4

91 39 86
                                    

Yelda gözünden yaş aktığı sırada ağladığını ancak o zaman anlamıştı. Hasan ve yanındaki o kadın onu fark etmemişti bile..

Yelda, sanki kalbinin paramparça olduğunu hissediyordu. Hayatında ilk defa birine aşık olmuştu. Ama yanılmıştı.

O zaman ki aşklar çok masum ve sadakat doluydu. Şimdi ki gibi üç gün beş gün insan biriyle gönül eğlendirmiyordu. Hatta o zaman utanma vardı. Şimdi ise dizilerde her şey uluortaydı.

Tam o esnada ise Yelda'nın omzuna birinin elini koymasıyla genç kız kendine geldi. Kimin olduğunu görmek için başını çevirip baktığında ise karşısında gülümseyerek ona bakan babasını buldu.

Babası,  elinde tuttuğu üç kocaman mısır kutusunu ve kolayı havaya kaldırıp ona bakarken " E, hadi kızım. Gelsene film kaçıyor. " diyerek hemen önden ilerledi.

Anne ve babası boş olan üç sandalyeden ikisine oturduğunda ise Yelda hala ayaktaydı.

Derin bir nefes alarak ailesinin yanına doğru yürümeye başladı. Boş olan sandalyeye oturdu ve filme odaklandı. Ama gözleri filmde değil, tam ön sırada bulunan Hasan ve o kadının üzerindeydi.

Kadın, Hasan'a gülerek bir şeyler anlatıyor ve sevdiği adam da onu ilgiyle dinliyordu. Yelda bir an önce buradan kurtulmanın bir yolunu bulmalıydı. Daha fazla kendine işkence etmek istemiyordu.

O an aklına gelen fikirle birden ayağa kalktığında ise ailesi de şaşkın bir halde ona bakarken babası Yelda'ya " Ne oldu, kızım?" Diye sordu.

Yelda derin bir nefes aldı ve  zoraki gülümseyerek " Ben, biraz kendimi rahatsız hissediyorum da. Eve gitsem iyi olacak." Dediğinde babası da endişeyle " Ama daha fîlm bitmedi." Dedi.

Yelda da zoraki gülümseyerek " Başka zaman artık. Kusura bakmayın, buraya kadar sizi getirdim. Gerçekten böyle olsun hiç ama hiç istemezdim." Dedi.

Anne ve babası da kısa bir süre birbirine baktıktan sonra da babası da derin bir nefes alarak başını tamam anlamında salladı ve
" Tamam, kızım. Madem rahatsızsın. Biz de eve gideriz. " diyerek ayağa kalktı.

Birlikte çıkışa doğru ilerlediler. Yelda yerinde durdu ve arkasını dönüp kısa bir süre Hasan'a baktı.

Hasan da o an  başını yana çevirdiği sırada onu fark edince yüzündeki gülümseme yerini şaşkın bir ifadeye bıraktı.

Yanında bulunan kadına gülümseyerek " Ben, hemen geliyorum." Diyerek yerinden kalktı.

Yelda o an Hasan'ın kendisine doğru geldiğini fark edince panikle oradan ayrıldı. Onunla yüzleşmek istemiyordu.

Hasan ise arkasından " Yelda hanım. Bir saniye bekler misiniz?" Diye bağırarak koşmaya başladı.

Yelda ve ailesi de zaman makinesine binmiş çoktan ortadan kaybolmuşlardı. Genç adam bomboş sokakta genç kadını görmek için etrafına dikkatli bir şekilde baktı.

Ama genç kadından hiç bir iz yoktu. Hasan da iç çekti ve tekrar yerine geri döndü

Yelda ise eve geldiğinde durgun bir haldeydi. Sabah ki neşesi gitmişti. Ailesi de bir şeyler olduğunu fark etmiş, ama soramıyorlardı.

Daha doğrusu kızlarının kendiliğinden anlatmasını bekliyorlardı. Yelda direkt odasına gitmişti.

Yatağa yattığımda ise gece yarısını çoktan geçiyordu. Sabaha kadar uyumamış, oradan oraya dönüp durmuştu.

Ne zaman gözünü kapatsa hep o an gözünün önünde beliriyordu. Elini kalbine koyduğu sırada ise ince bir sızı vardı. Sanki nefes alamıyordu.

Çöpten Hayaller Where stories live. Discover now