Bölüm 35- Kral Köşkü/Mahkeme

104 23 31
                                    



Haggun avuçlarının kaşındığını hissetti.

"Nihayet o gün geldi."

Otuz küsur yıllık ömrü boyunca kurtulmaya çalıştığı Savvat'ı bugün layık olduğu yere gönderecekti.

"En iyi ihtimalle Komma adalarında kıç kadar bir kaya parçasına sürgün"

Eğer şansı yaver giderse babası hiddetlenir ve Savvat'ın kellesini alırdı. Ancak babası bu hükmü vermese de sorun değildi. Tahta oturduğunda Savvat için sürgün adasındaki yaşamın da sonu gelecekti. Hatta fırsatını bulursa adalara ulaşmadan kardeşinin defterini dürebilirdi.

Halbuki bu sabah Yüzbaşı Muvildud haberi getirene kadar hırsından yerinde duramıyordu. İşe yaramaz, çarpık kollu koca kafalı Savvat nasıl olmuşsa olmuş güç kristallerinden birini ele geçirmişti. Eğer tedbir almasaydı bugün şu vakitlerde bu büyük başarının ödülü verilecekti.

"Muhtemelen Osliya'nın kuzeyini Kral adına yönetecekti"

Savvat'ın herhangi bir gücü elinde tutması Haggun için büyük sıkıntılara sebep olabilirdi. Zira küçük kardeşi nasıl beceriyorsa adamlarını sarsılmaz bir sadakatle kendine bağlıyordu. Koca koca eyaletlerin Savvat'ın emrinde olması ona bağlı yüzlerce şehir ve kasaba, verimli tarım alanları demekti. Savvat şimdiye kadar taht üzerinde hiçbir talepte bulunmamıştı ama Haggun biliyordu ki Savvat da en az kendisi kadar nefret doluydu. Kral Bottan öldüğünde Savvat'ın ona bağlı kalması için hiçbir sebep yoktu. Öte yandan Haggun'un krallığında Savvat ona hiçbir makam verilmeyeceğini, elindekilerin de alınacağını bilirdi. Küçük kardeşinin bedeninde doğum kusurları olabilirdi ancak aklının bu kusurlardan nasibini almadığı açıktı. Bu yüzden Savvat'ın kuzeyin hâkimi olması Haggun'un kabul edebileceği bir şey değildi.

Muvildud Savvat'ın bir kehanet ustası ile buluştuğu haberini getirdiğinde bekledikleri küçük fırsatı yakaladıklarını anlamıştı. Ona gereken sadece küçük bir kar topuydu. O kar topunun bir çığa dönüşmesini sağlamak hiç de zor olmayacaktı. Kral Bottan'ın giderek yaşlandığı yıllar boyunca o ve annesi Kraliçe Kala sarayın tüm kilit noktalarını yavaş yavaş ele geçirmişlerdi.

"Üç kişi hariç..."

      Baş rahip Ababukka, istihbarat şefi Lord Piyapal ve ordu kumandanı General Rabdal

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Baş rahip Ababukka, istihbarat şefi Lord Piyapal ve ordu kumandanı General Rabdal. Bu üçüne yaklaşmak mümkün olmamıştı. Onun dışında şehir lordlarından hazine vekiline, baş kâtipten taşra rahiplerine, ticaret şefinden gümrük muhafızına kadar tüm birimler Haggun'un kontrolündeydi. Eğer Lord Piyapal veya General Radbal'dan herhangi birini de ele geçirseydi tahta oturmak için Kral babasının ölmesini beklemeye gerek yoktu. Ancak Rabdal ve Piyapal hayatta, görevde olduğu sürece ne babasına ne de babasının istemediği birine dokunması mümkündü. Yine de Piyapal'ın istihbarat ağından gizli bunca işi başarmıştı.

SIR MUHAFIZI - SİYAHWhere stories live. Discover now