-4-

245 35 32
                                    

Ameliyat günü gittikçe yaklaşıyordu. Taehyung bunun bilincindeydi ve Jungkook'u ikna etmeliydi. Onun korkusunu dindirmeliydi.

Bu onun için zor değildi. Jungkook'un sevgisini kazanmıştı tıpkı onun güvenini kazandığı gibi.

İşlerini erkenden bitirdi Taehyung ve Jungkook'un evine gitti. Tekrardan Jungkook açmıştı ona kapıyı. Son bir haftadır hep böyle oluyordu. Jungkook zil çaldığı an koşa koşa kapıya bakıyor Taehyung'u sevgiyle ve özlemle kucaklıyordu.

"Nasılsın Jungkook?"

"Geldiğin için mutluyum." Başını kaldırıp Taehyung'a baktı Jungkook. "Sen nasılsın?"

"Geldiğim için mutluyum."

Jungkook kıkırdadı ve Taehyung'un elini tutup onu odasına çekti. Bugün hikaye günüydü ve Taehyung ona hikaye anlatacaktı.

Jungkook yatağına oturmuş bacaklarıyla bağdaş kurarak Taehyung'a bakmıştı merak dolu bakışlarla.

"Hangi hikayeyi anlatacaksın bana?"

Taehyung gülümseyerek tam karşısına oturdu.

"Bugün hikaye anlatmayacağım."

Jungkook şaşırmıştı. Bakışlarındaki şaşkınlık artarken sordu. "Peki ya ne yapacağız?"

"Jungkook bu sefer hikaye yazacağız."

"Ne hikayesi?"

"Kendi hikayemizi kendimiz yazacağız."

Jungkook daha da meraklanmıştı. Taehyung ayağa kalktı ve onu masasına davet etti. Jungkook ikiletmeden yataktan doğruldu ve sandalyeye oturup Taehyung önüne kağıt kalem koyana kadar bekledi. Kendisi de bir kitap almış ve kağıt kalemi ile yatağa oturmuştu. Sırtını duvara yasladı.

"Ne yapmam gerekiyor?"

"Gözlerini kapat."

"Kapattım." Jungkook beklemeden gözlerini kapattı.

"Şimdi sadece dediklerimi düşün Jungkook."

"Tamam."

"25 yaşındaki sen şuan ne yapıyor,nerede yaşıyor,hayatında biri var mı,meslek sahibi olmuş mu bunları düşünmeni istiyorum. Ayrıntılı bir şekilde düşün. Yaşadığın evi düşün içinde neler var yaz. Yanında kimler var mesela?"

"Sen varsın."

Yüzünde oluşan kocaman gülümseme Taehyung'u da gülümsetmişti.

"Düşünüp yaz önündeki kağıda."

"Tamam."

Dakikalarca gözü kapalı olan Jungkook'un yüzünü inceledi esmer olan. Güzelliği ile herkesi sollardı Jungkook. Eşsizdi,kusursuzdu,gerçek olamayacak kadar güzeldi.

Taehyung doya doya izledi onu. Dudağının altındaki benin asaletine kapılmıştı.

Jungkook kemoterapi gördüğü için şuan hiç saçı ve kirpiği yoktu. Anadan doğma gibi saftı.

Bu hali Jungkook'u rahatsız ediyordu. Kendini böyle sevmiyordu. Saçlarını özlediğini söylüyordu ama bilmiyordu ki kusur sandığı her şeyi Taehyung yüzyıllar boyunca hiç sıkılmadan izleyebilirdi.
Hiçbir pürüzü yoktu onun. Taehyung'un kalbinde yer edecek kadar güzeldi Jungkook.

Jungkook gözlerini yavaşça araladığında Taehyung'un kendisine baktığını görünce gülümsedi tekrardan.

"Hayal ettim."

"Şimdi yaz."

"Sen hayal ettin mi?"

"Ettim."

Jungkook bilmiyordu ki Taehyung'un tek hayali şuan tam karşısında ona gözlerinin içi gülerek bakan kendisini.

Yarım saate yakın süre boyunca yazdı ikisi de. Düşündüklerini,gelecekte nasıl bir yerde nasıl ve kim(ler)le hayat sürmek istediklerini yazdılar.

Jungkook bitirdiği an elinde kağıdı ile Taehyung'a döndü.

"Bitti!"

"Benimki de bitti,madem ikimiz de bitirdik ilk sen oku Jungkook."

Jungkook saniyeler içerisinde Taehyung'un karşındaki yerini aldı.
Yazdıklarını bir bir okumaya başladı.

"Ben yirmi beş yaşındayım ve fazla abartılı olmayan bir kulübede yaşıyorum. Yanımda Taehyung var onunla beraberiz. Bir kedimiz bir köpeğimiz bir tavşanımız ve bir de ineğimiz var."

"İnek mi?"

"Evet çok tatlı oluyorlar."

Taehyung'un ufak kahkahaları eşliğinde Jungkook okumaya devam etti.

"Beraber akan nehrin yanında bahçeli bir kulübedeyiz. Ben veterinerim ve yavrularımız hastalanınca onlara ben bakıp iyileştiriyorum."

Taehyung'a kaldırdı bakışlarını ve tavşan dişleri ile gülümsedi Jungkook.

"Evde bir tavşanımız halihazırda var zaten."

"Öyle mi?"

Taehyung elini uzatıp kendisine meraklı ve şaşkın bakışlar atan Jungkook'un yanağını okşadı.

"Sıra bende."

"Oku oku!"

Taehyung boğazını temizledi ve ciddi bir yüz ifadesi takınarak elindeki kağıdı okumaya başlamıştı.

"Biliyorsun ben 29 yaşında olduğum için 35 yaşımı yazdım. Ben 35 yaşındayım ve Jeon Jungkook isimli çok tatlı bir çocukla beraber yaşıyorum. Kulübemizde ikimiz de çok mutluyuz. Geniş bir bahçemiz var ve evimiz sahile çok yakın. Sabah ötüşen kuşların sesiyle uyanıyor geceleri de yıldızlara bakarak uyuyoruz."

"Heyecanlandım."

Jungkook gözleri parlayarak bakıyordu Taehyung'a.

Taehyung karşısındaki küçük çocuğun ellerini ellerinin arasına aldı ve aynı şekilde parıl parıl gözleriyle ona baktı.

"Jungkook benimle yaşamak istiyorsan ameliyatları kabul etmelisin."

Jungkook hiçbir şey demedi en başta. Sadece sessizce durdu. Biraz yüzü düşmüştü. Düşüncelerinin arasında dolanırken bir anda dudaklarını araladı ve Taehyung'a içini rahatlatmak için bir soru sordu.

"Canım acımayacak değil mi?"

"Acımayacak."

"Elimi tutacak mısın?"

"Jungkook ben senin elini hiçbir zaman bırakmayacağım."

Gülümseyerek esmer bedene sardı kollarını Jungkook. Taehyung da hemen ona sarılmıştı.

Jungkook ameliyatı kabul etmişti. İyileşmesi için ne gerekiyorsa her şeyi yapacak iyileştikten sonra da Taehyung ile kulübesinde yaşayıp beraber inek, kedi,köpek ve tavşan bakacaklardı.

_________________________________________

Canlarıım nasılsınız?

Umarım iyisinizdir her şey yolundadır

Bölümü beğenmişsinizdir umarım yorumlarınızı bekliyorum benim için yorumlarınız çok çok çok önemli

Votelemeyi unutmayın olur mu?

Diğer bölümde görüşmek üzere öpüldünüüz 😚😚💖

Fleur De Lilas •Taekook• ✔️Where stories live. Discover now