2.Bölüm

328 15 8
                                    

Çıkmaz sokaklar, hep çıkmazımız olmuşturlar.

Ne yapacaktım? Allah kahretsin çıkmaz sokak!

Bembeyaz duvarla bakışıyordum.
Gözlerimi kapattım ve arkamdan gelen adım seslerini dinledim.

O kişi yaklaştı,yaklaştı,yaklaştı, ve durdu.

Arya? Sencede boku yemedik ki?

Gözlerimi açtım ve arkamı döndüm.

Yağmur yağıyordu.

Gittikçe bastırıyordu.

Karşımdaki çocuğu bulanık görüyordum.

Yüzüm,vücudum,kıyafetlerim, her şey sırılsıklam dı.

Çocuk sırıtarak;

"Şimdi nereye kaçmayı düşünüyorsun?"

Aklım neden çalışmıyordu? Bu çocuğu istesem burada dövebilirdim. Eğer yaparsam başıma çok büyük belalar gelirdi.

Ben belanın ta kendisiydim.

Korkuyla etrafıma bakındım. Gördüğüm tek şey yağmur damlalarıydı.

"Ne yapacaksın bana?" dedim korkarak.

Çocuk etrafına bakındı ve ellerini ceplerine soktu.

"Bilmem. Ne yapmamı istersin?"

Islanıyordum,ıslanıyorduk.
Üşüyordum,üsuyorduk.
Korkuyordum,fakat o korkmuyordu.

Bana doğru yürüdü. Artık kaçamayacaktım.

Tam kaçacaktim arkadan gelen çocukları gördüm ve kafasına silah dayalı kızı.

Burada ne haltlar dönüyordu?

Önümdeki çocuk arkasını dönüp gelenlere baktı. Gülümseyerek tekrar bana döndü. İki elini havaya kaldırarak;

"Sencede kaçmak çok mümkünmü?"

A planı buradan kaçmak.
B planı burada yakalanmak.

Beynime bir sinyal geldi sanki. Bir anda çocuğun üstüne doğru yürümeye başladım. Çocuğun dibine kadar girdim. Çocuk kaşlarini kaldırarak beni izliyordu.

Bir anda yumruğumu çocuğun yüzüne geçirmem, kafasına silah dayalı kızı elinden tutup kaçmam bir oldu.

Allah'ım ne yapmıştım ben böyle? Başıma iş mi almıştım!

Kız neye uğradığını şaşırmıştı. Son anda kendine geldi ve benimle beraber o da koşmaya başladı.

Önümüze çıkmaz sokak çıkmasın diye Allah'a dua ediyordum.

Önümüze çıkmaz sokak çıkarsa bu sefer başıma çok, çok büyük bir bela alırdım.

Yağmurlu havada yatağımda yatmak yerine silahlı adamlardan kaciyordum.

Allah'tan tek başıma degildim.

Aslında tek başına olsan daha iyi olurdu Arya?

En azından çocukları bir güzel döverdim.

Önümüze çıkan ilk aralığa girdik ve duvarın arkasına saklandık. Çocukları göremiyorduk. Gitmislermiydi. Bu kadar çabuk pes etmeleri garip gelmişti.

Nefes nefese kalmıştım. Yanımdaki kıza baktım. Çok korkuyordu. O bendende çok korkuyordu haklıydı.
Kafasına silah dayanmış bir kız tabi korkardı.

Çok normal Arya.

"İyimisin" diye sordum.

Gözleri beni buldu. Evet anlamında başını salladı.

"Adın ne?" diye sordum. Kız başta bana baktı sonra cebinden kağıt ve kalem çıkardı.

Kağıda baktım. Sırılsıklam olmuştu.
Kağıda bir şeyler yazmaya çalıştı.

Birden hemen arkamdan gelen bir ses duydum. Kıza döndüm.
Kağıdı bana uzatıyordu.
Kağıdı elime aldım ve üstünde yazan dağılmış yazıyı okumaya başladım;

"İsmim Kardelen. Konuşamıyorum. Nedenini sorma. Sadece konusmadigimi bil."

Kafamı kaldırdım. Kardelen bana gülümsüyordu. Bende ona gülümsedim.

Hayır. Konuşabiliyordu. Sadece konuşmak istemiyordu.

"Nedenini sorma. Sadece konuşmadığımı bil"

Kardelenin gözleri arkama sabitlendi.

Hayır! Düşündüğüm şey olamaz değilmi? Arkama bakmaya korkuyorum!

Eğer arkanızda bakmamaniz gereken birşey varsa, arkanıza bakmayın. Direk oradan uzaklaşın!

Gözlerimi yumdum ve arkamı döndüm. Gözlerimi acmalimiydim?
Açtım bile!

Çocuklar sırıtarak bize bakıyorlardı.
Bir kisi hariç;
Yumruk attığım çocuk.
Bana gülümsüyordu. Bu mutlulukla bir alakasi yoktu.
Bambaşka bir şeydi.

"Yürüyün gidiyoruz" sarışın çocuk öne çıktı.

Arkama bakmadan buradan kaçmam gerekiyordu.

Kaçamadım.

Umarım begenmissinizdirrr🍀🍀🍀🍀💗💗






Ayın Kırık Kalbi 🔪🖤Where stories live. Discover now