1. Bölüm

308 116 582
                                    

Yelda, telefonuna gelen bildirimle merakla ekrana baktığında hikaye sitesinden olduğunu gördü. Bu, hikaye sitesini bir tesadüf sonucu keşfetmişti. Burada o kadar çok hikaye vardı ki Yelda, her gün keyifle bir tanesini okuyordu.

Hikaye sitesine girdiğinde ise ara ara ilham geldikçe yazdığı hikayesine bir yorum geldiğini görünce heyecanlandı.

Birisi hikayesine yorum yapmıştı. Öyle ki bu zamana kadar hikayesi çok da keşfedilmemişti.

Hemen yorum bölümünü açtığında işte oradaydı. Sadece tek bir yorum vardı. Ondan başka da yoktu.

Yelda heyecanla yorumun üzerine tıklayarak okumaya başladı. Yorumda aynen şöyle yazıyordu. " Kusura bakmayın, ama hikayeniz çok saçma. Ucu bucağı yok. "

Yelda'nın o an yüzünde bulunan gülümseme yerini hayal kırıklığına bıraktı. O, halbuki ne emeklerle gecesini gündüzüne katarak bu hikayeyi yazmıştı. İnsanoğlu böyleydi işte yazmaya korkarlar ama başkasına oldu mu acımadan yargılarlardı.

Hangi hakla onun hikayesine çöp derdi. Yelda da o an bir karar verdi. Bu hikayeye devam edecekti.

O sırada dalgın bir halde okula doğru yürümeye devam etti. O kadar dalmıştı ki birinin arkasından ona "Yelda." Diye seslendiğini fark edince yerinde durdu ve sesin sahibine baktı.

Yelda bu, sene üniversite birinci sınıftaydı. Öyle ki hep hayali olan mimarlık bölümünü seçmişti.

Eda yanına gülümseyerek " Selam. Naber?" Diye sorarak geldiğinde iki arkadaş yürümeye devam etti. Yelda da arkadaşına gülümseyerek baktı ve " İyi, senden?" Diye sordu.

Ama her ne kadar gülümsemeye çalışsa da başarılı olamadı. En yakın arkadaşı, aynı zamanda da sınıf arkadaşı olan Eda onun bu ruh halini fark edince " Hayırdır, sen iyi misin?" Diye sordu.

Yelda iç çekti ve " Yok bir şey." Dedi. Ama Eda ısrarla ona bakarak " Var, bir şey. Ben, bir senelik olan arkadaşımı tanımayacak mıyım? Hadi anlat, yine şu senin yazdığın hikaye sitesi meselesi değil mi?" Diye sorduğunda ise Yelda da ister istemez başını evet anlamında salladı.

Eda da arkadaşının bu durumuna üzülerek " Ben, sana her zaman diyorum, bu işleri bırak. Ama dinleyen kim." Diye konuştu.

Birlikte sınıfın önüne geldiklerinde ise içeriye girdiler ve en önde bulunan sıraya yan yana oturdular.

Zil çoktan çaldığı sırada ise sınıf ta yavaş yavaş dolmaya başladı. En sonunda hoca yanında müdürle birlikte sınıfa girdiğinde ise ders de böylece başlamış oldu.

Hoca gülümseyerek sınıfta bulunan öğrencilere tek tek baktı ve " Günaydın, arkadaşlar. Bugün, derse geçmeden önce müdür beyin size bir duyurusu olacak. " dedikten sonra da müdüre döndü ve " Buyurun, hocam." Diyerek sözü konuşması için ona bıraktı.

Müdür derin bir nefes aldı ve " Evet, arkadaşlar. Biliyorsunuz her sene okulumuzda yapılan bir proje oluyor. Bu sene de bu projeyi yapmaya karar verdik. Bu, projenin konusu ise kendi el becerinizle sizlerden birer maket yapmanızı isteyeceğim.  En güzel ve etkileyici maketi yapan birinci olacak. Maketin nasıl olacağı size kalmış yeter ki sıradışı bir şey olsun. Herkes bu projede bireysel çalışabilir.  Evet, iki ay süreniz var. Şimdiden herkese kolay gelsin." Diyerek sınıftan ayrıldı.

Müdür gittikten sonra da sınıfta şaşkınlık dolu konuşmlar devam etti.

Yelda eve geldiğinde ise bütün gün nasıl bir maket yapacağını düşündü. Öyle bir şey yapmalıydı ki herkesin ağzı açık kalmalıydı.

Çöpten Hayaller Where stories live. Discover now