0.1

263 22 32
                                    


Nick ile Clay normal her zamanki gibi koltukta otururken bir anda nick ayağa kalktı "Eyvahh!!" Diye söylendi.

Tabi Clay ilk başta irkildi. Ortada hiç birşey yoktu aslında. En azından onlar öyle düşünüyordu. "Ne oldu ya, ne bu telaş?!?"

Birden sesi telaşlı bir hâl aldı, Clay ne olduğunu hala anlamamıştı. "Unuttukkk!!"

"Neyiiii?!?!", Dedi Clay telaşlı gözlerle Nick'e bakarak. Nick, "la iki güne George'un doğum günü ve biz bunu unuttuk!"

Clay, "Ahh.. nasıl oldu da unuttum??" Dedi iç çekerek. Aslında telaşlı ve heyecanlıydı. Ona ne alabilirdi ki? George neleri severdi? Peki ya aldığı şeyi beğenmezse? Clay farkında olmadan dalmıştı.

Nick'in ona seslenişini duymamıştı bile, "Huu? Clay, orada mısın?". Clay; kendine seslenen arkadaşını sonunda farketti, "H-ha aaa- Burdayım."

"Daldın." Diyebildi nick.Clay ise, "Ha pardon, düşünüyordum da." Diye cevap verebildi.
Arkadaşına sordu sarışın, "George ne sever ki?"

Nick, "bilmiyorum" anlamında başını salladı. Ardından yanıtladı, "Sanırım bi çarşıya çıksak iyi ederiz.

Clay, "tamam" gibisinden mırıldandı.

İkisinin de üstü dışarıya çıkmaya uygun değildi. İkili beyaz merdivenler eşliğinde kendi odalarına çıktı.

Clay, üstüne çam yeşili bir tişört ve altına da siyah bir şort giydi. Saçlarını dağıttı ve işaret parmağına da altın sarısı, zincirimsi bir yüzük taktı. Daha sonrasında telefonunu ile cüzdanını cebine koydu ve aşağı inip nick'i kapının önünde beklemeye başladı.

Nick ise, üstüne siyah bir tişört altına ise larcivert çizgili siyah bir şort giydi. Şapkasını takıp telefonunu ve cüzdanını ise cebine koydu. Kendisini bekleyen sarışının yanına gitti. "Hadi çıkalım." Dedi. Saat 14.31 idi.

Clay, "tamam" anlamında kafasını salladı. İkili arabaya bindi ve clay sürmeye başladı. Nick ise yanında oturuyor, yolu izlerken George'un neleri sevdiğini düşünüyordu.
İkili çok geçmeden çarşının otoparkına geldiler.

(Oralarda çarşı var mı bilmiyorum ama bizim çarşı gibi düşünücem)

Clay arabayı park etti ve ikili arabadan indi. Ardından clay arabayı kilitledi ve etrafa bakındıktan sonra ikili çarşıya giriş yaptı.

Nick yakınlarda bir takıcı buldu, "Şuraya bakınabiliriz aslında." "İyi fikir olabilir, bir yerden başlamak lazım." Cevabını verdi clay ve ikili dükkana girdi.

Sarışının gözüne yeşil-mavi bir bileklik çarptı. Sonuçta yeşil onun, mavi ise George'un rengiydi. Bunu seveceğini emindi. Bilekliğin boncukları ne çok büyük, ne de çok küçüktü. Bileğinde mükemmel duracaktı. Sarışın bunu almaya karar verdi.
"Nick, bi baksana. Bu George a çok yakışır" diyerek fikrini arkadaşına sundu.

"Ha evet, çok güzelmiş. Al bence."Nick aslında hafiften kıskanmıştı sonuçta turuncu da onun rengiydi ama clay üçünün de olduğu bileklik yerine sadece mavi-yeşili seçmişti.

"Evet ben de almayı düşündüm hem çok pahalı da değil." Clay, sözünün ardından kasaya doğru yürüdü. Parasını ödedikten sonra nick'in yanına gitti. "Sen birşey beğenemedin mi?" Diye sordu.

"Yok ya başka bir yere bakıcam. Aslında karşıda ayakkabıcı var, oraya bakabilirim."

"Tamam, gel gidelim."

İkili karşıdaki ayakkabıcıya gitti ve reonları dolaşmaya başladı. Nick gözüne bir ayakkabı kestirdi. George'un ayağına tam olacağına inanıyordu ve tam George'un sevdiği türden idi. "Clay ben bunu alıyorum."

"Tamam, güzelmiş."

Nick, kasaya gidip parasını ödedi. Ardından sarışın ile birlikte dışarı çıktı.

Çarşıdan çıkacaklarken clay bir anda durdu.

"Ne oldu clay?" Diye sordu nick.

Sarışın, "Ya benim içim rahat olmadı. Ne zamandan beri arkadaşım sadece bir bileklik mi alacağım yani?" Diye iç çekerek söylendi.

"Şu karşıda bir tişörtçü dükkanı var istersen oraya bi bak clay"

"Olabilir, sen istersen bekle burda. Hemen ben birşeyler beğenir gelirim"

"Tamam anahtarı ver ben arabaya geçyim sen de gelirsin."

"Tamam" diye cevap verdi sarışın. Anahtarı arkadaşına verdi ve dükkana girdi.

Clay dükkana girdiği gibi gözüne bir parça kestirdi. Mavinin 50 tonunu taşıyan bir tişörttü.

Larcivertten, bebek mavisine kadar uzanan 50 ton, George'un bedeninde çok güzel duracaktı. Clay bunları düşünüyordu. Daha sonra reondan George'un bedenine uygun olanı aldı ve parasını ödeyip arkadaşının yanına gitti.

Sarışın, Sürücü koltuğuna bindi ve poşeti arka koltuğa koydu. Nick aniden açılan kapıyla irkildi "Ayh- hoş geldin"

"Hoş buldum, hoş buldum canım"

"Ne aldın?" Diye sordu nick

"Tişört aldım işte görürsün evde." Dedi sarışın sinirli bir tavırla.

"Kızdın mı la?"

"Kızdım"

"Erkek oldun mu şimdi? HAHAHAHAAHAHAH" Nick anırdı resmen clay ise hiç hoşsut olmamıştı.

"İn arabadan." Dedi Clay sert bir tavırla.
"NİCK İN ARABADAN."

"Ay tamam be şakaydı özür dilerim."

"Adam ol nick"

"Ayh tamam be"

Clay arabayı sürmeye başladı ve evin yolunu aldı...

Beklenmedik sürpriz..? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin