Vanessa adındaki genç kız yaz tatilini geçirmek için büyükbabası Kim Taehyung'un yeşillik içindeki müstakil evine gelir. İnternet olmadığı için sıkılan genç kız, büyükbabasının tavan arasındaki eşyalarını karıştırırken eski bir madalyona rastlar.
🕰...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
༶•┈┈୨♡୧┈┈•༶
Kim Taehyung, ne gençliğini ne de yaşlılığını istediği gibi yaşayamamıştı. İçinde gün geçtikçe büyüyen ve büyürken onu da tüketen bir kara delik vardı. 60 yaşında bir adamdı, yaşıtları huzura kavuşmuştu ama kendisi huzurun tanımını bilmiyordu ya da unutmuştu. En son ne zaman kendini mutlu ve huzurlu hissettiğini bilmiyordu. Belki Jungkook yaşarken?
Her şeyi içinde yaşayan yaşlı adam asla duygularını dışa vurmamış ve herkese çok mutlu bir imaj çizmişti. Kızının ve torununun yanında hep gülümserdi çünkü onları üzmek istediği son şey bile değildi. Kim Taehyung'un istediği asıl şey ölmekti. İntihar etmeyi hiç denememişti, eğer bunu yaparsa Jungkook'un onu asla affetmeyeceğinin farkındaydı. Bu yüzden sadece ölümü beklemişti ama ölüm asla onu bulmamıştı.
Yine girmişlerdi sevgilisiyle arasına ama bu sefer araya giren ölüm ve yaşamdı.
🍁
Vanessa sabah uyanır uyanmaz evde büyükbabasını aramaya koyuldu, bir yandan da Jungkook'u düşünüyordu. Büyükbabasıyla olan fotoğraflarına göz gezdirmişti. Fotoğraftan bile belliydi tavşan dişli olanın çok aşık olduğu. Çok güzel bakmıştı yaşlı adama. Peki şu an nerdeydi?
En sonunda büyükbabasını bahçede birkaç meyve toplarken buldu. Ve yanına gidip sesli ve neşeli bir şekilde konuşarak ona sarıldı.
"Günaydın, yaşlı adam."
"Günaydın, küçük velet."
Vanessa, Taehyung'un elindeki piknik sepetini görünce bir kaşını havaya kaldırdı. Taehyung da gülümseyerek cevap verdi.
"Belki piknik yaparız diye düşündüm. Şu nehirin yanındaki büyük ağacın altında. Nasıl fikir?"
"Olur, hem çok seviyorum orayı. Bu sıcak havada serin oluyor en azından."
Taehyung ve Vanessa yavaş adımlarla ağaca ilerlerken sohbet edip şakalaşıyorlardı. Hava sıcaktı ama insanı çok baymıyordu, çalıların arasından hayvan sesleri geliyor, çiçeklerin kokusu baş döndürüyordu. Genç kız internetin şu an o kadar da önemli olmadığını düşündü. Manzaraya bakınca kendini cennette gibi hissetti. Buraya gelmek en doğru karardı, şehirde yaşarken bu kadar gülümsediğini hatırlamıyordu. Büyükbabasının büyük şehirden bu küçük kasabaya taşınma nedenini daha iyi anlıyor gibiydi.
Sonunda nehrin kenarındaki koca ağacın yanına gelmişlerdi. Su çok berrak akıyordu, sesi ünlü bir müzisyenin notalarından çıkmış gibi huzur veriyordu. Taehyung'un o sırada aklına bir anı geldi. Huzur bulduğu bir anı...
