Kaçalım Buradan

9 4 0
                                    








" Benim bu düğün fiyaskosundan kurtulmam lazım ama nasıl? " Arina kendi kendine konuşunca bir çözüme varamayacağını anladı bir plan yapması lazımdı bunun için ablalarından yardım almayı düşündü ama Yesira bu evlilik ittifakını çok daha önceden istiyordu, Sarina ise babam ne derse kabul diyecek bir kişilikte oldum olası sessiz içine kapanık ve babam yani Kralı ne derse kabul ederdi her zaman.

Ablaları ona yardım etmezdi oda başka birinden yardım alması gerektiğinin bilincindeydi ama önce hangi Kral ile evlenmesi gerektiğini bilmiyordu.

Kuzey Kralı hayır o Kralı Yesira asla ona bırakmazdı ki kendisi de istemiyordu zaten kuzey güç demekti işte bu yüzden Yesiranın gözü her zaman oradaydı.

Doğu Kralı nazik ve efendi bir asilzade gibiydi ama ailesi için aynı şeyi düşünmüyordu Arina aşırı kibirli ve kendilerini beğenmişlerdi bu yüzden Arina asla o aile ile yapamazdı büyük ihtimalle zavallı Sarina o ülkeye o aileye gelin gidecekti onun için üzüldü Arina.

Güney Kralı kaba saba görgü nezaket nedir bilmeyen bir adam ve ülkesinin yarısı çöl yarısı ormanlık olan bir de renkli sahil şeridi vardı Arina o Kralı ve o ülkeyi düşünürken bile içi ürperdi.

Arina yatakta düşüncelere dalmıştı ki o esnada hizmetçisi Daila içeri girdi.
" Günaydın Prensesim"
Daila elinde gül suyu dolu olan kabı yavaşça masaya bıraktı ve hoş bir gülümseme ile prensesine baktı gözleri morarmış büyük ihtimalle dün akşam pek uyumamış yine de prenses bu hali ile bile çok güzeldi lacivertte yakın koyu mavi gözleri beyaz mermer teni ve gün ışığı gibi uzun sarı saçları vardı boyu Ablaları gibi çok uzun değildi ama yinede farklı bir güzelliği vardı.

"Daila sence bu gün beni ne zorluklar bekliyordur?" prensesin dalga geçerek sorduğu soruyu düşündü Daila. Cidden Arina bir prenses olmasına rağmen çok zorluklar çekmişti ilk doğduğu an yalnız kalmış bir annenin varlığından yoksun kalmıştı ne acı diye geçirdi içinden hizmetçi kız kendi annesinin varlığına binlerce kez şükürler etti. Aynı şeyi ben yaşasam nasıl olur diye düşününce istemsiz yüzü buruştu Dailanın.

"Hey neden yüzünü buruşturuyorsun ki çok mu kötü bir gün geçireceğimi düşünüyorsun?" Daila hemen yüz ifadesini düzeltip prensesse bir sorun olmadığını söyleyip güllü su bulunan kaseyi prensesse uzattı yüzünü yıkaması için.

Arina yine annesinin külleri bulunduğu taş mezarlığa gelmişti. Bir saat boyunca düşündü Arina fakat aklına hiç bir şey gelmiyordu kimden nasıl yardım alacağına bir türlü karar veremiyordu işin kötü yanı bu saçma evlilik düşüncesinden nasıl kurtulması gerektiğini de bilmiyor oluşuydu.

Komutan Gras temiz hava almak için denize doğru gitmeye karar vermişti.
Denize doğru yürürken kalbinin delicesine çarpmasına sebep olan Prensesi kuyu şeklinde yapılmış bir taş anıtına yaslanırken gördü.

Neydi onu bu kadar düşündüren, neden sürekli bir şeyler düşünüp daha sonra da başını olumsuz sallayıp tekrar düşünmeye devam ediyordu? İşte bu sorular Grası oldukça rahatsız hissettirdi Prenses Arinanın yanına gitmek istedi onu olumsuzluğa iten yüzünün asılmasına sebep olan tüm düşüncelerden çekip almak ve ona sıkıca sarılmak istedi ama yapamadı içinde o cesaretti bir türlü bulamıyordu komutan.

"Bence gitmelisin onun yanına"

Gras omzuna dokunup konuşan kız kardeşi Mosilleye baktı ve başını olumsuzca salladı.

"O bir prenses, ben onun yanına gidemem ona karşı bir şeyler hissedemem bu yanlış hem onun için hemde benim için sevgili kardeşim. Kral Loardın onu bir başka Kral ile evlendireceği gayette mümkün ve tek duam bu o Kralın kuzenimiz Rhadenis olmaması."
Gras konuşması bitince umutsuzca kardeşine baktı tekrardan ama Mosille onu onaylamdı ve abisinin böyle mutsuz olmasını istemiyordu bu yüzden elinden ne gelirse yapacaktı.

" Yapma abi onun da sana karşı hisleri var hem hangi kızın olmadı ki. Hadi git onun yanına ve belki şansın döner unutma ruhlar bize her zaman yardım eder." Mosille konuşmasını bitirince abisine göz kırpıp omzunu sıktı ona güven vermek için ve tekrar kaleye dönmek için arkasını dönüp yürümeye başlamıştı bile.
Gras ise kardeşinin dediklerini düşünüyordu ruhlar her zaman Grasa yardım etmişti belki bu seferde edebilirlerdi.

"Böyle uzun uzun neyi düşünüyorsunuz Prenses?" Arina aniden duyduğu sesten dolayı irkilmişti ne çok dalmıştı öyle Komutan Grasın geldiğini anlamamıştı bile.

"Bende bilmiyorum Komutan şu deniz gibi büyük bir bilinmezliğin içindeyim ne tarafa dönsem bir kara parçası bulamıyorum."

" Bana anlatın prenses düşündüğünüz şeyleri belki ben o kara parçası olurum sizin için."

Arina Komutanın dediklerini düşündü olabilir miydi belki de bu komutan ona yardımcı olurdu.

Arina duyduğu her şeyi anlattı karşısında ki adama adam da ona olumsuzca baktı güzel kahve gözleri ile Arina sürekli o gözlere bakmak istiyordu o kahverengi gözlerde kayboluyordu ve kalbi o gözleri her gördüğünde deli gibi atıyordu işte o an Arina hiç yapmaması gereken bir şeyi yaptı aniden yüzünü Grasın yüzüne yaklaştırdı onu öpmek istiyordu ki duygularından emin olabilirdi ancak.

Gras yüzünü ona yaklaştıran Prensese baktı aniden gözleri o küçük ve dolgun dudaklara kaydı onu öpebilir miydi ki Gras ikilemde kalmış gibi prensese bakıyordu ya öpecekti onu yada geri çekilecekti ve tam o esnada Prenses ona düşünme hakkı sunmadan onu öptü Gras daha önce hiç böyle hissetmemişti iç güdüsel olarak elleri Prensesin beline gitti ve onu daha çok kendine çekti o tatlı dudakların daha çok tadına bakmak istedi Gras ve öpüşmeleri daha da derinleşti hiç bitsin istemedi Gras.

Arina ani bir cesaret ile öpmüştü Grası ama Gras durmadı açgözlü bir şekilde daha çok istedi ve Arina bunu zevkle kabul etti emin oldu duygularından Grasın dilini ağzında hissedince zevkle titredi Prenses ve emin oldu daha fazlasını istiyordu.

Komutan ve Prenses öpüşürken onları prenses Yesiranın izlediklerinden haberleri yoktu ve Prenses bu gördüğü manzara karşısında hem şaşırmış hemde aşırı öfkelenmişti yapamazdı kendi kız kardeşi bunu ona yapamazdı bir hiç uğruna saçma duyguları için onu tehlikeye atıyordu bu ilişki bitmeliydi Yesira bu saçma ve imkansız aşka engel olmalıydı.

Arina Grasın dudaklarından kendi dudaklarını ayıtdığında nefes nefese kalmıştı ve kendi duygularından emin olmuştu.

"Kaçalım buradan Gras."

Gras bunun her ne kadar aptalca bir karar olduğunu bildiği halde kendini evet derken bulmuştu belki bu sefer şans iki gencin de yüzüne gülebilrdi.






Devam edecek...

KRALİÇE Where stories live. Discover now