thirty-four

1K 138 124
                                    

Aradan geçen 2 haftanın ardından bütün hazırlıklar tamamlanmıştı. Jungkook ve Jimin kendilerine ait olan odalarda hazırlanırken aileleri ise gelen misafirleri karşılıyorlardı.

Bütün dekoru Jimin ve Jungkook beraber seçmişti. İkisinin de zevkleri hemen hemen örtüştüğünden bu konuda pek sıkıntı yaşamamışlardı. Kıyafetleri ise bizzat Yoongi tarafından tasarlanıp dikilmişti.

Jimin'in hazırlığı bittiğinde yardımcı omegalar çıkmış ve Jimin'i odada yalnız bırakmışlardı. Aynada son görünüşünü incelerken çalan kapıyla bakışları oraya dönmüş ve gelen kişinin girmesi için komut vermişti Jimin.

"Müsait miydin?"

"Evet, gelin lütfen."

"Mimi~"

Soobin paytak adımlarla yürüyerek Jimin'e ilerlemiş ve yanına geldiğinde avuçlarını Jimin'e uzatarak kapatıp açmıştı kendisini kucağına alması için.

"Bebeğim, bugün Mimi'nin kucağına çıkmak yok."

Soobin kaşlarını çatarak arkasını dönmüştü.

"Nedeynmiş o?"

Kollarını belinde sabitleyerek sorduğunda Yoongi ve Jimin kıkırdamıştı. Soobin kızgın olmanın yanından bile geçmiyordu. O kadar tatlıydı ki...

"Çünküüü Mimi için bugün özel bir gün ve üstünün kirlenmemesi gerekiyor."

"Ama anne ben kiyletmem ki. Mimi ben hiç kiylettim mi üştünü?"

"Hayır aşkım~"

"Bayk anne göydün mü? Hiyç kiyletmedim, kiyletmem de."

Jimin onun tepkisine kıkırdamış ve kucağına almıştı onu.

"Mimi çoyk güzelşin~"

"Teşekkür ederim birtanem."

"Ama o pişyik ayfa şeni göymesin oluy mu?"

"Soobin ne konuştuk biz seninle? Jungkook hyung diyeceksin."

"Ama bu pişyik oyduğu geyçeğini değiştiymez!"

Yoongi bıkkınlıkla iç çekmiş ve ikiliye ilerlemişti.

"Hadi bakalım, Mimi'ni gördün. Artık gitme zamanı."

"Hayıy, ben Mimi'yle kalacağım."

"Mimi'yi sonra yeniden göreceksin. Ama şimdilik gitmemiz lazım. Değil mi Jimin?"

"Evet Soobin, senin şimdi gitmen gerek. Ben sonra yanına geleceğim, tamam mı?"

"Peki o şaman."

Soobin istemeyerekte olsa onaylamış ve kendisine ellerini uzatan annesine gitmişti. Yoongi, Soobin'i kucağına aldıktan sonra Jimin'e sarılmış ve ardından ikili odadan çıkmıştı.

Aradan çok zaman geçmeden kapı yeniden açılmış ve içeriye bütün asaletiyle Jeon Jungkook girmişti.

Jungkook'un dili gördüğü bedenle tutulmuştu. Kendisini melek gibi gösteren beyaz hanboku, özenle yapılmış saçı, ay gibi parlayan yüzü, kiraz kırmızısı dudaklarıyla tam anlamıyla mükemmelin tanımıydı Jimin.

Jimin, donmuş bir şekilde kendisine bakan alfasına doğru ilerlemişti. Jungkook'a kalsa yerinden kıpırdayamayacak gibiydi.

"Alfam~ Nasıl olmuşum?"

Jungkook derince yutkunmuş ve sanki gözleriyle yememiş gibi baştan aşağı yeniden süzmüştü Jimin'i.

"Jimin o kadar güzelsin ki, ne söylesem az kalır gibi."

forever | jikookWhere stories live. Discover now