castle.

335 53 27
                                    

Yazarken dinlediğim şarkı: Bts- Butterfly piyano Vers. Okurken dinlemenizi tavsiye ederim. İyi okumalar🤍🌸

~ 너무 아름다워 두려워⭐️

Elimdeki anlamlı tabloyla birlikte yolun kenarına bırakmış olduğum siyah arabamı ardıma alarak artık benim olan eskimiş görünümlü şatoya doğru ilerlemeye başladım.

Her bir adımım beni görkemli şatoya daha çok yaklaştırırken içimdeki durmak bilmeyen heyecanı katbekat arttırıyordu.

Kalbim bugün yaşadığım çoklu duygu değişimden dolayı ne tepki vereceğini şaşırmışken ben , istemsizce yüzümde oluşan gülümsemeye takılıp aniden olduğum yerde hareketsizce kalmıştım.

" Adama rezil oldun Jungkook bir de şizofren gibi gülüyor musun?" diye kendime kızarken tekrardan çimenlerin üzerinde bu sefer eskisine göre hızlı olan adımlarla yürümeye başladım.

" Ama o da küçük oyunumu bozmayabilirdi ya da en azından elini bana uzatabilirdi." dedim hemen kendimi savunarak.

Bizim açımızdan ben ve şeytanlarım bu savunmayla haklı bir galibiyet kazanmıştık. Gölün içine girip beni kurtarsa ne kaybederdi ki. "Hiçbir şey. "Diye fısıldadım. Ardındansa bana verdiği artık her baktığımda onu hatırlayacağım tabloyu bir çırpıda karşıma alıp " Şeytanlarımın mızrakları götüne girsin Taehyung" dedim sakince.

Rezilliğime karşı kendimi teselli etmeye çalışıyor gözüm gibi baktığım hatta lakap bile koyduğum tabloyu konuşmalarım bitince eski yerine yani kucağıma sarmalanmış bir şekilde alıyordum.

Uzun ve aksiyonlu yolculuğum şatonun dikenli, gelişigüzel uzamış bakımsız olduğu her halinden belli olan bahçesine girerek sona ermişti.

Gözlerimi kısarak bahçeyi incelediğimde türünün ne olduğunu bile bilmediğim değişik uzun bitkiler ve yeşilimsi ısırgan otları taşlı yollar hariç her tarafı ele geçirmişti. Yüzeysel olarak incelememin sonucunda vardığım sonuç ise bu bakımsızlıkla uzun zamandan beri kimsenin buraya uğramadığıydı ama ben yinede ufakta olsa şansımı denemek için "Kimse var mı?" Diye seslenmeye başladım ancak başından beri tahmin ettiğim gibi kimseden ses seda çıkmamıştı.

Bende yanlız olmanın verdiği rahatlık ve bi o kadarda korkuyla taşlı yoldan birer ikişer adım yürümeye başladım. Her adımımda vücuduma yayılmaya başlayan adrenalin hormonunu hissedebiliyordum.

Ellerim yavaşça karıncalaşmaya başlamış gözlerim kısmen kararmıştı. Belki kendimle konuşmaya devam edersem yeni yeşeren korkumu az da olsa dindirebileceğimi düşündüm.

"Bu şatonun etrafını saran sarmaşıklar ne kadar da güzelmiş bayıldım. Bak bak bak camlarda baya büyükmüş Jungkook." dedim hayretle.

Bu cidden işe yaramıştı. Şatonun çiftli devasa gibi duran kahverengi kapısını açmaya çalışırken ilk zamanki korkumdan eser dahi kalmamıştı.

"Hadi Jungkook sen aklına koyduğun her şeyi başarırsın çünkü senin inanılmaz bir gücün var sevginde var " diye paslı anahtarı bir sağa bir sola çevirip motive olmaya çalışırken kapıdan gelen sinir bozucu gıcırdama sesliyle Bingo kapıyı da açmayı başarmıştım.

"Önce sağ ayak " diyip hayretle içeriye adımlarken ardından yaşadığım şaşkınlıkla ikinci bir adım gelmemişti. Olduğum yerde yanımdan asla ayırmadığım yoldaş tablomla birlikte donakalmıştım.

" Nasıl bu kadar mükemmel olabilir" demiştim uğradığım şokla birlikte kekeleyerek.

Ağzım açık şekilde kapıyı açar açmaz beni karşılayan zıt yönlü tahta görünümlü merdivene doğru ilerlemeye başladım.

Wish Candle//TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin