12.Bölüm :"ÇÖKEN BEDENİM"

5 4 0
                                    

Emre ile karakoldan çıktık ve yürümeye başladık yağmur dinmişti çok şükür "ya kanka çok iyi plan ya"
"sağol kanka" emrede üstüme baktı "ya kanka şey üstüne ne oldu soramadım iyi misin" üstüme baktım üstüm hâlâ ıslaktı ve saçımda öyle ama ilk baştaki gibi çok ıslak değildi üstüm. "ya şey oldu yağmurdan ıslanmamak için koştum ama koşarken de yere düştüm" emrede kahkaha attı ve "evet kanka baya ıslanmamışsın" diyip tekrar güldü. Bende onu yalnız bırakmadım ve bende güldüm yol boyunca biraz iyi olduğumu hissettim ama yol boyunca mı bu mutluluğum sürecek bilmiyorum... Emre ile ayrıldık ve bende binaya girdim içim rahatlamıştı ya plan işe yaramazsa diye yol boyunca düşünmüştüm ama işe yaradı çok şükür. Asansöre bindim ve beşinci kata geldim kapımızın önüne geldim içime su serpilmişti. Kapıyı çaldım annem açtı "hoşgeldin" annem güler yüzle karşıladığı için çok mutluydum "hoşbuldum" dedim anneme ve ayakkabılarımı soyup,odama geçtim babam hâlâ işteydi. Odama geçtim yatağıma uzandım ve artık emre ile katili bulma zamanı geldiğini düşündüm ve zaman geçiyordu bile acaba kim katildi ya. Ya hiçbiri değil ise ya polisler yanlış kişiler seçti ise ne olacaktı ya ne olacaktı? Aklımda binbir türlü soru vardı hepsini birleştirmem gerek yapboz parçaları gibi ama ne yalan söyleyeyim yapbozda da iyi değilsem kafamın içinde hiç iyi olamam off be.

3 saat sonra...

Güzel bir uyku çektim çok şükür banyoya geçtim elimi yüzümü yıkadım ve saate baktım saat 16:28 idi. Annem odama girdi ve bana gülümsedi "günaydın iyi yattın" bende anneme hâlâ uyku sersemi şekilde gülümsedim "evet ya iyi geldi"
"neyse annecim ben markete gidiyorum babanda birazdan gelir tamam mı"
"tamam anne öptüm" annemde bana öpücük attı ve evden çıktı yatağıma uzandım ama su ihtiyacım olduğunu dudaklarımın ve boğazımın kuruluduğundan anladım ve yataktan kalktım mutfağa geçtim. Aklıma yaşananlar geldi nasıl bir çöküntü içindeydim. Aşk-I memnu da ki bihterin finalde ölümü gibi bende bir nevi yaşayan ölüydüm. Lan off ya niye böyle düşünüyorum Bihter ne alaka tövbe tövbe ya benim mantık böyle oldu işte olanlardan sonra. Neyse buzdolabını açtım ve su şişesini aldım lavaboya koydum ve bardak almak içinde üst rafa doğru yaslandım rafı açtım ve bardağı aldım ve o an elim titredi. Elime şok içinde bakakaldım nasıl oldu ya elim titredi ve bardağında elimle birlikte titrediğini gördüm ve her an düşebilirdi bardak ve ben elime kitlenmiştim. Elimdeki damarlar belirgin olmuştu bir damarlarımın belirginliğine bir de elime bakıyordum elim gittikçe titriyor...titriyordu ve sonra bardak elimden yere düştü ve kırıldı. Cam kırıkları ve sesten irkilince kendime geldim ama ellerim hâlâ titriyordu. Cam kırıklarını ağlayarak ve ayaklarım yara bere içinde temizledim. Neden ben Allahım neden ben ya yeter artık! Bıktım ya bıktım! Şişeyi dolaba koydum ve ilk defa su içmekten pişman oldum. Odama geçtim ve ayaklarıma baktım tekrar odamdan çıkıp banyoya gittim ve o lanet bardak yüzünden küfrederek ayağıma yara bandı ile sardım. İnşallah annem görmez diye dua ettim ve odama geçtim. BEDENİM artık benden işlevsiz çalışıyordu. "ya yeter biz çöktük nedir bu çektiğimiz" diye düşünüyordum ve bencede BEDENİM konuşsa böyle derdi. Kendime geldim ve şizofren gibi gerçekten odamda sesli konuşuyordum. Sustum ve eve baktım kimse yoktu iyi. Aaa abi ben iyi değilim paranormal gibi evde biri var mı diye bakıyorum şaka gibi. Kapı çaldı ve irkildim ayağa kalktım ve ben gerçekten normal değildim ona karar verdim. Ve kapıyı açacakken durdum. Kapı bir daha çaldı ve bir daha ama ben kapıya bakıyordum. Kapıya yaslandım ve kulağımı kapının ardındaki seslere baktım. Bizim evde niye kapı deliği yok ki ya. Kapıyı tasarlayanın ve bu kapıyı alanın mantığı yok herhalde. Kapıyı dinledim ses yoktu sadece dört beş defa çalan zil sesiydi ve ben kalıbımı basarak söylüyorum ki not veren kişiydi o gerçekten oydu. Zil sesi durdu ve sessizce kapıyı açtım ama çok az araladım. Maskeli biriydi. Dur bir dakika özgeye çarpan sürücünün maskesi ile bu maske farklıydı. Ya da aynı olsa bile o sürücü mal gibi kapıma gelmezdi. Maskeli yerden not aldı. Bakın ben dedim işte doğruları ayırt ediyorum artık... Maskeli merdivenden inerek gitti ve bende ceketimi giyip ayakkabımı ayağıma hemen getirip telefonu cebime koyup hemen çıktım ve tam kapıyı kapatacakken anahtarı almadığımı unuttum. Anahtarıda aldım ve çıktım. Anneme mesaj attım "anne ben biraz dolaşıyorum anahtarı kapının önündeki halının altına bırakıyorum öptüm" hemen merdivenden hızlıca indim...indim. Ama merdivenler üstüme üstüme geliyordu ve başım döndü ve o an özge önümde belirdi bana gülümsedi ve el salladı. Bende o an merdivenden inerken durdum ve yere düştüm... Ağladım özge yanımda mıydı yoksa? Gözyaşlarıyla aşağı indim ama adam ortalıkta bile yoktu. Sağ taraftaki sokağa hızlıca baktım ve bakkal Salih abiye "Salih abi maskeli birisini gördün mü" Salih abi benim acele acele nefes nefese kaldığımı ve maskeli dediğim için bana baktı kuşku içinde. Ve bende "merak etme arkadaşım" Salih abide kendine gelip "evet gördüm ama diğer sokaktan yürüdü ve sağa döndü" bende "tamam abi sağol" dedim ve hızlıca koştum. Nefes nefese kaldım ve nefesim kesiliyordu. Cekette boğuluyordum. Üstüme üstüme geliyordu binalar ve şimşekler gözümde çakıyordu. Mahalleden çıkan sesler birbirine karışıyor ve yankılanıyordu. Ceketimi çıkardım ve soğuk havada yüzüme çarptı sokağa girip sağa döndüm. Ve durdum. Özge karşımdaydı bana gülüyordu ve el salladı yine binalar üstüme geliyor,selde yankılanıyor ve özge benden uzaklaştı...uzaklaştı ve ben küt diye yere yapıştım gözüm kapandı başımı sertçe zemine vurduğum için iki saniyede gözüm kapandı ama sesleri duyuyordum "aaa çocuk gitti"
"ambulans arayın"
"Ayy bu selim değil mi"
"telefonundan annesi babasını arayın"
"yüz on iki acil ambülans mı"
"hemen Atatürk sokağına acil"
"çocuk evet bir anda bayıldı" ve sesler gitti ondan sonra ne oldu asla bilmiyorum. Ama gözümü açtığımda aydınlık bir ışık karşıladı beni ve rahatsız olduğum için direkt gözümü kapattım. Odamda olduğum belliydi çünkü televizyon ve sadece annemler vardı."ışığı kapatın" gözüm kapalı olduğu için sadece ses duyuyordum. "annem hemen kapatıyorum" ışık kapandı mı diye baktım ve kapandığı için gözümü açtım. "babacığım iyi misin canım"
"annem kuzum ne oldu sana kuzum"
"iyiyim anne baba merak etmeyin"
"oğlum niye dışarı çıktın ki ya soğuk hava çarptı değil mi" babamda başını sallayarak evet anlamında başını salladı bu da anneme katıldığı anlamına geliyordu ama durum böyle değildi ama siz ne olduğunu biliyorsunuz zaten. "hayır anne alakası yok" babamda bana meraklı gözlerle "peki nasıl oldu?" bende nefes alarak anlatmaya başladım "dışarı çıktım ceketimi almıştım yürüdüm yürüdüm ama binalar üstüme üstüme geliyordu ve sesler yankılanıyordu bende yürümeye devam ettim ve gözümde şimşekler çaktı ardından durdum özgeyi gördüm bana gülümseyip el salladı ve ondan sonra gittim zaten" annem ve babam bana acıyarak baktı sonra da birbirlerine baktılar. "ya şey bir şey diyeceğim" annem ve babam birbirine bakmayı kestiler ve bana dönüp "söyle oğlum" dediler aynı anda bende gülümseyip "ben evdeyken susamak için su aldım ve rafa uzandım bardağı aldım ama elim çok kötü titredi. Ve bardak kırıldı"
"hii annecim sen iyisin değil mi bu yara bandı ondan mı" bende başımı salladım ve annem dertli dertli baktı babama babamda anneme baktı. Ve kapı açıldı emre koşarak "kanka!!" diye bağırdı annemle babam emreye bakınca emre duraksadı ve "Ayy çok pardon ya ben biraz tedirgindim de iiy olduğunu duyunca şey oldu" babamda annemde gülümseyip babam "açıklama yapmana gerek yok emrecim kankasınız sonuçta" annemde başını salladı ve odadan çıktılar. "ayyy ne oluyor sana ya sağlamdın seni bıraktığımda şimdi ise.." emre durdu "ya boşver" emrede bir yere odaklanmaktan vazgeçip "nasıl oldu kanka boşverme yok artık" bende ona olanları direkt anlattım. "abi bu ne notmuş bu ne maskeymiş Allah belasını ver-"
"şşş sakin ol" dedim ve emre sustu annemler de içeri geldi ve doktorla beraber doktor bana gülümseyip "geçmiş olsun tosun"
"teşekkürler de bana tosun demeseniz iyi olur lütfen" doktorda gülümsemesini soldurmayıp "tamam" dedi ve dosyaya baktı "her şey yolunda ve iyi bir sıkıntı yok merak etmeyin" dedi herkesin içi rahatlamıştı ve doktor annemlere dönüp devam etti "yalnız bu arkadaşı özge için üzgünüm başınız sağolsun" dedi gülümsemem soldu ne bir dakika annemler özgeyi mi anlatmıştı yani. "sağolun doktor bey" dediler "bence bir psikoloğa görülmesi lazım ve taburcu olup çıkabilirsiniz"
"bizde öyle düşünüyorduk zaten götüreceğiz" dediler ve doktor çıktı. Nasıl yani onlar benim vereceğim kararları kendilerimi veriyorlar bence şaka yapıyorlar herhalde "anne baba ne psikoloğu ben gitmek istemi-"
Babam lafımı kesti ve annem "oğlum bu kadar fazla canına yazık bize anlatmak istemiyorsan o psikoloğa gideceksin"
"hayır girmeyeceğim"
"gideceksin" dedi babam
"hayır" dedim ısrarla ama annem de
"gideceksin" dedi ve taburcu işlemleri için çıktılar. Birde psikolog eksikti sanki bir yararı olacak istemediğim bir yere gitmem ben psikologmuş

2 saat sonra...

Annemle babam randevu bile almıştı ve ben öyle duruyordum gerçekten ama gerçekten kesinlikle haksızlıktı bu haksızlık... Nasıl benim fikrime saygı duymuyorlar ya nasıl? Hemde bu haldeyken bile beni takmıyorlar bile gerçekten kafayı yiyeceğim artık gerçekten ya off. "oğlum yarın öğlen iki de randevu var bir ay oraya gidersin sonra ne oluyor o yola göre devam ederiz" başımı salladım Bir şey diyemedim ki diyemezdim de çünkü beni umursamadılar. Tamam sağlığımı düşünüyorlar,benim iyiliğimi istiyorlar ve canım daha çok yanmasın diye götürüyorlar. İyi hoş ama ben hasta değilim bunu herkes bilecek ben hasta değilim ve elbette birileri duyarsa bana hasta muamelesi uygulayacakları kesin ben...ben...ben hasta değilim... Bari siz beni anlayın. Ama çevremdeki KİŞİLER hiç şüphesiz peşin hükümlü davranıp bana HASTA MUAMELESİ uygulayacaklar ve o psikolog işi benim işime yaramaz. Ben HASTA değilim!!!

SUÇLULUK DUYGUSU Where stories live. Discover now