Operasyon

2.3K 114 19
                                    

Birinci olarak şunu demek istiyorum asker değilim malesef ama inşallah polis olmak çok istiyorum Rabbim olmak istiyenlere olmayı nasip eylesin diyorum. Öncelikle asker olamadığım için ve çevremde asker biri yok malesef o yüzden şu ana kadar okuyup izlediğim dizilerden yola çıkarak yazdığım bir kurgu elbette gerçekte askerlik böyle değildir ama o zorluğu bilmediğim için bu şekilde yazıyorum umarım iyi ilerliyodur umarım yazabiliyorumdur.

Rabbim Şehitlerimize rahmet ailesine sabır eylesin her şehidimizle gurur duyuyorum umarım Rabbim bizede şehit olmayı nasip eyler en gurur verici bişey olabilir şehitlik

Çok uzattım farkındayım sizi daha fazla kızdırmadan iyi okumalar dilerim :))

--------------------------------

Toplantı kapısının önündeydim, Albay postası dikkate durup kafasıyla selam verince aynı şekilde kafamla selamlayıp kapıyı tıklayarak içerdeki komutu bekledim.

"Gel" Albayın gür ve sert sesini duyunca kapıyı aralayıp içeri girdim ardında kapıyı kapatıp önüme döndüm bizim tim ve başka bir tim olmak üzere albayla masada oturuyorlardı bende bizim timdeki komutan bozuntusu dediğimiz binbaşının karşısına geçip dikkatte albaya selam verip sonra binbaşıya dönüp onada selam verdim. Albay eliyle sandalyeyi gösterince sandalyeyi çekip oturdum.

"Evet Yüzbaşımda geldiğine göre başlıyabiliriz  gördüğünüz üzere biraz riskli bir görev sizi bekliyor dağa bir tim olarak çıkıcaksınız arkada Gök Timi kalıcak, Ateş timi sizden istediğim" diyerek planı anlatırken albay kısa bir süre durup önündeki kumandayla projeksiyonu açtı. Karşımızda kısa saçlı kirli sakallı meymenetsiz terörist kılıklı bir it buluyordu sanırım bu adamı alıcaktık.

"Bu adamı sağ getirmeniz, yaralı kabul etmiyorum bu adam sağ gelicek asker!" Dedi albay bağırmıyordu ama sesi çok sertti anlaşılan bu it önemliydi ama neden açaba diye düşünmeden edemedim ve elimi kaldırdım. Albay eliyle bana izin verince bütün bakışlar bana döndü binbaşı da zaten en başından beri ciddi bir şekilde beni izliyordu.

"Komutanım anladığım kadarıyla bu adam bizim için önemli biri bir mahsuru olmazsa bu adam neden bu kadar önemli?" Albay sorduğum soruyla dudaklarını içeri kıvırıp başını sallayarak ekrandaki ite baktı ve biraz düşündü sanırım anlatmakta kararsızdı ama anlatıcağından eminim.

"Niye önemli? Güzel soru, madem soruldu anlatıyım bu it yıllar önce evliymiş çocuklar ve 2 çocuğu varmış biri 6 yaşlarında diğeri daha aylıkken köyü terör olduğu belli ama bu itin anlamadığı kişiler basmış o sırada bu it köyde değilmiş o geldiğinde karısının üstü başı dağınık 6 yaşındaki kızını da aynı şekilde bulmuş meğer bu köyü basan itler karısını ve 6 yaşındaki kızını tecavüze uğratmışlar." Albayın dedikleriyle bana bir kal geldi ne demek tecavüze uğratmışlar? Ne demek o küçük çocuğumuza dokunmuşlar? , ne demek küçücük masum bir çocuğa ve masum bir anneye bunu yaptılar şeref yoksunları

Ellerim ne zaman yumruk oldu bilmiyorum ama albayın sert sesiyle kendime gelip albaya döndüm

"Yüzbaşı!" Albayın sesiyle hemen ona döndüm ben ne zaman masaya bakarak dalmışım ya

"Efendim komutanım" kendimi toparlıyarak sorduğum cümleyle albay bana uyarı dolu bakıyordu.

"Senin özellikle senin sakin kalman gerek yüzbaşı kendini tutman gerek sakın ters bişey yapma" albayın yoğun uyarı ses tonuyla içimden İnşallah durabilirim komutanım diye geçirdim ama dışımdan kafamı sallamakla yetindim albay emin olmak ister gibi

"Anlaşıldımı yüzbaşı!" Dedi yine aynı gür sesiyle bende hem kafamı salladım hem konuştum

"Emredersiniz komutanım" albayda önüne dönüp anlatmaya devam etti.

KomutanımDär berättelser lever. Upptäck nu