dudağımı kanatmana ne gerek vardı?" diye sorduğunda Minho gülümsedi. Hyunjin'in canı gerçekten de tatlıydı ve bunu saklmaya bile çalışmıyordu. Bu tavırları başkasına bezdirici gelse de Minho, Hyunjin'in her hali için deli oluyordu. Hyunjin'in her halini, kendisinden bile daha fazla sevecek seviyedeydi.

Tekrardan Hyunjin'in dudaklarını öptüğü zaman Hyunjin, kafasını geri çektiğinde Minho,

"Nefes kontrolümü sevdiğini söylemiştin?" diyerek sorarcasına güldü. Hyunjin, Minho'nun dudağına bulaşan kanı parmağıyla silerken,

"Aptal. Dudağım kanıyorken neden öpmeye devam ediyorsun?" sorusunu sorarken Minho, çoktan dudağının üzerinde gezinen parmağı dudaklarındaan içeriye almış ve oturduğu masa yüzünden kendisinden daha yüksekte duran Hyunjin'e bakmıştı. Hyunjin parmağını geri çekerek,

"Sen gerçekten delirmişsin. Seninle ne yapacağım?" diye sorduğunda Minho,

"Bir şey yapmana gerek yok. Senin yerine de her şeyi yapabilirim. Öncesinde bana bir açıklama borçlusun sadece." dediğinde Minho, mantığının Hyunjin karşısında kalan son kısmını kullanarak hafifçe uzaklaşarak araya mesafe koymuş ve kenara ittirdiği sandalyeye oturmuştu.

"Beni bıraktıktan hemen sonra çıktığın kızın nasıl olduğunu merak ettim. Beni bırakıp onun kollarına koşacak kadar ne hissettirdiğini merak ettim." dediği zaman Minho, kaşlarını çattı. Hyunjin, Minho araya girmeden önce,

Dollars - HyunhoWhere stories live. Discover now