9.Bölüm :"İMTİHAN YERİ"

7 3 0
                                    

Sınıfa... Sınıfa gitmek istemedim asla ama gitmek zorundaydım o polisin yüzünü görmek istemiyordum ama "bir daha karşılaşacağız elbet" dediği cümle aklıma takıldı tekrar görüşecek miyiz bir bildiği vardı bu polisin kesin. Sınıfa girdim üç kişi daha girdi emre bana bir şey soracak gibiydi ama direkt başımı koydum sıraya. Emrede vazgeçmiş olacak ki bana seslenmedi. Kafamı kaldırdım alnımda iz vardı polisler çıkmış hatta sınıfta kimse yoktu emre ile ben vardım bir tek. Emreye baktım o da telefon ile ilgileniyordu,başını kaldırdı ve bana gülümseyip "kanla iyi misin geldiğin an direkt kafanı sıraya koydun ne oldu" hiç bir şey açıklayasım yoktu ve o yüzden Emreye yalan atmak zorunda kaldım ve "ya sıkıldım o yüzden sınavdayız burada neredeyse" emrede elini omzuma koyup omzunu sıvazladı ve "haklısın be peki şimdi ne yapacağız" ve o soru geldi ve tabii ki bu sorunun cevabı vardı "tabii ki de özgenin katilini arayacağız herkes okulda" emrede kaşlarını çattı ve bana sorarmış gibi baktı "ya şey nerede alacağız nereden bileceğiz katili" emreye dalga geçer gibi baktım "ya abi herhalde bir günde bulamayız sadece araştıralım şüpheli hareket yapanlar kimler diye falan" emrede başını salladı ama içimde benim kendi fikrim bile bana saçma geldi çünkü yanımızda ne şüpheliler için not var ve beş yüz kişi ve polislerin içinde... Sınıftan çıktık o polisle karşılaşmak istemiyordum asla ama asla... Peki "asla asla deme" diye bir söz var ama istemiyorum işte bana İMTİHAN yaşattı ya tehdit etti ve "bir daha görüşüceğiz elbet" dediği cümlede gerçekten de bir bildiği vardı kesinlikle çünkü kimse emin emin konuşmamalı ve inşallah dediği çıkmaz o polisin. "üst katlara doğru çıkalım" Emrenin dediği cümle ile kendime geldim dalmıştım boşluğa emrede eliyle beni sarstı "hey kanka alo" emreye döndüm ve tebessüm ettim başımı salladım "üst kata doğru gidelim mi kanla" emre dediğini tekrarladı ve omuz silkip üst kata doğru çıktık her yerde polis kaynıyordu şuan D sınıfında sorgu vardı daha çok var ya İ sınıfına kadar var ve inşallah hemen biter de bu İMTİHAN yerinden kurtuluruz. Rehberlik odasının katına geldik ve bir kat kaldı en üst kat için. Ve en çok bu kat kalabalıktı herkes gergin,stresli ve kötü durumda... Duraksadım ve herkese bir baktım emrede durdu ve "ne oldu be" kaşlarımı çattım ve bir öğrenciye gözüm takıldı emrede oraya doğru baktı hissediyordum. "o kızda ne var niye ona bakıyorsun" aynı kişiye bakıyorduk belli ki. Kzı kahverengi saçlı ve kahverengi gözlüydü saçları düz ama kızda sorun vardı. "kanka ne oluyor ya" emreye dur işareti vererek işaret parmağımı ona gösterdim. Kızda ki gariplik ise şuydu biz kata geldiğimizde sorgudan çıkmıştı belliydi şu an ki durumu ise göğsünü eli ile bastırıp yüzü kıpkırmızı olmuştu. Dengesini kaybetti arkadaşları onu tuttu kız daha da kötüleşti ve "bayılacak" dedim emreye. Emre bir bana bir de oraya baktı ve kız bayıldı emre bana "sen büyücü müsün ileriyi mi görüyorsun" diye bir bakış attı bana. Herkes kıza doğru baktı iki polis kıza doğru gitti ve "açın etrafını nefes alsın" dediler ve ayrıldılar. Arkadaşları çok telaşlıydı. "a-abi sen nasıl bildin" emreye baktım ve "çünkü bende de öyle olmuştu o yüzden tahmin ettim" dedim ve emre ile üst kata doğru ilerledik beraber. Merdivenlerden çıkarken bana kabusu yaşatan polisi gördüm ama arkası dönüktü bir polis ile konuşuyordu. Beni görmesin diye adımlarımı hızlandırdım merdivenlerden ikişer ikişer çıktım emrede benim ani hızlanmamı görüncw "abi bekle yavaş ol" dedi ve o da hızlandı ve üst Kata nefes nefese çıktık ikimiz. "ya abi" emre öksürüp cümlesine devam etti "ya abi neden hızlı çıktın be eninde sonunda çıkacaktık" bende omuz silkip "öff valla ne olmuş sanki alt tarafı nefes nefese kaldık" emrede başını salladı ve asıl konuya geçtik. "tamam şimdi yeter artık bu işi kökünden halledeceğiz"
"nasıl halledeceğiz kökünden" emre bir kaç dakika bakıp devam ettim.
"yav emre sen beni sınamaya mı geldin benim içimdeki o suçluluk duygusunu yok etmem lazım" emrede omuzumu sıvazlayıp bana tebessüm ederek "tamam kanka özür dilerim sana yardım edeceğim" Emrenin içten sıcaklığı ve samimiyeti benim rahatlamama yetti de arttı bile. Ve emreye koridorun sonunu işaret edip "oraya gidelim" dedim ve emrede başını sallayıp koridorun sonuna doğru ilerledik. "heyy sen!" ani bir sesleniş ile emre ve ben arkamızı döndük ve şok oldum o...bana kabusu yaşatan polisti. Allahın cezası polis gerizekalı!. Kaşlarını çattı ve bana baktı "senin burada ne işin var" emre bana döndü ve kaşlarını çattı. "neden sordunuz acaba" emre tedirgince polise sordu ama polis emreye sinirle "sanane bundan o arkadaşınla benim aramda sen karışma!" diye bağırdı emre irkildi ve bende ellerimi yumruk yapıp "ona bağırma!" polis bana baktı ve alaycı bir gülümseme yüzünde oluştu. "sana düzgünce sordu sen neden bağırarak ceva-" polis lafımı kesti ve bana işaret parmağı ile sus işareti yaptı. "özgenin katili sensin canım o yüzden sordum" bu polis resmen benim üstüme geliyordu "ne?" emre bana baktı ve geriye doğru bir adım attı bende gözüm dolarak "h-hayır kanka lütfen ona inanma sana da böyle yapmadılar mı?" emre bir şey demedi sadece bana odaklandı o kadar ağzını açmadı. "ya yeter ben yapmadım" polis yine aynı şekilde alaycı bir gülümseme takınarak "belki bu arkadaşını öldürmek için buraya çağırdın" polisin söylediği gerçekten haddini aşmıştı. "bana bak sen ne diyorsun yok artık" emre bana baktı ve "bu doğru mu" yüzündeki korku çok kötüydü bende ona sinirle "ya sen bana nasıl inanmazsın kanka mal mısın?" polis hâlâ bana bakıyor emrede bana bakıyordu. "haha salak sen katilsin sen buna yaklaşma oğlum dikkat et o katil" gözüm döndü emre bana dehşet ile bakıyordu nefesim kesildi sanki kalbim durdu İMTİHAN girdim bu DAKİKALARda neredeyse. "yeter hayır yeter yeter!" diye bağırdım emre bana yaklaştı "sen bana nasıl inanmazsın nasıl?!" diye bağırdım emre bana hâlâ yaklaştı ve polis "dikkat et yaklaşma ona" diyerek emreyi uyardı. "ya yeter yeter yeter!" bağırdım...bağırdım durdum. Emre ne yapacağını şaşırmış polis ise intikamını almış gibi bakıyordu. Yüzümün kıpkırmızı olmasına yemin edebilirdim ama kanıtlayamazdım. Nefesim hızlandı gözüm karardı yine krize girmiştim duvara tutundum sanki birisi beni boğazlayıp bırakmış gibi nefes alıyordum "selim" diye bağırdı emre "selim" ve bayıldım tekrar ses duymadım...kimseyi görmedim...bir şey hissetmedim... Bri süre sonra gözümü evde,yatağımda açtım gözümü. Yataktan kalktım başım ağrıyordu. Bir not vardı çalışma masamın üzerinde notta ise "ben pazara gidiyorum oğlum uyandığında beni ara ve ilaçlarını al ve dinlen öptüm" annemden bana yazılan notu okudum ve annemi aramak için telefonumu aldım elime ve arama kayıtına girip Canım Annem yazısına bastım telefon çalar çalmaz annem baktı hemen "oğlum iyi misin" bende halsizlikle "iyiyim anne ilaçlarımı alıp yatacağım" annemde "tamam oğlum" diyip telefonu kapattık ve ilaçlarını alıp yatağıma uzandım. Emre nerede acaba nasıl bana karşı hisleri değişti mi o polis bana daha ne yaşatacaktı. Telefondan bildirim geldi yatamadığım için telefonu aldım elime "mesajlar" kısmından mesaj vardı bende merak edip açtım ve "merhaba sayılı sorgumuz şu an için son buldu. Kırk iki tane şüphelilerimiz var onları karakola sevk edeceğiz. Ve bu kırk iki tane şüphelilerimiz içinde sayın selim aksu" sizde varsınız yarın okula gelip oradan karakola götüreleceksiniz iyi günler". Ben şüpheliydim kırk iki şüpheliden birisiydim ben annemlere nasıl diyeceğim ne yapacağım neden şüpheliyim kırk iki kişi içindeyim ben "şüpheliyim".

SUÇLULUK DUYGUSU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin