26-sᴇɴɪɴ sᴏ̈ᴢᴜ̈ɴᴇ ɢᴜ̈ᴠᴇɴɪʏᴏʀᴜᴍ

20 5 0
                                    

   Bir an ona baktım, öğrendiği şeyler çok fazla gelmiş olmalıydı, tabii ki fazla gelecekti, biz buraya kapatılıp otururken iki tane Azkaban Mahkumu bizim yerimize Hogwarts'ın  keyfilini sürüyor, birileri ile konuşuyor ve vakit geçiriyorlardı.
   Bir süre sessiz kaldık, Draco hâlâ aynı pozisyonda oturuyordu vr düşünceli görünüyordu, ilk defa onu bu kadar düşünceli görüyordum.

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"Marry, biz Slytherin değil miyiz? "

   Bu soruyu neden sorduğunu anlamamıştım, yoksa Larry ve Bella'nın da mı Slytherin olduğunu mu söyleyecekti? Ama Larry Hogwarts'da okumamıştı. Kafamı hızlıca sallayıp düşüncelerden sıyrıldım ve cevap verdim,

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"evet, neden ki? "

   Draco bana döndü, bakışı soğuk ve ciddi, gözleri düşünceli görünüyordu, ilk defa onu böyle görmüştüm, sanki ikimizi buradan dışarı çıkartmak ve o ikisini yakalatmak için bir kişilik değiştirmişti. Ya da belki bizi korumaya çalışıyordu, kendini korumaya çalışıyordu..

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"biz boşuna Slytherin seçilmedik, kurnazca bir plan yapıp kaçabiliriz. "

   Haklıydı, daha önce olsa bunu yapamazdım fakat şimdi iki kişiydik, beraber çalışarak çok daha güçlü olabilirdik, asamız yoktu, fiziksel gücümüz de onlara kıyasla pek bir şey sayılmazdı ama bizim aklımız vardı.

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"haklısın."

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"ilk olarak planı yapalım ve daha sonra sen tamamen iyileşince ve ağrıların geçince planı gerçekleştirirz"

   Ben iyice iyileşince mi? Neden sağlığımı bu kadar önemsiyor.. Belki daha başarılı olmak içindir.

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"peki, o halde ilk olarak planı düşünelim, ama ne yapabiliriz ki? Asamız yok, onlara kıyasla fiziksel gücümüz de pek yok"

   Draco yine düşüncelere daldı, fakat bu sefer tek düşünen o değildi, ben de düşünceliydim.
   İlla bir gün evde sadece Narcissa kalacaktı, işte o gün hangi günse ondan yardım isteyebilirdik fakat bunu yapmayabilirdi, kimseye güvenemezdik, özellikle ben Malfoy ailesinin velilerine hiç güvenmiyordum, hem de hiç.
   Çok uzun süre olmuştu, babamı özlemeye başlamıştım ve ikimizin de akıl sağlığı pek iyi değildi, belki de gizlice deliriyorduk, gizlice diyorum çünkü ikimiz de dışarı pek vurmasak da ben biliyordum, deliriyorduk.

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"tıenaklasak? "

   Draco bana döndü, yüzü hâlâ ciddiydi.

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"saçmalama Marry! Benim tırnağım uzun değil. "

   Haklıydı, onun tırnağı uzun değildi, bu da bu planı baltalamaya yetecek kadar büyük bir bahaneydi.

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"peki... Hm.. "

   Draco bir şey diyecek gibi olup sonra sustu, belki de diyeceği şeyi unutmuş olabilir diye pek üstelemeyip düşünmeye devam ettim.
   O sırada yemekler gelmiş ve Narcissa içeri girmişti, ikimize de baktığında yüzünde biraz hüzünlü bir bakış vardı, Draco ise annesine nefret dolu gözlerle bakıyordu, sanki asla affetmeyecekmiş gibi.
   Draco ve Narcissa bakışırken içeride soğuk bir hava vardı,sanki hava bile karamsardı, belki de dışarısı soğuktu ama biz bunu bilmiyorduk fakat tam olarak Malfoy Malikanesi'nde bile olduğumuzdan emin değildim. Çünkü daha önce kapıdan bakma şansın olmuştu be o koridor hiç bir yere açılmıyordu, sadece bir resim vardı.

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"bize buradan nasıl çıkacağımızı söyle. "

   Draco normalde annesini çok severken nasıl olur da onunla bu kadar soğuk bir tonda konuştuğuna şaşırmıştım.

𝙽𝚊𝚛𝚌𝚒𝚜𝚜𝚊:"üzgünüm oğlum yapamam, ayrıca bu kapıyı gelseniz bile nasıl gideceğinizi bilmeden gidemezdiniz. "

   Narcissa dışarı çıkıp kapıyı yine kilitledi, bu kadar kısa bir sohbetin sonunda yine yalnız kalmıştık, evde konuşulanları bile duyamıyorduk ve bu işleri çok fazla zorlaştırıyordu.
   Draco bir şeyler biliyor olmalıydı, buraya geleli henüz en fazla bir gün, en az 12 saat olmuştu ve bir şeyler biliyor olmalıydı, dışarıda ki ayak sesleri kesilince kapıya gitti ve sinirli bir tekme attı, kapı açılmadı fakat vurduğu yerden çatladı.

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"aptallar. Kapı açılmıyor olabilir ama kırılabiliyor! Ne kadar aptalsınız!"

   Draco delirmiş gibi görünüyordu ve bu Draco beni biraz korkutmuştu, elleri tamamen kan içindeydi, ayağı ve kafası da kanıyordu fakat başarmıştı, kapıyı kırmıştı, ikimiz de odadan çıktık ve boş uzun koridora çıktık, kısa bir süre ilerledik ama hiç bir şey yoktu, hiç bir şey.

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"KAPI NEREDE LAN?!"

   Kapının burada olmadığını biliyorum fakat burada bir resim olmalıydı.

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"burada bir resim olmalı.. -"

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"iyi de nerede?! "

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"inan bana bilmiyorum-! "

   İkimizde en kısa zamanda bulmak için canla başla aramaya başladık, galiba en son Narcissa gittiği için resim de onunla beraber gitmişti.

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"Narcissa ile beraber gitmiş olmalı"

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"lanet olsun. Gerçi iyi bir fikir ama şu an kaçmış olabilirdik"

  Draco'nun kanayan eline baktım, cidden kötü kanıyordu, çok fazla kan kaybetmesi ölüme sebebiyet olabilirdi bu yüzden oraya tampon yapabileceğimiz, temiz bir bez olmalıydı, yavaşça odaya döndüm ve aramaya başladım. Odada 2 sandalye 1 yastık dışında bir şey yoktu, sadece bu sabah yenediğimiz yemeklerimizde ki peçeteler şu an işe yarar görünüyordu, onları aldın ve Draco'nun yanına gittim.

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"söz veriyorum, bir gün kurtulacağız ama bu gün değil, hadi otur da elinde ki kanı temizleyelim,"

   Draco bana baktığında alnında da küçük bir yerin kanadığını görebildim, ama orası sorun değildi çünkü cidden çok küçük bir yerdi, şu an kan ile neredeyse tamamen boyanmış ellerine tampon yapmamız gerekiyordu.

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"peki, senin sözüne güveniyorum, "

   Dedi ve ikimizde içeri döndük, Draco sandalyeye oturdu ben de diğer sandalyeyi onun önüne çekip oturdum, bir peçeteyi aldım ve kanayan yere bastırdım, iki elinede bu şekilde tutmamın bir yolu yoktu, peçeteyi sabitleyecek bir şey bulmalıydım. Kafamda ki tokayı çıkarttım ve Draco'nun elinde ki peçeteyi sabitleyecek şekilde eline bağladım, saha sonra o diğer elini uzattı ve ben peçeteyi eline bastırmaya başladım.

𝙳𝚛𝚊𝚌𝚘:"teşekkürler"

   Dedi, ben ona gülümsedim ve cevap verdim;

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"arkadaşlar böyle günler için var. "

   Draco hafif kızardı ama ben onu mâhcup etmemek için fark etmemeşim gibi davrandım.
   Bir yirmi dakika galan sonra kanama tamamen durmuştu, peçete kanla kaplanmıştı, Draco'nun elinde hâlâ biraz kan vardı ama en azındna artık kanamıyordu, diğer eline bakmak için tokayı çıkarttığımda onun zaten durduğunu fark ettim.

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"böyle daha iyi, "

   Dedim alnında ki kanama zaten kendiliğinden durmuştu.
   Narcissa içeri girdi, ikimiz de akşam olmadığına emindik, elinde Draco'nun ellerini sarmak için sargı bezi falan tutuyordu, çok garipti bütün bunlardan nasıl haberdar olabilirdi ki-?
   Yaklaştı, kimse ses çıkartmıyordu, Draco'nun elini temizledi ve sonra sardı, Draco onun yüzüne bile bakmıyordu.

𝙼𝚊𝚛𝚛𝚢:"iyi de, bunların olduğunu nereden öğrendin? "

   Dediğimde bütün gözler bana döndü, Draco'da bu sorunun cevapını merak ediyor gibiydi.

Mrs Grindelwald..? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin