10 final

25 4 0
                                    

"Hayır dedim jisung eve dön"

"Ama sen benim yanımda kalmıştın bende senin yanına kalmak istiyorum"

"Hayır jisung. Olmaz diyorum"

"Ama neden?!"

"Bu rahatsız yerde uyumanı istemiyorum!"

"Ama sevgilini kırıyorsun"

"Sevgilim söz dinlemiyor!"

"Hey hey hey tamam" diye araya girdi chan.

"Jisung kalsın yanında yatar böylece rahatsız olmaz hm?"

Jisung minhoya yalvaran gözlerle baktı.

"Tanrım buna nasıl hayır diyebilirim" dedi bezgin bir şekilde ve sarılması için jisunga kollarını açtı.

Jisung sevgilisinin yanına yattı ve kafasını göğsüne koydu. Minho sevgilisinin saçını okşamaya başladı.

"Biz gidelim artık geç oldu yarın maç var" diyip güldü jeongin.

"Bana baksana sen!" Dedi minho sahte bir sinirle ve yanındaki yastığı fırlattı jeongine.

"Dalga geçiyor bide!" Jisung kıkırdadı ve sevgilisine sıkı sıkı sarıldı.

Herkes odadan çıkınca jisung konuştu.

"Ayağın ağrıyor mu?"

"Hayır ya geçti" dedi minho gülümseyerek.

"Tamam o zaman" dedi jisung gülerek ve gözlerini kapattı.

Minho, jisungun yanında huzurlu olduğunu hissediyordu.

Kafasını, jisungun kafasının üstüne koydu ve o şekilde uykuya daldı.
-
Minho sabah uyandığında onu izleyen ve saçıyla oynayan jisunga baktı.

Öpüşmeleri an meselesiydi ve jisung başını çevirerek bu büyüyü bozmuştu.

"A şey şey saçında saçınsa böcek vardı!"

Minho, jisungun bu çabasına hayran kaldı ama gülmeden edemedi.

"Cidden jisung bunun için çok düşündün mü?!" Dedi ve başını çeviren çocuğun çenesinden tutup ona bakmasını sağladı.

Minho jisungu öpmek istiyordu ama jisung bunu istemez diye korkuyordu. Ama sonuçta onlar sevgiliydi.

Minho birden jisungun dudaklarında buldu kendini. Jisung duruşunu düzeltip minhoya karşılık verdi.

Minho beklemediği karşılıkla başta duraksadı ama sonra jisungdan ayrılıp alınlarını birleştirdi.

"Seni seviyorum sung"

"Bende seni minho"
-
"Evet bay lee minho bugün çıkabilir!" Dedi yeji

"Teşekkürler" dedi jisung ve odaya döndü.

Gülerek içeriye girdi ve minhoya baktı.

"Bugün çıkabilirmişsin zaten normalde seni burada tutmayacaklarmış ama chan geri dönemeyeceğini söylemiş."

"Geç olduğu için" dedi minho gülerek.

"Aslında çokta geç değildi ya." Dedi ve güldü.

"Yardım edeyim" dedi ve sevgilisinin kolunu omzuna atıp onu ayağa kaldırdı ve odadan çıktılar.

"Bugün maça katılsaydım ger attığım baskette sana bakacaktım" dedi sahte bir hüzüne.

"Bu durumda olmaktan memnun değil misin?" Dedi jisung gülerek.

"Mutluyum tabii ki"

Jisung gülümseyince minho ona baktı bir süre.

"Seni şu an öpebilir miyim?"

"Hayır!"

"Ama neden?"

"İnsan içindeyiz minho!"

"Ama ben seni öpmek istiyorum!"

"Ah!" Dedi jisung yenilgiyle ve minhonun dudağına hafif bir öpücük kondurdu ve tekrar yürümeye devam etti.

Yavaş gidiyordu çünkü kendinden kat kat büyük birini taşıyordu.

Bayan yeji koşarak jisungun yanına geldi.

"Tekerlekli sandalye verebilirim efendim"

"Ah sorun değil arabaya gidiyoruz"

"Arabaya kadar yardımcı olur!" Dedi kız gülerek ve hemen arkalarındaki duvardan katlı olan sandalyeyi açtı ve sürükleyerek jisunga götürdü.

"Teşekkürler!" Dedi jisung minhoyu oturturken.

Kız güldü ve gitti.

-

Minho ve jisung evde otururken birden kapıları çaldı.

Jisung kapıyı açtığında karşısında ellerinde çiçeklerle basket takımını görmeyi beklemiyordu.

Görünüşe göre maçı kazanmışlardı.

İçeriye girdiler ve minhoya sarılıp ellerindeki çiçekleri hafaya atıp konfeti  patlattılar ve bağırarak kazandıklarını söylediler.

Minho güldü ve önce sevgilisine sonra arkadaşlarına baktı.

"Burayı toplamanız gerekecek!"

Evdeki herkesten büyük bir pişmanlık sesi duyuldu. Herkes ümitle jisunga bakınca minho seslendi tekrar.

"Gel jisung!" Dedi ve kollarını açtı. Jisung koşarak sevgilisinin kollarına girdi ve kalabalığa dil çıkardı.
-
Saçma bitti biliyorum ama bunu hemen bitirmeliydim yoksa sıkılıp silicektimm

Umarım beğenirsinizzz diğer kitaplarımı okumayı unutmayınnn🫶🏼💕

Basket takımı//minsungWhere stories live. Discover now