5

54 8 0
                                    



Jisung evden çıktıktan sonra evi eski haline eksiksiz getiren ikili en sonunda kendilerini koltuğa atmışlardı. Hyunjin çalan telefonunu açtığı zaman hoparlöre almıştı.

"Nasıl oldun kahpe dost?" diye soran telefonun diğer ucundaki kişi Changbindi. Minho gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Changbin'in duyması sorun değildi ama Hyunjin'den trip yemek isteyeceği en son şeydi.

"Çok iyiyim Changbin, sen nasılsın? Partiden erken ayrılmışsın." dediği zaman Changbin,

"Gruba baksan nasılız göreceksin. Yok yani kullanmıyorsan sil whatsappını." dediğinde Hyunjin gülerek,

"Bu konuşmadan hemen sonra sileceğim." demiş Changbin ise,

"Döverim bak. Neyse Minho ile aranızdaki sorunu hallettiniz mi?" diye sorduğu zaman Minho, kaşlarını çatmıştı. Hyunjin sırıtarak,

"Halletmedik daha ya. Birazdan bana gelecek konuşacağız." dediği zaman Minho kaşlarını daha da çattı. Nolduğunu sorar gibi mimiklerini kullandığı zaman Hyunjin, susması için eliyle Minho'nun ağzını örtmüştü.

"Dün gece naptınız? Birlikte ayrılmışsınız." dediği zaman Hyunjin,

"İkimizde fazla gergindik. Biraz sinir attık. Konuşmadık fazla." dediği zaman Minho sırıtarak Hyunjin'in baş parmağını hafifçe ısırmıştı. Hyunjin, elini geri çekerek Minho'nun dudaklarına hafifçe vurmuş ve elini arkasına almıştı.

"Bu akşam Minho da toplanacaktık. Gruba bakmayınca haber verelim dedim." dediği zaman Hyunjin,

"Kanka bir şey rica edeceğim. Biliyorsun ben baya büyük hayvanlık yaptım." derken bu dediğine asla katılmadığı için gözlerini devirmiş Minho ise onun bu haline gülerken sesi duyulmaması için kafasını yastığa bastırmıştı. Kendisinin asla söylerken inanmadığı şeyleri sanki öyleymiş gibi anlatırken kendisini dövmek ister gibi bir yüz ifadesi takınıyordu.

"Bu akşam Minho ile arayı iyice düzeltmek için gerekirse karşılıklı bir içmek, dertleşmek istiyorum. Sizin yanınızda da yaparız ama Minho'yu biliyorsun, sorun yok benim için der geçiştirir mevzuyu. Ben sonrasında bu olay aramızda sorun teşkil etmeye devam etsin istemiyorum." dediği zaman Hyunjin, kendi dedikleri yüzünden ağzını dikmek istiyordu resmen. Resmen kendi dediği laflar yüzünden bedenini ele geçiren bir tiksinme dalgası vardı. Hatanın asla ondan olduğuna inanmıyordu. Changbin onaylarcasına bir şeyler dedikten sonra telefonu kapatmışken Minho,

"Bana kendini nasıl affettireceksin peki?" diye alayla sorarken Hyunjin, Minho'nun kendi sesini bastırmak için kullandığı yastığı alarak Minho'ya vurmaya başlamıştı. Minho sırt üstü kanepe yatarken Hyunjin üstüne çıkmış ve hâlâ vurmaya devam ediyordu.

"Sana yedireceğim bu yastığı! Kendini affettirmesi gereken ben miyim? Aptala bak." diyerek son kez sertçe vurduğunda Minho kahkaha atmıştı. Minho, Hyunjin'in elinden yastığı alırken kendisi üste geçmiş ve Hyunjin, koltuğa yatmıştı.

"Nasıl affettirmemi istersin peki?" diye sorarken kendisini Hyunjin'e bastırmaya başlamıştı.

"Ailem eve gelecek." der demez Minho, bu sefer daha sert bastırmıştı kendisini. Hyunjin'in dudaklarından kaçan inlemeyle beraber Minho onu öpmeye başlamıştı. Hyunjin, Minho'nun öpüşüne karşılık verirken birbirlerine karışan nefesleri git gide mantıklarını geri plana atmalarına neden oluyordu. Hyunjin, kendi üzerinde belini oynatan ve kendisini deli gibi öpen Minho'yu omuzlarından tutup biraz uzaklaştırırken nefes nefese,

"Şu an yapamayız." demiş Minho ise,

"O zaman kendimi nasıl affettirebilirim ki?" diye tekrardan alaylı bir ses tonuyla sormuş ve kendisini iten Hyunjin'in üzerine daha fazla eğilmişti. Bu sefer kolayca itilmemek işin hedefini Hyunjin'in dudakları değil boynu yapmıştı. Hyunjin, hissettiği baskıyla git gide kendisini durdurmanın daha da zorlaşacağının farkındaydı. Aynı zamanda tam da Minho gibi şu an, tam salonun ortasında bunu yapmak istiyordu. Yine de ailesinin çıkagelme ihtimali onu korkutuyordu. Ailesi tarafından kötü muamele görmeyip, sevilmek için her şeyi yapabilirdi ve bunu tersine çevirecek bir olay yaşansın istemiyordu.

Hyunjin, Minho'yu resmen kucaklayarak ayağa kalkmıştı. Minho kadar kaslı değildi fakat onu taşıyamayacak kadar zayıfta değildi. Aklında Minho'nun ayakları yere değer değmez onu kendisinden uzaklaştırmak varken doğruldukları zaman bacaklarını Hyunjin'in beline saran Minho pek yardımcı olmamıştı.

"Minho gerçekten..." derken Minho'nun daha sert emmesiyle ağzından kaçan inleme ile birlikte Minho'nun hafif gülüşünü de duymuştu. Boynu gerçekten dün gece, sabah ve şimdi yüzünden sızlıyordu. Aynı zamanda bu sızının sahibi ona kimsenin vermeyeceği bir zevk veriyordu.

Hyunjin en sonunda ailesinin sadece daha geç gelmesini umut ederek Minho'ya uyum sağlamaya karar verdiği zaman Minho bacaklarını çözerek yere inmiş ve Hyunjin'den uzaklaşmıştı. Hyunjin'in şişik pantolonuna bakarak sırıtmış ve,

"Ailene yakalanmak istemeyiz Hyun." demişti. Hyunjin dudaklarını birbirine bastırırken gülmüştü. Ölümü karşısında duran bu adamdan olacak gibi hissediyordu. Ona git gide daha fazla bağlandığı göz ardı edilemez bir gerçekti.

"Bu yaptığının intikamı olur." derken gülmesini durduramıyordu Hyunjin. Hayvan içgüdüleri ile hareket etmek istiyor ve kendisini bu hâle getiren Minho'yu tamamen sarmalamak, içini doldurmak istiyordu. Bunu yapabilirdi çünkü Minho'nun karşı çıkmayıp ona zevkle eşlik edeceğinden emindi. Ama kendisini bir kez daha geride tuttu içinde bulunduğu duruma rağmen.

"Bunun intikamı çok pis olur." diyerek kendini yenilediği zaman Minho sırıtmıştı.

"Ailen gelebilir, benim bir suçum yok ki intikam alasın." diyerek saf bir ses tonu takınıp kendisini masum göstermeye çalışsa bile gözlerindeki bakış her şeyi şeffafca ortaya döküyordu. Minho eğlenmek istiyordu ve Hyunjin ile yaptığı sürece bu eğlencenin sınırları asla umurunda olmayacaktı.

"Bunu..." derken gözleriyle aşağı tarafını işaret etmiş, Minho tekrardan gülmüştü.

"Tek başıma halletmek zorunda kalırsam cidden sana kötü şeyler olur." dediğinde Minho, dudaklarını yalamış Hyunjin'e yaklaşmıştı. Ona sarılır gibi yaparken bir eli Hyunjin'i zor durumda bırakan şişliği avuçlamıştı.

"Merakla bekliyorum." dedikten sonra eliyle biraz daha baskı uygulayıp tekrardan Hyunjin'in inlemesine neden olmuş ve sanki hiçbir şey olmamış gibi geriye çekilerek,

"Ben eve gidiyorum. Sen de bir ailene görün." diyerek kapıya doğru gitmiş ve ardından Hyunjin'ini son kez süzerek,

"Tabii böyle değil." demiş ve gülerek evden çıkmıştı. Hyunjin yukardaki baynoya çıkmak için merdivenleri tırmanırken Minho'nun şahsına birkaç küfür savurmuştu. Telefonuna gelen bildirim ile tekrardan agresifçe küfretmiş ve bildirimlerini sessize alırken Minho'dan geldiğini gördüğü mesaja tıklamıştı.

Minho :
×1fotoğraf
Daha önce çekmiştim
Yardımcı olur umarım
ĞANCİANFAİGNSİGMSİFMSİHK

Hyunjin :
Gözüme gözükme

Minho :
Biraz sonra beni hayal edecek birine göre
Fazla mantıksız bir istek hayatım

Hyunjin :
Hayatını sikim senin

Minho :
Kendini şey edecek kadar uzansa
Saygı duyarım üstad

Hyunjin :
Şerefsiz herif

Minho :
Şhtt ayıp oluyor ama
Bak ailen gelecek
Hızlı hallet işini
ĞANFĞANGİSGNİSNGİANGIS

Hyunjin :
Piç

Minho :
ĞSNFĞANGİANGİAGNAİFNAİFNAİ

Hyunjin telefonunu baynodaki dolabın üstüne koyarken Minho, attığı randomdan sonra arabasında gerçektende gülme krizine girmişti. Başını direksiyona yasladığı zaman aşağa baktı. Hyunjin'in ailesinin bugün dönüyor oluşu sadece Hyunjin'i zor durumda bırakmamıştı.







Dollars - HyunhoWhere stories live. Discover now