Liaison [JİKOOK]

↝28↜

{▪︎}

-Ertesi gün-

13.06

Yoğun bir sızı ve yorgunluk hakimdi bedeninde.

Göz kapaklarını birbirinden ayırmak istiyordu ama üstünde olan ağırlıklar buna müsaade etmiyordu.

Kirpikleri yardım ister gibi tir tir titriyordu ve göz kapaklarının altında toplanmaya başlayan ılık sıvıyı hissediyordu.

Elini veya kolunu kıpırdatmak istedi ama kendinde o mecali bulamadı.Ağrıyla yüzü buruştu.

"Jungkook,buradayım.." tanıdık bir ses duydu,kulaklarına ulaşmak için uçsuz dağlar arasında defalarca yankılanmış gibi.

Sesini biraz bile olsun duymak istediği kişi değildi,beklediği kişinin sesi değildi.Uğruna herşeyini feda edeceği sesi duymak istedi faydasız kulakları.

"Ji-min" kuru ve tahriş olmuş boğazı ses tellerine adeta ızdırabı yaşatıyordu.Genzi alev almış gibi yanıyordu.

Kapalı göz kapaklarının arasından bir inci tanesi firar ederek şakağına doğru indi.Azap içersindeydi,omegası yoktu yavrusunu özlemişti.

Üstelik mühür..kırılmıştı.

Yavaş yavaş açılan bilinci onu gerçeklikle buluşturduğunda firar eden inci taneleri ardı ardına şakaklarına yuvarlandı.

"Jungkook ağlama,burdayım.Burdayız."

Aynı sesi duydu ama tınısı farklıydı.Bu sefer endişe bürümüştü o sesi.Kulaklarına zar zor ulaşan o kelimelerin içinde bir sözcük takıldı aklına.

Burdayız.

Heyecanla çarptı kalbi,göz kapaklarını inatla zorladı,çenesini kastı.Canı acıyordu ama omegası ve yavrusunu görme mutluluğu daha baskındı.

Sonunda aydınlık çarptı harelerine,soğuk hastane odasının beyaz tavanıyla karşılaştı.Kirli bir beyaz lambası yanıyordu,yinede gözlerini yakmaya yetiyordu.

"Uyandı!Tanrım şükürler olsun!"

Taehyung'un sevinçli tepkisi sessiz odayı doldururken Jungkook başını çeviremediği için görüş açısını yöneterek odaya bakmaya çalıştı.Ama biçare.

Odada sadece iki huysuz beden gördü,Yoongi ve Taeyan.

"Juju.." Küçük alfanın ağlamaklı sesiyle gözlerini kapatıp sıktı,bunu özleyeceğini hiç düşünmezdi ama Taeyan'ın Minju'ya böyle seslenişine bile hasret kalmıştı.

"Su.." kısık olan pürüz sesiyle fısıldadığında Taehyung duymasa bile dudaklarını okuyarak anlamıştı.

Başını hızlıca sallayıp komidinin üzerindeki su şişesine uzanarak kapağını açtı.Ardından yatakta uzanmış bedenin sadece başını kaldırarak ensesinden tutup yükseltti.Çünkü göğüs kafesi sargılarla doluydu.

Jungkook,çatlak yaralı dudakları arasındaki şişeden birkaç yudum içerken ıslanan boğazındaki yanmadan dolayı kaşlarını çatarak yüzünü kırıştırdı.

"Jimin-o nerede?"

Geri çekilir çekilmez başını yastığa koyup nefes nefese konuştu,göğüs kafesinin alt kısmı çok derin bir acıya maruz kalıyordu.